5 gün sonra;
Sonunda okul başlıyor. Zamanında okulun bitmesini çok istemiştim ama şimdi o günlere lanet okuyorum. Okul en azından zaman öldürüyor. Biraz olsun ailemden uzaklaşmamı ve eğlenmemi sağlıyor. Bu sene son sınıf olmam hiçbir şeyi değiştirmez. Çünkü üniversite hayalim yok. Özel üniversiteye ya da puanım yettiği herhangi bir üniversiteye gidip babamın şirketinde çalışırım. Babama meraklı değilim ama derslerine çalışacak kadar da inek öğrenci değilim.
Sabah alarmımın çalmasıyla gözümü açtım. Bu alarmlara da acımıyor değilim. Çalsa küfür yiyor çalmasa yine küfür yiyor. Alarmın kafasına vurarak durdurdum.
Yorganıma da ayağımla işgence etmeyi bırakıp ittirdim.
Yataktan inip banyoya doğru ilerledim. Aslında banyo olsam iyi olurdu ama şimdi yetiştiremem ben. Banyo işini akşama erteledim. Aynaya yaklaştım. Saçlarım süpürgeye benziyordu. Tanrım ne yaptım ben bu saçlara.
Yandaki çekmeceden tarağımı ve saç spreyimi aldım. Evet kolay şekil alması için sprey almıştım.
Yaklaşık 5 dakikaya saçlarım bir şeye benzemişti. Suyu açtım ve yüzümü birkaç kez çarptıttım.
Aslında ilk yüz yıkanır sonra saç yapılır ama ben ters insanım. Olur böyle şeyler. Banyodaki diğer rutin işlerimi de hallettikten sonra odama geri döndüm. Bugün okulun ilk günü olduğu için forma giymemeye karar verdim.
Dolabın kapağını açtığım gibi üzerime bir yığın eşya boşaldı. Tabi bende yere popo üstü düştüm.
Hassiktir bu odayı niye kimse temizlemedi. Eşyaları üzerimden itip ayağa kalktım. Ne giysem ki. Pijamalarımı hızla çıkardım.
Etek hayırr, taytt hayırr, şort olmazz, yine mi pantolon aq.
Sıradan pantolon da giymeyi reddettim. Diz kapağı kısımları yırtık olan siyah pantolonumu aldım ve zorlukla bacaklarımdan geçirdim. üzerimde beyaz kayık yaka bir tişört giydim. Aynada kendime baktım. Evet ilk gün için oldukça iyidi.
Odamdaki makyaj masama oturdum. Rimelle kipriklerime şekil verdim sonra eyliner sürdüm. Dudak parlatıcımıda sürünce masadan kalktım.
Ayağıma da vanslarımı giydiğimde tamamım. Son olarak çantamı da aldım yanıma. Sıradan siyah okul çantasıydı. Tabi adidas olmasını saymazsak.
İçinde para, telefon, kulaklık, ped, not defteri, kalem, peçete, makyaj malzemelerimi koydum.
Parfümümü de sıkınca odadan çıktım. Normalde okula giderken bu kadar süslenmezdim ama okuldaki diğer sürtükler ilk gün çok abartıyorlardı. Onlardan aşağıda kalmak da bana yakışmaz. Onlar gibi bir yerlerimi göstermiyordum ama onlardan daha şık olamayı beceriyordum.
Evden çıktığımda güneş tüm sıcaklığıyla etrafa neşe saçıyordu. Evim okula yakındı yürüyerek giderdim hep. Kışın bile.
Yanımdan geçen okul servislerini önemsemeden kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Biraz ilerledikten sonra ileride Yankı'yı gördüm. Duvara yaslanmış sigarasını içiyordu. Siktir beni mi bekliyor acaba. Geçen sene hep beraber giderdik. Yanına geldiğimde ona hiç bakmadan yanından geçmeyi planlıyordum ama önümü kesti.
"Artık selam sabahı da mı kestik Hira?"
Dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. Bunu gerçekten sorduğuna inanamıyorum. Bir de hiçbir şey olmamış gibi sarılıp günaydın mı deseydim.
"Evet"
Deyip yanında geçtim. Arkamdan yetişip yanımda yürümeye başladı. Yüzündeki morlukları sormak istesemde sormadım. Sohbet sohbeti açar sonuçta.
"O çocuğun beni ne hale getirdiğine bak Hira. Senin için dayak bile yedim"
Beni birden durdurup bunları söylemiş bir yandan da yüzündeki morlukları göstermişti. Bunları Ilgaz mı yaptı yani. Benim için Yankı ile kavga mı etti.
"Ben senin yüzünden günlerce hastanede yattım Yankı. Yüzünü bile görmek istemiyorum artık. "
Dedim ve tekrar önüme döndüm. Biraz ilerledikten sonra aklıma gelen şeyle tekrar arkamı döndüm. Aynı yerde durmuş hala bana bakıyordu.
"Haa bu arada Ilgaz'ın eline sağlık. Benim yapamadığımı yapmış"
Dedim. Ve hızlı hızlı adımlarla okula doğru yürüdüm. Okula yaklaştığımda telefonu ve kulaklığımı çantaya teptim.
Özlemişim bu okulu. Özel Yağız koleji. Okulun sahibinin oğlu Hasan Yağız'la yakın arkadaş olduğum için devamsızlık sorunum olmuyordu. Hasan sağolsun hemen hallediyordu. Hasan pek okula uğramazdı ama ilk gün belki gelir.
Okuldan içeri girdim ve yeni sınıfım olan 12/B 'ye doğru ilerledim. Birazdan aşağı inip sıra olmamız lazımdı. Meşhur Hakan Yağız'ın konuşması vardı.
Okul müdürümüz Alim hoca Hakan Bey'e o kadar yalakalık yapardı ki. Buna hem ben hemde Hasan kopardık. Alim hoca sırf Hakan Bey memnum kalsın diye Hasan'a onur belgesi vermişti. Okula hiç gelmeyen, babası sayesinde zorla teşekkür alan, bis sürü disiplin suçu yapan Hasan'ın o belgeyi almasına inek öğrenciler hemen itiraz etmişti. Ama kim takar ki onları.
Sınıfa girdiğimde içeride Aylin ve Sezin vardı. Hayret Seray ve Ceren yanlarında değil şaşırdım doğrusu çünkü çoğunlukla beraber gezerler.
Onların yanına gidip sarıldım. Severdim onları en azından inek öğrenci ya da Bengü'ler gibi sürtük değiller.
Neyse sınıftan çıktım ve aşağı indim. Bizim grup toplanmıştı. Hemen onların yanına gittim. Tarık kolunu omzuma atıp yanağımı sıktı.
"Oo fıstık naber"
Dedi onun hareketine gülümsedim. Çocukluktan beri hep beraber olduğumuz için bana yakın davranmasına alışkındım. Bende elimi beline koydum.
"İyim oburum senden naber?"
Dedim ve diğer elimle göbeğine vurdum. Tarık'ın oburluğunu herkes bilirdi. Onun zaafı yemekti. Yemek deyince akan sular dururdu onun için.
"Tatilde pizzacıda çalıştım ama tatil ortalarına doğru battı."
Hahhaa herkes gülmeye başladı. Ordan Eylem lafa atladı hemen
"Tüm pizzaları sen yedin dimi itiraf et"
Bizde Eylem'i onayladık. Tarık kafasını utanır gibi yere eğdi ve evet anlamında kafasını salladı. Seviyorum bu çocuğu yaa komedi.
"Feda olsun sana o pizzalar oburum benim"
Deyip onun arakasında durdum. Kafasını yerden kaldırdı ve beni kucağına alıp döndürdü.
"Helal benim fıstığıma"
Deyip beni yere bıraktı. Bende gülümedim. Sonra gruptaki herkes arkamdaki yere doğru bakmaya başladılar. Hepsinin ağzı o şeklini aldı. Bende arkamı döndüm ve neye baktıklarını görünce benimde ağzım o şeklini aldı.
Ayşenur Can' la el ele tutuşmuş geliyordu. Beni görünce göz kırptı ve elini salladı. Demek sevgili oldular. Helal be size.
Tarık hemen olayı alaya almayı başardı.
"Ool Ayşenur sonunda o katır inadını kırıp sevgili buldun"
Bir kişi harince hepimiz güldük. Gülmeyen tek kişi Ege'ydi. Onun Ayşenur'u sevdiğini tahmin etmiştim ama şimdi kesinleşti. Tamam Ege'de çok yakışıklıydı ama Ayşenur Can'la daha çok yakışır bence.
Ayşenur Can'a sarılıp
"Sonunda buldum aynen"
Dedi Can'da yine o karizmatik gülüşünü attı. Sonra Ayşenur gruptakileri tek tek Can'a tanıttı sıra bana geldiğinde bende elimi ona uzattım ve sıktım.
Can rahat edemediği için yanımızdan ayrıldılar. Ee Ege varken rahat edemedi tabi. O bakışlar altında kim rahat edebilirki. Onlar gidince Ege de sinirlenip başka tarafa gitti.
Kala kala ben, Tarık, Eylem, Hasan kaldık. L koltuğa oturduk ve yaz tatilinde yaptılarımız anlatmaya başladık. Hasan taa Amerika'ya kadar gitmiş. Tabi insanın babası zengin olmuycak arkadaşım. Tarık'da İzmir'de pizzacıda çalışmış. Onun tatilide bol yemekli ve kızlı geçmiş. Eylem zaten hep Ankara'daydı. Benimkini anlatamadım bile o derece yani.
Neyse deyip konuyu kappattım.
"Hadi hocalar herkesi içeri alıyor galiba konuşma bitmiş"
Dedi Hasan. Hepimiz ayağa kalktık ve sınıfa gittik. Ben her zamanki yerim olan en arka ve cam kenarına gittim. Sıkılınca ya camdan bakıyordum ya da uyuyordum. Yanımda normalde Ayşenur oturuyordu ama sevgili bulunca beni sattı. Hemen önümde Tarık ve Hasan oturuyordu. Eylem en öndeydi. Aslında inek öğrenci değildi ama en önde oturmayı seviyordu. Neyse o da bi anormal zaten. Camdan dışarı baktım. Bengü topuklu ayakkabısı, iki karış bile etmeyen eteği ve şifon gömleği ile hiç tarz değildi. Ona sınıfa geldiği gibi 'bizımle degilsın'demek istiyorum. Bu tarz benim izlemeyenler anlamaz. Gözlerimi devirip tahtaya baktım. Daha önce hiç tanımadığım bir hoca gelmiş ve söze başlamaya hazırlanıyordu. Yeni atandığı her halinden belliydi.
"Öhöm öhömm. Evet çocuklar ben Sevda Yıldırım."
Hemen Tarık lafa atladı.
"Yıldırım gibi çakmayında hocam sıfırları"
Deyince tüm sınıf kahkaha attı.
"Öncelikle bana böyle densiz densiz davrananlara puanım sıfırdır. Ve sakın dersimde bir şey yiyip içmeyin"
Dedi. Tarık hemen önündeki yiyecekleri koruma altına aldı. Ama yemeyi bırakmadı tabiki.
"Hocam sizde hep bana oynuyorsunuz ama"
Diye yakındı. Ama hoca bunu umursamadan tekrar laf sokmaya başladı. Bu sevda'ya bir ders vermemiz lazım anlaşılan. Özelliklede Tarık'tan çekeceği var.
O sırada sınıfın kapısı açıldı ve içeri Bengü girdi. Bu kadar geciktiğine göre tuvalete uğrayıp makyaj yapmış olmalı. Hemen elimi yumruk şeklinde yaptım sonra baş parmağımı aşağı doğru sarkıttım.
"Bizımle degilsın Bengü"
Dedim yüksek sesle. Tarık dediğim şeye anırırken diğerleri sadece gülmekle yetinmişti. Elif de hemen bana kötü bakışlar atmaya başladı. Ama onu takan kim.
Tarık arkasına döndü ve bana elini uzatıp çak dedi hemen eline vurdum. Bunu gören Sevda cadısı bize bağırdı hemen.
"Kendi aranızda konuşmayın. Hele sen Tarık efendi"
Bu hoca bayağı bayağı Tarık'a taktı ama bende Hira'ysam birkaç hafta sonra Tarık onu bu okuldan ağlata ağlata kaçırır.
Tam Tarık hocaya laf sokacaktı ki sınıfın kapısı açıldı. Ben kapıyı çalmadığı için müdür sanarken içeri hiç beklemediğim biri girdi. Sert bakışlarıyla tüm sınıfı süzdü gözleri beni bulduğunda neredeyse sıramdan düşmek üzereydim. Yerin dibine doğru ilerliyordum. Taktığı gözlük onu inek öğrenci gibi göstermesi gerekirken daha cool gösteriyordu.
"Burada baş çavuşun eşşeği mi var. Kapıyı çal ve tekrar gir"
Dedi hoca. Ama onu takmıyordu. Sadece bana bakıyordu. Hoca onun çıkmayacağını anlayınca hemen kendini topladı ve gidip kapıyı kapattı. Sanırım korkmuştu.
Tarık arkasını tekrar döndü ve bana baktı.
"Bu denyoz niye sana bakıyor?"
Dedi ama ona cevap bile vermeyecek kadar şaşkındım. O niye buraya gelmişti.
"Kendine bir yer bul ve kendini tanıt"
Dedi hoca bu sefer. O hemen benim sırama yöneldi ve yanıma oturdu. Sonunda gözlerini benden ayırıp hocaya döndü .
"Adım Ilgaz"
Sonra da susup tekrar bana döndü. Sınıfın dedikoducusu Ece hemen bu haberi whattsaptan tüm okula atmıştır bile. Lanet olsun şimdi tüm kızlar ona yavşıyıcak.
"Beni gördüğüne sevinmedim galiba"
Dedi. Ona nasıl derim çok sevindim ama burdaki kızların hayat garantisini ortadan kaldırdın diye.
"Niye geldin?"
Dedim pat diye. Çünkü gerçekten merak ediyorum niye geldi.
"Canım istedi, geldim"
Dedi. Ve tekrar önüne döndü. Bende sınıftakilere baktım. Bengü gözlerini Ilgaz'a dikmiş öylece bakıyordu. Senin gözünü oyarım kız dön önüne.
Sinirden kudurucak kıvama geldim. Herkes Ilgaz'a bakıyor resmen. Ilgaz ise Bengü'ya bakıyordu. Hassiktir Ilgaz'ın dikkatini çekmeyi başardı sürtük.
Zilin çalmasıyla bizim erkekler hemen dışarı döküldü. Tarık'ta abur cuburlarını kimse yemesin diye cebine dolduruyordu. İşini bitirdiğinde bana döndü.
"Hadi fıstık kantine inelim"
Dedi. Ilgaz sert bakışlarını Tarık'a yöneltti.
"Sen in bende gelirim oburum"
Dedim ve göz kırpttım. O da kafasını sallayıp sınıftan çıktı. Sınıfta birtek Ece, Bengü, Elif, ılgaz ve ben vardık. Sıramda ayağa kalktım ve bacağımla Ilgaz'ı itikledim. O ise yol vermek yerine mal mal baktı.
"Çıksana geçicem"
Dedim sinirle. Ona niye sinirlendiğimi bilmiyorum ama Bengü'yle bakışması zoruma gitti.
"Geç "
Dedi ısrarla. Off sana mı yalvarıcam ya ben geçerim. Bir ayağımı onun ayaklarının üzerinden attım. Diğer ayağımı da atacağım sırada dengemi kaybedip kucağına düştüm. O ise hemen beni belimden tutup düşmemi engellemişti. Düşsem daha iyi di dışardan çok yanlış gözüküyorduk çok. Bir yerden flaş patladı. Kesin Ece çekti. Bittik biz bittik okulun ilk gününden dedikodu melzemesi olduk.
Ona bağıracağım sırada Bengü yanımıza geldi ve Ilgaz'a döndü.
"Oynaşmanız bittiyse,Ilgaz konuşabilir miyiz?"***
Arkadaşlar mesajlarınız ve yorumlarınız için hepinize teşekkür ederim ama vote oldukça az lütfen votelemeyi unutmayalım. Öpüldünüz bitanelerim:*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE !
Dla nastolatków+ Yaşamam için ışığım olur musun? - Karanlığın en dibindeyken mi... *** Ilgaz ve Hira'nın karşılaşmaları pek iyi olmuyor ama sonra bir türlü ayrılamıyorlar. ikisininde hayatı berbat ama onlar beraberken hayat duruyor. Ilgaz'ın bedellerini ödemek z...