22

199 10 1
                                    

Bu bölümü o kadar saçma bitirdim ki
Of özür dilerim ya
Sınavlar falan kafamı asla toparlıyamıyorum.

Cumartesi 19.20
Jimin'den

Şuan Hyungların evindeydik. Namjoon Hyung, Jungkook'u da görmek istediği için hepimiz Jungkook'ların evinde toplanmıştık.  

Ben, Jungkook ve Yoongi yan yana oturmuştuk. Karşımda ikili koltuklarda oturan Tae ve Hobi hyung ikilisi vardı.

Aslında şuan ortam sessizdi. Herkes kafasını telefona gömmüştü. Oflayarak kol saatime baktığımda saatin 19.20 olduğunu gördüm. Hyung birazdan gelirdi.

Yoongi'ye baktığımda o da kitap okuyordu. Ne okuduğuna bakmak için biraz ona yaklaştım. Sabahattin Ali - - İçimizdeki Şeytan'ı okuyordu.

Kitaptan kafamı kaldırıp Yoongi'ye bakmak istemiştim ki o zaten bana bakıyordu. Gülümsedim. Gülümsemesiyle içim huzur ile dolmuştu. Bu aralar gönüllü staj yaptığı için onu çok az görüyordum.

Gözlerindeki yorgunluk kolaylıkla görünebiliyordu. Elindeki kitabın kapağını kapattı.

Geri çekildiğimde Jungkook'un bize bakışlarını yakaladım. Gülüyordu ibne

Ne var dercesine kafamı salladım.

"Yoongi gelsene sana araştırma ödevimi gösteriyim." ulan

Jungkook'un ayağa kalkmasıyla bende itiraz etmeyip arkasından gittim. Merdivenlerden çıkmadan son kez Yoongi'ye baktım.

"Of sanki nereye gidiyoruz? Bir daha göremeyecek gibi bakma bari"

"wldowod9w sus lan. Yürü hadi"

İkinci kata çıktık. Jungkook önde ben arkada odasına girdik.

"Ee noldu anatt"

"Bir şey olmadı..."

"SEVGİLİ sevgili mi oldunuz?"

"Bağırma salak. Evet olduk."

"Oh be"

"Kimseye deme ama şimdilik."

"Niye?"

"Hyungun gelmesini bekliyorum."

"Hee. Ya neden ki?"

"O da görsün beğensin diye."

"Kanka manavdan portakal mı seçiyorsun amk"

"ADASAFAGAHDUAD Salak"

"Of demek istediğim Namjoon Hyung da Yoongi'yi tanısın bilsin istiyorum."

"Anladımm.."

"Oh çok şükür"  yatağın üstüne oturup ayaklarımı  sallamaya başladım. Of çok sıkıldımm

"JUNGKOOOK! GELİN HADİ."  hemen yataktan kalkıp odadan çıktım.
Jungkook da benimle beraber odadan çıkmış merdivenlere yönelmişti.

Hızla merdivenlerden indim. Salona girdiğimde Namjoon Hyung Yoongi'nin yanına oturmuştu.

Beni gördüğünde ayağa kalkıp gülümsedi. Çok özlemiştim gerçekten.

Bir iki adımda yanına ulaşarak ayak uçlarımdan yükselere sıkıca sarıldım.

Kollarımızı birbirimizden ayırdığımızda gülümsedi. Gözü arkada bekleyen Jungkook'a takıldı.

Jungkook'a baktığımda o da Hyung a sarılıp geri çekildi.

"Çok özlemişim seni."

"Değil mi bende oysa daha 2 ay bile olmadı."

"Bundan sonra daha sık görüşelim Hyung."

"Tabii lan. Her ay gelmeye çalışırım... Hem sende gel arada"

"Yaa gelirim tabii."  Yoongi'nin mırıldanarak konuşması konuşmamızı kesmişti.

"Gelirsin gelirsin."

"Pardon kim bu?" hyung un Yoongi'yi tanıdığına kesinlikle emindim.

"Eben"

"QĞĞXALXLQLCPA ALEMSİN KOCACIM."

"Tae sus amk rezil ediyonuz beni"

"QPZPAPXLWLX of Namu sen takma bu ibneyi."

"İbne falan ayıp oluyor bu arada"

"Mmuah"

"Deli bunlar... Namjoon gel biz sofraya geçelim. Sizde boş yapmayı bırakın hadi"
Hobi hyung sen bir kurtarıcısın gerçekten. Çok iyisin.

Hobi hyung elini Namjoon hyung'un sırtına koymuş masaya ilerliyorlardı.

Yoongi ayağa kalkıp üstündeki siyah ve fazlasıyla bol kazağını düzeltti. Önümden geçerken çapkınca göz kırpmıştı.

Şöyle suraya yığılmak istiyorum. Hemen şuan ama

.
.
.
.
.




NEXT TIME(YOONMIN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin