Alarmımın sesini duyduğumda hemen komidinin üzerinden telefonumu alıp alarmı kapattım. İrem uyanmaz inşallah. Kafamı sağa çevirip baktım. Mışıl mışıl uyuyor. Derin bir nefes verip yataktan kalktım. Sabahın 4'ünde kalkmak büyük bir başarı doğrusu ama yapacak bir şey yok. Anca valiz hazırlarım ve evdekilere gözükmeden gitmem lazım.
Dün Ilgaz bana resmen 'gitme' dedi. Bu benim için çok önemliydi. Ama burada daha fazla kalamam çünkü hergün daha çok canım yanıyor. Her gün Ilgaz'a daha çok bağlanıyorum. Ankara'ya gidince belki unuturum. Zaten dün bana 'gitme' dediği gibi hemen kendini topladı ve bana konuşma fırsatı vermeden beni eve getirdi. Onu seviyorum ama biz hiçbir zaman biz olamayız.
Dolabın karşısına geçip kendime rahat bir şeyler aramaya başladım. Etek rahat değil, pantolon çok sıcak tutar yine şorta kaldım. En sevdiğim kot şortumu alıp giydim. Üzerimide sıradan bir tişört giydim.
Dolabın üzerinden kocaman mor valizimi çıkardım. Ve yavaşça yere koydum. Fermuarını açıp içine eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Tüm şortlarımı, tişörtlerimi, spor ayakkabılarımı..
Ama elbiselerimi almadım İrem için. O giyer belki buralarda. Kremlerimi makyaj malzemelerimi de koydum.
Son kez valizimi kontrol ettim. Eksik olmadığı kanısına varıp valizi kapattım. Kol çantamada pasaport kimlik vb koyup onuda kapattım.
İrem'in yanına gidip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Biraz kıpırdandı ama uyanmadı. Sonra telefonumu arka cebime sıkıştırdım, çantamıda omzuma attım. Kocaman valizimi de zorla havaya kaldırdım. Ses çıkarmamaya özen göstererek evden çıktım. Hassiktir asansörde bu saatte kimse olmaz ki. Daha saat 5.30. Ama bu valizlerle merdivenden de inemem. Hadi Hira biraz cesaret zaten gidiceksin bir daha bu apartmana gelmiyiceksin. Asansöre doğru yaklaştım. İlk valizimi soktum sonra da ben bindim. Zemin kata bastım. Aynaya bakmamaya çalışarak ve bol bol dua ederek sakin kalmaya çalıştım. Asansör durduğunda indim hemen. Dışardaki aynaya baktığımda suratımın değiştiğini anladım. Betim benzim gitmiş.
Asansörden çıktım. İyiki biletimi dün internetten sipariş ettim yoksa ben bu uyuşuklukla anca öğle arası uçağa binerdim. Apartmanın dışında taksi beklemeye başladım. Acaba Damla'ya veda etsem mi?
Ama o eve gidemem ki hem Ilgaz hem de eniştesi beni öldürür valla. Off off en yakın arkadaşıma veda edemiycem. Arayıp özür dilerim artık. Hem belki o Ankara'ya gelir bir ara. Yaklaşan taksiyi gördüğümde elimi havaya kaldırdım. Taksi önümde durdu ve eşyalarımı koyamama yardım etti. Arkaya oturdum.
Trabzon'da yaşadıklarım gözümün önüne geldi. İlk olarak Ilgaz'la uçaktaki maceralarım. İlgi çekmek için neler yapmıştım. Sonra Damla ile tanışmam, evine gitmem ve uçaktaki çocuğun Ilgaz olduğunu öğrenmem. En çok şadırdığım şey Ilgaz'la Damla'nın kuzen çıkması. voleyboldaki kavgam. Neler yaşamışım iki aya. Ankara'da olsaydım hep bizim grupla gezerdik. Onlarla da çok eğlenirdim ama. Trabzon bana Damla'yı kazandırdı. Kısa zamanda bana kardeşliği öğretti. Ve Ilgaz ne kadar bana hep acı çektirsede, beni ölümlerden döndürsede ben ona çok alıştım. Hayatımın merkezi oluverdi bir anda.
Ama benim artık Trabzon'u unutup eski yaşamıma geri dönmem lazım. Ne Ilgaz ne de Doruk hiç kimseyi hayatımda istemiyorum.
Taksicinin aynadan bana baktığını gördüm. Sapık mıdır nedir ne bakıyo bu
"Hanımefendi geldik. Ücret lütfen"Para düşkünleri sizi. Paranın köpeği olmuşlar resmen. Çantamdan eniştemin bana verdiği parayı çıkarıp verdim. Sonra da arabadan indim. Havaalanı bu saatte bile kalabalık aq. Valizimi alıp içeri geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE !
Teen Fiction+ Yaşamam için ışığım olur musun? - Karanlığın en dibindeyken mi... *** Ilgaz ve Hira'nın karşılaşmaları pek iyi olmuyor ama sonra bir türlü ayrılamıyorlar. ikisininde hayatı berbat ama onlar beraberken hayat duruyor. Ilgaz'ın bedellerini ödemek z...