14

264 13 3
                                    

Kollarını benden çektiğinde boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Uzun süredir sarılıyorduk.
Uzun ellerini yüzüme çıkartarak okşadı.

"Ben tekrardan öz--"

"Kimseye özür diletmeyen sen özür mü diliyorsun? Hemde defalarca" elini yüzümden çekti.

"Özür dilenmesi gerekiyorsa dilerim. Hem onunla bunun ne alakası var?"

"Bence çok alakası var ama neyyyse çok gelmiyorum üstüne"

"Keşke üstüme gelsen."  Hoop yavaş lan napıyon
Dur mala yatıyım bar ia9zlwlv

"Efendim?"

"Hadi sen geç yat. Saat sabahın 6 olmuş" sözünü bitirdiği gibi yanımdan bir ok misali hızlıca kalktı.

Kedicik utanmıştı. Utanınca çok tatlıydı. Kıpkırmızı olmuştu qpz9qpzme

Ne diyorum lan ben KENDİNE GEL AMİNAKOYİM

Kendi kendime gülmeyi bırakıp dediğini yaptım. Oturduğum yataktan kalkıp dolaba yürüdüm. Şuan duş alsam ne iyi olurdu. Of çok üşendim fazla üşendim.

Yatarken her zaman giydiğim pijamalarımı giydim. Düz gri eşofman ve beyaz tişörttü işte.

Gidip dişlerimi fırçalı- tamam bunu yapmadan direk yatağa atlamış olabilirim ama bunu es geçebilirsiniz bence eşsğqpflw

Pikeyi üstüme çekerek tavana doğru bakmaya başladım. Tamam edebiyat yapmayıp yatıyorum.

***

Şuan kahvaltıda yapıyorduk. Kahvaltı sabah yapılmaz mıydı? Hayır yapılmazdı. En azından pazar günleri için

Saat şuam 14.25 di. Yoongi bey daha yeni uyandığı anca kahvaltı etmiştik. Yani ben bir nevi onu beklemiştim.

Kendisi gidip fırından 8 tane poğaça ve krem peynir almıştı. Elindeki paketi gördüğümde şaşırmıştım. Ben bir tane ile doyuyordum zaten.

Şuan masada Yoongi'nin insanlıktan çıkmasını izliyordum. Bir poğaçayı iki lokmada yiyordu. Bende önümde duran ve bin parçaya böldüğüm poğaçaya bakıyordum.

"yesene Jimin. Ne duruyorsun? Mahvetmişsin poğaçayı."  evet öğlen öğlen ilk fırçamızı yediğimize göre güne başlayabilirim.

"Doydum ben." kafasını tabağından kaldırıp bana bir bakış attı.

"Cidden doydun mu?"

"Evet."

"Peki. İyi ye seninle bir yerlere gidelim."

"Nereye gideceğiz?"

"bilmem, süpriz."  hazırlanmak için masadan kalkacaktım ki kolumdan tutup beni tekrardan masaya oturttu.

"Önce şu tabağını bitir de sonra hazırlanırsın."

"Ama cidden doydum."

"Hadi. Ben duş alana kadar bitir." sandalyesini geriye çekip ayağa kalkmıştı. Sonra merdivenlerden çıkarak görünürden kayboldu.

Görünürden kaybolmak? Neyse wşxğqğdl

Önümde ki tabağa dönüp poğaçayı hızla yemeye başladım. Evet Yoongi'ye dönüşmüştüm...

Tabağımı bitirip hemen odama doğru koştum. Koşmadım uçtum bu arada ama şuan görmezden gelebilirsiniz.

Odama çıkıp yeni kıyafetler aldım. Odada ayrıyeten bir banyo yoktu. O yüzden odadan çıkıp koridorun sonuna doğru ilerlemeye başladım.

Kapıyı itmemle birininde çekmesi bir olmuştu. İlk karşı taraf pes etmiş ve kapıyı çekmeyi bırakmıştı.

Kapı hızla açılınca dengemi kaybedip bir kayanın üstüne düşmüştüm.

Kaya?
Lan bu YOONGI.

gözlerimi açıp üstüne düştüğüm kişiye baktığımda cidden Yoongi olduğunu gördüm.

"Kanka salak mısın? Evde tek ikiniz yaşıyorsunuz zaten. Kim olacak başka."

"Doğru"

"Jimin üstümden kalkacak mısın artık?"

Nasıl rezil bir biçimde durduğumuzu hayal bile etmek istemiyordum.

Yoongi'nin üstündeydim.
Ne?
Evet. Üstündeydim...



Ay çok ani mi bıraktım ağxğwlvpw bilmiyorum.



NEXT TIME(YOONMIN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin