31

127 7 1
                                    


Bu bölümü uzun uzadıya yazmak istedim fakat baş ağrım izin vermedi. Kusura bakmayın. 

İyi okumlarrrrr 











Bogum gelmişti...

Elim ayağım titriyordu resmen. Yıllardır öldü olarak bildiğimiz kişi karşımdaydı. Yüzünde derin bir yara izi duruyordu. Ne olmuştu ona böyle? Onu eve en başında almamalıydım fakat Jungkook'u koz olarak kullanmıştı. Gerçekten bir şeyler biliyor olabilir miydi? Rahat tavırlarla sanki kendi eviymiş gibi önce mutfağa girdi. Elinde bir şişe bira ile çıkmıştı. Daha sonra aynı rahatlık ile salona geçmiş ve daha demin uzandığım koltuğa yayılmıştı. Donmuş bir şekilde kapının başında bekliyordum. Gerçeği kavramam uzun sürmüştü.

Bir dakika evi bu kadar iyi nasıl bilebiliyordu? Mutfağı şans eseri buldum dersem ki çok saçma. Biraları nasıl bulmuştu? Yoongi bu aralar çok içtiği için değil bir başka bir yerde saklıyordum... birasını sakince yudumladı. Şişeyi masanın üstüne bıraktı. Daha sonra bana bakmaya başladı. Içim ürpermişti. Gerçekten tuhaf hissetmiştim.

"Ne konuşacaksan konuş ve git."

"Öyle olur mu Jimin? Hem daha sevgilin gelecek. Onu da görmek istiyorum."

"Sen ölmemiş miydin?"

"Ölmedim ki buradayım."

"Güzel. Neden geldin ve evimin her yerini nasıl biliyorsun?"

"Ah... bugün sevgilimin ölümü üzerinden altı sene geçti Jimin... biliyor musun çok özledim onu. Keşke hayatta olsaydı." bir an duraksayıp konuşmasına devam ederken bende kapıyı kapatıp karşı koltuğa oturdum. İşte şimdi yüz yüzeydik.

"Sorun neydi? Ha burayı nasıl bu kadar iyi bildiğimi sordun. Siz Jungkook'un mezarındayken biraz evde dolaştım. Kusura bakma ya." sırıtmaya başladı. Sinirlenmeye başlıyordum.

"Sana ne oldu Bogum?"

"O çok güvendiğin, hiçbir şekilde toz konduramadığın dünyanın en iyi sevgili olan Yoongi'ye sor bakalım."

"Onun ile ne alakası var?" kahkaha atmaya başladı. Birden ayaklandı.

"NE Mİ ALAKASI VAR?! HA!"

"Bağırma bana. Otur düzgünce anlat sonra siktir git."

"Jungkook sana bunu vermemi istedi. Biraz geç olacak ama..." cebinden bir flashbellek çıkarıp bana uzattı. Almam için daha fazla bana doğru uzattı. Utana sıkıla flashbelleki alıp hırkamın cebine koydum.

"Ne vardı o flashbellekin içinde?"

"Jungkook size veda konuşması hazırlamıştı."

"Ne? Nasıl? Bunu neden sana verdi?"

"Eğer bunu o zaman direk sana verseydi sen çok üzülürdün. Üzülmeni istemedi."

"Ne var peki?"

"Akşam mısır patlatıp sevgilinle izlersiniz." tekrardan kalktığı yere oturdu.

"Kafam çok karışık. Ilk senden başlayalım. Seni bu hale kim getirdi?"

NEXT TIME(YOONMIN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin