20

204 9 3
                                    


iyi okumalar...


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Jimin 20.30

Kafeden çıktıktan sonra yürüye yürüye sahil kenarına gelmiştim. Kışa yaklaştığımız için havalar artık çok çabuk kararıyor ve yaza göre çok daha serin oluyordu.

Deniz kenarına iyice yaklaştım. Çantamı kaynaklıkların üstüne koyup oturdum. Denizden çarpan hoyrat dalgalar ayaklarıma çarparak geri çekiliyordu.

Cebimden telefonumu ve kulaklıklarımı çıkarttım. Spotify listemden rastgele bir şarkı seçerek telefon ekranımı kapattım.

'Tete - Winter Bear' :)

Şanslıydım. Sevdiğim bir şarkıydı. Her an dinleyemezdim çünkü bu şarkı özeldi ve fazla güzel.

'Yüzünü hayal ediyorum
Bana merhaba derken
Sonra tüm kötü günler
Bana hiçbir şeymiş gibi geliyor
Seninleyken'

Şuan Yoongi olsa diye düşündüm. Gelse ve bana sarılsa kollarını bedenimden hiç çekmese.

Onunlayken gerçekten tüm kötü hislerim bir kuş olup uçuyordu sanki. Şimdi arasam aşar mıydı Tete?

Tete'yi severim. Gerçekten karakteristik şarkıları var. Sanki onun yaşamından, kişiliğinden bir parça gibi gelir her zaman. Her cümlesinde anlam ararım bazen.

Şarkı bitince telefonumu elime alıp telefon kısmına girdim. Kişilerde gezinip elim Yoongi'nin numarasına gitmişti.

' (sanırım ilk bölümlerde böyle bir şey yapmıştım fakat tam hatırlamıyorum.)

Bir delilik yapıp arasam söylesem ona her şeyi. İstiyordum. Gerçekten istiyordum.  O zaman beni tutan şey neydi? O da beni sevmiyor muydu? Benim bir şeyler demem onun için önemli olmaz mıydı?

Soruların cevabı bu telefonda Jimin ara çağır işte.

Numaranın üstüne bastığımda iki saniye sonra telefon çalmaya başladı. Üçüncü çalışta açılmıştı. Ve ardından duyulan o ipeksi ses.

"Neredesin sen? Saat kaç olmuş?"

"Sahildeyim. Öyle oturuyorum."

" öyle oturuyorum mu? Haber vermen gerekmez mi? Bir şey oldu sandım."

"Bir şey olduğu yokta--"

"Çıkar bakalım ağzında ki baklayı. Ne diyeceksin?"

"Yanıma gelsene. Oturalım...konuşalım biraz."

"Olur. Geleyim. Zaten çağırmasan bile gelip alırdım seni. Baksana havaya zifiri karanlık olmuş. Zaman kötü"

"Götü kollamak lazım."

"Alxlsp aynen. Hadi kapat geliyorum ben."

"tamam. Kayalıkların oradayım."

"Geliyorum."

Telefonu kapattığımda kalbim o kadar hızlı atıyordu. Elimle üstüne baskı yaptım.

Kulaklarımı cebime atarak Yoongi kedisini beklemeye başladım.

.
.
.

( ALLAH AŞKINA 505 ŞARKISINI AÇIN.)

15 dakikanın ardından sağıma baktığımda Yoongi'yi gördüm. Bir elinde sigarası diğer elinde de siyah bir poşet vardı.

Üstünde beyaz oversize bir hoodie altında ise gri bir eşofman vardı. Klasik Yoongi işte.

Yanıma geldiğinde gülümsedi. Sigarasını yere atarak ayağı ile söndürdü.

Yanıma iyice geldiğinde poşeti bana doğru uzattı. Hafifçe kalkıp poşeti aldım. Tam dibimdeki kayalığın birine de o oturdu.

"Üff soğuk haa."

"Ne var bu poşetin içinde."

"Aç bakim."

Poşetin içine baktığımda 4 şişe bira olduğunu gördüm.

"Versene birini"  dediğini yapıp elimi havadan daha soğuk olan şişeye götürdüm. Poşetten çıkarıp uzattım.

"Kendine de al."

"İçmiyorum. Sağ ol." küçük bir bakış atarak önüne döndü. Birayı açıp içmeye başladı.

"Ne söyleyeceksin bakalım."

"Hiiç öylesine çağırdım."

"İnanmış numarası yapayım mı?"

"Hayır."

"O zaman söyle bakalım."

"ben -"

"Sen ne?!"

"Böyle yapacaksan söylemem."

"Tamam hadi dinliyorum."

"Bak benim sana karşı bazı hislerim var." Yoongi içtiği birayı sakince yanındaki taşa bırakıp bedenini tamamen bana döndürdü.

"Nerede kameralar?"

"Ne?"

"Nasıl ne? Şaka değil mi?"

"Ne şakası Yoongi? Benim hislerim gerçek ve yoğun."  Yoongi dudaklarını büzmüş şaşkın şakın yüzüme bakmaya devam ederken daha fazla dayanamadım. Evet gerçekten.

Yüzünü ellerim arasına alıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Endişe etmeden ve sadece anın tadını çıkartarak...

Yoongi ilk saniyeler idrak edemese de sonradan sağ eliyle saçlarımı okşamaya başlamıştı.

Dudaklarımı onunkilerden ayırıp boynunda duran ellerimi omuzlarına sararak sıkıca sarıldım.





Middle of adventure, such a perfect place to start.


NEXT TIME(YOONMIN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin