33

134 9 10
                                    


Size sıfır şaka üç bin kelime yazmıştım ama yazarken internetim açık değildi ve sekmeyi kapattığım için hepsi gitti. Size şaka yapmıyorum şu an bu satırları ağlayarak yazıyorum çünkü sinirlerim oldukça bozuk. Offffffff







Kendime geldiğimde baş ağrım anında kendini bana hatırlatmıştı. Ellerimle yerden destek alarak ayağa kalktım fakat kalkmamla başım fena halde dönmüştü. Gerçekten bok gibi hissediyordum. Kapıyı açmaya çalıştım ama asla açılmıyordu. Kitliydi belli ki.

En son neler olmuştu. Sağ elimin baş ve işaret parmağını şakaklarıma yerleştirip ovuşturmaya başladım. Yoongi ile ara vermek istemiştim. Evden çıkmak isteyince Yoongi benim arkamdan gelerek beni durdurmuştu. Sonra kolumdan sürükleyerek çatı katına çıkartmıştı. sonrası... sertçe yere düştüğümü hatırlıyordum. Ve şimdi buradaydım.

Kapının açılmayacağını anlayınca kapı kenarından çekildim. Baş dönmem düz yürümemi bile engelliyordu. Duvarlardan tutunarak belli bir köşeye geçtim. Cenin pozisyonu almıştım. Yer soğuktu. Fazlasıyla...

Gülümsedim. Bu odayı Yoongi ile evlat edineceğimiz çocuğumuz için ayırmıştık. Bana söz vermişti. Güzel bir hayatımız olacaktı. Ardından gülümsemem kesildi. Gözlerim kendiliğinden kapanmıştı...

"Kalksana Jimin." aniden gelen ses ile ayağa kalktım. Her şey bir anlığına çift görünmüştü. Kafamı bir iki kere sallayınca her şey daha net gelmeye başlamıştı.

Jungkook? Tamam şimdi de bir şizofren mi olmuştum?

"Jungkook."

"Seni çok özledim Jimin." Jungkook gelip bana sıkıca sarıldı. Bende ona sarıldım hem de sıkı sıkı.

"Çok güzel kokuyorsun Jungkook."

"Senden benim gibi kokmak ister misin?" başımı hızla salladım. Gülümseyip ellerimi tuttu. Daha sonra beni odadan çıkardı. Ama bizim evimiz değildi burası.

Burası bir gül bahçesiydi.

"Benimle birlikte burada kalmaya ne dersin?"

"JIMINNN!" Kapının girişinde Yoongi vardı. Ne işi vardı onun burada? Kötü kokuyordu. Jungkook'un güzel kokusunu alıp götürmüş gibiydi.

"JIMIN BENİMLE KAL LÜTFEN."

"Jimin hadi gidelim. Daha oynayacağımız bir ton oyun var." bir tarafımda da Jungkook kalmıştı. Ne yapmalıydım?

"Jimin, sevgilim benim. Özür dilerim. Bak gerçekten."

"Benden özür diliyor Kook."

"İnanma seni kandırıyor."

"Evet. Beni kandırıyor."

"Evet. Hadi artık gitmemiz lazım." Jungkook elimden tuttu. Beni öyle hızlı sürüklüyordu ki ruhum bedenimden kopacak gibiydi. Sonra birden vücuduma tokat yemiş gibi oldum. Duraksadım. Jungkook'un elini bıraktım.

"Yapamam Jungkook."

"Beni ona mı tercih edeceksin?"

"Evet." Jungkook birden kaybolmuştu. Nereye gitmişti diye düşünmeme bile vakit kalmadan kendimi yirminci kattan aşağıya çakılır gibi hissetmiştim.

NEXT TIME(YOONMIN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin