İnanmıyorum ya bu Yankı. Saçını siyaha boyatmış ama bu hali ona daha çok yakışmış. Kafamı iki yana sallayı beynime 'kendine gel' mesajı yolladım. Sonuçta o beni o gece umursamayıp Bengü ile gitti. O orospuyu bana tercih etti. Şimdi de gelmiş bana burda..
İyi de çocuk bana bir şey yapmadı ki. Hassiktir ben niye hala buradayım. Elindeki dondurmayı alıp önünden geçtim. Arkamdan bakıyor mu acaba. Uff arkamda biri olunca yürüyemiyorum.
Bir süre sonra hemen yanımda ayak sesi duyduğumda kafamı sağa çevirdim. Yankı bana pişkin pişkin sırıtıyor. Gözlerimi devirip önüme döndüm. Ama Yankı yine o eski inatçılığla benle sohbet etmeye çalışıyor
"Nasıl geçti tatil"Aklı sıra o muhteşem sesi ile beni etkilemeye çalışıyor. Tamam sesinden etkilendim ama bu seni affedeceğim anlamına gelmiyor.
"Bok gibi"Deyip konuyu kapattım. Uzatmaya ne gerek var. Onla diyaloğa girmek istemiyorum. Birden durdu. Ben yine ilerliyordum ama beni kolumdan çekip durdurdu. Beni kendine çevirip yüzüme iyice yaklaştı. Nefesini yüzüme üfledi. Aklıma Ilgaz'ın bedelleri geldi. Ilgaz'ın nefesi huzur vericiyken Yankı'nın nefesi rahatsız edici. İtmeye çalıştım hemen biraz geri sendeledi bende belimi o koca ellerinden kurtardım. Göğsünden biraz daha ittim. Elimdeki dondurmayı kafasına geçirerek
"Seni bok kafalı. İki sırnaştın diye seni affedeceğimi mi sandın!"Dedim ve ayağımı yere vura vura ilerledim. O gerizekalıyı asla ama alsa affetmem. Bengüyü bana tercih ettiyse sonuçlarına katlanıcak. Arkama döndüm ve Yankı'ya baktım. Saçını temizlemeye çalışıyor. Kahakaha atarak tekrar önüme döndüm. Moralim yerine geldi valla. Gittikçe Ilgaz'a mı benziyorum ne?
Piskopatlaştım. Yankı'nın da benden bu tepkiyi beklemediğine eminim.
-------
Ilgaz'dan;Bir türlü aklımdan Hira'yı çıkaramıyorum. Resmen gitti abi ya. Ben o mutlu olsun diye sırf o herifin yaptıklarını unutsun diye ona süpriz yapıcaktım. Ama bir gittim ki Hira taaa ebesinin amına gitmiş.
Artık sikimde bile değil. Sigaramı son kez içime çektim ve sigarayı yere atıp ayağımla ezdim. Bu ara sokakta da hiç mi insan olmaz. Ellerimi cebime sokup ilerledim. Ara sokaktan sonunda çıkıp işlek bi caddeye girdim.
Kaç gündür ya bardayım ya da bir kızın evinde. Artık doğru dürüst bir kafeye gidip karnımı doyurmam lazım. İçki içmekten yemek yiyemedim. Biraz ileride gözüme bir kafe çıktı. İçinde de birkaç tane fıstık. Sarışınını ele bana birini hatırlatıyor. Kumral olanı iyidir.
Kapıyı açıp içeri girdim. Kızlara en yakın olan masaya oturdum. Önümdeki menüye göz attım. En doyurucu yemeklerden birini seçmeye karar verdim. Garson gelene kadar etrafıma baktım. Siktir kumral olan kızın yanına bir erkek gelmiş sarmaş dolaş oturuyorlar. Sikiyim böyle şansı.
Tekrar kafamı masaya çevirdim.
"Ne alırsın beğefendi"Yanımdan gelen tiz sesin sahibi garson olsa gerek. Kafamı çevirdim. Esmer, saçları belinde bir kız sırıtarak bana bakıyor. Aslında güzel kız.
Siparişimi verdim. Kız not alırken dizini hafifçe yukarı kaldırıp defteri oraya koydu ve kendi de biraz eğilerek notunu aldı. Eğilirken tüm malını gördüm zaten. Eteğini biraz yukarı kaldırdı. Mesajı aldım.
Kız mutfak diye tahmin ettiğim yere doğru gitti. Bende ayağa kalkıp peşinden gittim. İçeri girdiğimde kız arkası dönük bir şeyle uğraşıyor. Yeme beni sanki benim geliceğimi bilmiyor. Kafamı iki yana sallayıp sırıttım. Eğleneceğe benziyorum. Gözüm eteğine kaydığında iyice yukarı çıktığını fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE !
Teen Fiction+ Yaşamam için ışığım olur musun? - Karanlığın en dibindeyken mi... *** Ilgaz ve Hira'nın karşılaşmaları pek iyi olmuyor ama sonra bir türlü ayrılamıyorlar. ikisininde hayatı berbat ama onlar beraberken hayat duruyor. Ilgaz'ın bedellerini ödemek z...