NEXT TIME(YOONMIN)

26

JIN'IMIN DOĞUM GÜNÜ BUGÜÜÜÜÜÜNNNNNNNNN.

"Lan bir dakika boş bırakmaya gelmiyorsunuz." bakışlarımı Yoongi'den çekip hyung'a doğrulttum. Elinde küçük valiziyle mutfak kapısına yaslanmış bize bakıyordu. Gidiyordu. Aslında bana kalsa hep bizimle kalsındı fakat şartlar her zaman lehimize işlemiyordu. Içimde buruk bir hüzün vardı. Namjoon Hyung benim için özeldi. Belki dünyanın öteki ucuna gitmiyor olabilirdi ama ha deyince gelebilecek kadar yakın değildi...

Hyung'a sormam gereken başı şeyler vardı. Mesela Yoongi'yi nereden tanıyor olabilirdi? Aslında üstünde çok durmazdım fakat Namjoon hyung'un bazen eski arkadaşlarından bahsederken fakülteden bir arkadaşı olduğunu ve ona sürekli 'kedi' diye şakalaştığından bahsederdi. Fakat sonra birden yüzü asılır konuyu değiştirirdi. Belki de o kişi Yoongi idi. Çok düşük bir ihtimaldi aslında ama sormaktan zarar gelmezdi.

"Gerçekten gidiyor musun? Akşam yemeğine kadar kalsaydın."

"Halletmem gereken işlerim var. Bu kadar tatil bana yetti."

"Tadını çıkartmadık ama yaa."

"Bunu saymıyoruz o zaman. Sonraki aylarda yine gelirim."

"Söz ver."

"Söz."

"Duygulandım." Yoongi'ye baktığımda yalandan olmayan gözyaşlarını silerek gülüyordu. Bu haline gülümsedim.

"Sen bu aralar çok duygusalsın bakıyorum Yoongi. Dikkat et kırmasınlar kalbini." tamam Hyung ve Yoongi elden gidiyor... ikisi uzunca bir bakışmışlardı. Bakışlarım bir hyung a bir Yoongi'ye gidiyordu. Yoongi öldürecekmiş gibi bakarken Namjoon Hyung piç bir sırıtışla Yoongi'ye bakıyordu.

Ayrıca alındım Hyung ne bu laf sokma çabaları... DÖVERİM SENİ

Yoongi masadan kalkıp Namjoon Hyung'un dibine kadar girdi. Bir dakika öpüşe--

LAN NE DİYORUM BEN

Gülme Jim gülmeeee şuan gergin bir ortamdasın

Yoongi benim asla ama asla beklemediğim bir hareket yaparak Namjoon Hyung'un valizini tutmuştu.

"Sen artık git bence." AAAAAAAA

"Ya niye gerginlik yaratıyorsunuz?" ayağa kalkıp Yoongi'nin elinden sımsıkı tuttuğu valizi aldım.

"Hadi Hyung biz biraz dışarı çıkıp hava alalım. Oradan da uğurlarım seni" hyung fikrimi onaylarcasına kafa salladı. Ikimiz dışarı çıkacakken Yoongi bileğimden kavradı.

"Ben ne olacağım?"

"Çocuk gibi davranmayı kessen diyorum."

"Ben mi çocuk gibi davranıyorum yani?!"

"Evet. O bir misafir ve alttan alman gerekirdi."

"Tamam git."

"Ya gelince konuşuruz tamam mı?"

"Ya asma suratını."

"Tamam tamam gidin hadi."

"Namjoon hyung ile böyle mi kalacaksınız?"

"Nasıl?"

"Böyle işte. Hep gergin, kavga halinde."

"O bana sataşıyor bebeğim. bende cevap veriyorum."