Ilgaz'ın yaptığı her hareketten sonra içimde kendimle savaş veriyordum. Onu istiyorum ama sonradan pişman olmak da istemiyorum. O sıradan kızlardan da olmak istemiyorum.
"Ilgaz beni bırakmıyıcaksın dimi? Diğer kızları bıraktığın gibi bırakmıycaksın dimi?"
Dedim bir yandan ağlıyarak. Gözyaşlarımı sildi sonra da bana güven verici sesiyle konuştu.
"Sen artık tamamen benimsin. Benim olan bir şeyide benden kimse alamaz"
Deyip dudaklarıma uzandı. Bir eliyle de bacaklarımı araladı. Gelicek darbe için kendimi hazırlayıp gözlerimi kapattım. Bu tarif edilemez bir acıydı. Ama zamanla zevk almaya başladım. Ilgaz bu işi gerçekten çok iyi biliyordu.***
Sabah gözlerimi açtığımda hemen yanıma baktım. Ilgaz yoktu. İlk günden beni bıraktı mı öküz. Böyle bir odunluk yapmış olamaz dimi.
Hassiktir yapmış işte. Gözlerimden akan yaşlara yine engel olamadım. Yatakta doğruldum. Kasıklarımdaki acı yüzünden dişlerimi birbirine bastırdım. Hem o acı hemde Ilgaz'ın beni bırakıp gidişi sinirlerimi fena halde bozdu.
Ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladım.
Benim hayatımda geçirdiğim en güzel geceydi. Ama Ilgaz için öyle değildi galiba. Tatmin olmayıp başka kadınlara gittiğine göre.
Kapı açılma sesi oldu sonra da adımlar. Kesin Damla'dır hıçkırık seslerimi mi duydu acaba!
"Damla lütfen beni yalnız bırak olur mu?"
Dedim. Ve ağlamam devam ettim. Bir el saçımı okşadığında odaya girenin Damla değil de Ilgaz olduğunu anladım.
"S-sen gitmedin mi?"
Dedim başımı kaldırarak. Elinde bir tepsi vardı. İçinde de sıcak olduğunu dumanından belli eden bir süt ve kurabiye vardı.
"Acı çektiğini biliyorum. Süt ısıttım iyi gelir diye. İlk banyo ol sonra sütünü iç"
Dedi yumuşacık sesiyle. O beni düşünüp sabahın köründe kalkıp süt mü ısıttı. Annem gibi sütünü iç dedi diyemiycem çünkü şu yaşıma kadar kimse bana böyle bir şey demedi. İlklerimi hep Ilgaz'la yaşamak çok hoşuma gidiyor.
Çarşafın altından nasıl çıkıcağımı bilmiyorum ki. Tamam dün gece de onun karşısında çıplaktım ama şuan kendimde cesaret bulamıyorum.
Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Ilgaz odunu hala bir şey anlamayıp başımda dikiliyordu. Çarşafı vücuduma sarmaya çalıştım. Ilgaz çarşafın bir ucundan tuttu.
"Siktir, hala mı utanıyorsun?"
Dediğinde daha çok utanıp kızardığımı hissettim.
Gözleri sinirle parladı ve çarşafı üzerimden çekip yere attı. Sonra da odadan çıktı. Bu değişmelerine alışamıyorum bir türlü. Benim için uğraşıp bana değer verdiğini gösteriyo, beni umutlandırıyor sonra da beni bu halde bırakıp odayı terk ediyor. Bıktım bu tavırlarından.
Ya da ben bu dengesize aşık oldum.***
Ilgaz'dan;Sabah Hira'nın inlemeleriyle uyandım. Herhalde acıdandır. Tamam onu ne zamandır istediğim için onun da beni hep oyalamasından hırslandım. Ve biraz sert yapmış olabilirim ama o da çok nazlı ne yapıyım.
Başka bir kız Hira'nın değişiyle sıradan bir kız olsaydı sikime bile takmayıp uyurdum ama Hira'nın acı çekmesi benim de canımı yakıyordu.
Yataktan o uyanmasın diye sessizce çıktım. Odadan adeta bale yaparak çıktıktan sonra mutfağa gittim.
Dolabı açıp sütü çıkardım. Daha önce hiç kimseye yapmadım ama bir kere bi kız kendine yaparken görmüştüm.
Sütü tencereye boşaltıp ısıtıyo. Bunu yapabilirim herhalde.
Sütü tezgaha koyup tencere aramaya başladım. Alt dolapların hiç birinde yoktu. Hangi sik kafalı bu tencereleri üste koydu.
Sonunda üstten bir yerden tencereyi bulup indirdim. Tezgaha koyup içine sütü boşalttım. Yarısı tezgahı mahvetsede yarısını güzelce ocağa koydum. Ocağı yakıp beklemeye başladım. Gözüm masaya kaydığında bir tabak dolusu kurabiye dikkatimi çekti. Onu alıp tepsinin içine koydum sütte pişince bardağa aktarıp onu da koydum. Merdivenleri bardağı dökmeden çıkıp odaya ulaştım.
Hira'nın ağladığını duydum. Siktir hala mı acı çekiyor. Bu kadar mı acıttım canını. Sikeyim böyle işi onun ilkiydi tabi. Ben çok hızlı gittim çok.
Yanına gidip saçını okşadım.
Orda bir şeyler saçmaladı. Gittiğimi sanmış safım benim. Ona banyo olmasını söyledim. Ama bir türlü yataktan kalkmadı. En sonunda çarşafı sarmaya kalktı.
"Siktir, hala mı utanıyorsun?"
Dedim. Tepki olarak kızardı. Şuan ne kadar sexy olduğunu bilse. Ya da ona neler yapmak istediğimi. Sikeyim böyle işi ben birkez birlikte olduğum kızı bir daha istemezdim ama Hira. Onu hep istiyorum niye niye.
Ben aşık olmam ki. Odadan çıktım.
Kızın ilk seferiydi bende atar yapıp odadan çıktım. Sikeyim beynimi şimdi ağlıyordur kesin.
Romantik ılgaz bu zamanlarda ne yapardı diyicem ama öyle biri yok. O zaman yaratırız.
Romantik Ilgaz modeli;
1- daha nazik konuşucak
2-empati midir ne sikimdir onu yapacak
3-onu bir yere getirip, eğlendiricek
4-3.maddeyi erteleme
5-4.madde değiştirilemez veya teklif edilemez.
Evet bu kadar saçmalamak yeter.
Merdivenden kalkıp odaya girdim. Banyodan su sesi geliyordu. Masadaki tepsiye bakınca süt bardağının boş olduğunu gördüm. Sıcak sıcak nasıl bitirdi bu hemen.
Yatağın çarşaflarını çıkarmaya başladım. Bu işe alışıktım defalarca kez odamdakini değiştirmek zorunda kalmıştım. Becerdiğim kızlarla aynı yatakta yatmak prensiplerime aykırıydı. Becerdiğim gibi yollardım. Ama Hira tabiki onlardan farklı.
Çarşafları kenarı atıp yenilerini geçirdim. Evet ebem sikildiğine göre oturabilirim. Su sesi kesildi. Yaklaşık 5 dakika sonra kapı açıldı ve Hira içeri geldi.
Üzerine benim bornozumu giymiş ve saçına ordaki havlulardan birini sarıp gelmişti. Şampuanın kokusu burnumu doldurdu.
Yüzüne odaklandım. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağladı tabi.
Yanına gittim gözlerini yerdeki desenlerini ezberlediği halıdan kaldırıp bana baktı. Elini tuttum.
"Yine o sikik beynim kendini gösterdi. Biliyosun odunluk yapmadan duramıyorum."
Dedim ve sırıttım. Hira da gülümsedi ve ellerini boynuma sarıp sıkıca sarıldı. Bende ellerimi beline getirip sıktım.
"Seni seviyorum"
Duyduğum kelimeyle durdum. Bu kelime beni rahatsız ediyordu. Kimsenin beni sevmesini istemiyorum çünkü üzüleceğini biliyorum. Ellerimi ondan çektim. Ama bir şey anlamasın diye gülümsememi bozmadım.
"Hadi hazırlan"
Dedim Hira bana hayırdır dermiş gibi baktı.
"Oraya gidince görürsün"
Dedim ve göz kırptım. Hira dolabına doğru ilerledi bende o rahat etsin diye odadan çıktım. Artık ufaklığı rahatlatmam lazım. Altıma işiyicem nerdeyse.
Tuvalete doğru ilerledim. Koridordaki Doruk'u görünce koşmaya başladım. O da benim koştuğumu görünce hızla tuvalete uçtu. Resmen uçtu piç.
İçeri girip kapıyı kapattı. Kapıya tekmeyi geçirdim.
"Tut sikini biraz oğlum, ne azdın sabah sabah"
"Doruk seni sikinden tutup balkondan sallandırmamı istemiyorsan sus ve işe"
Kısa bir sessizlik olduktan sonra yine piçin çocuğu konuşmaya başladı.
"İşemiyorum sıçıyorum. Sen alttaki tuvalete hadi hadi. Sağdan sağdan"
"Seni sağdan soldan siksinler Doruk"
Deyip merdivenlere yöneldim. Tuvaletin boş olduğunu görünce kimse kapmadan koştum.
Klozete oturup olucak depremi beklemeye başladım.
İşim bittiğinde klozetin fişini çekip çıktım. Merdivenlerin sonunda oturan Hira'yı görünce yanına gittim.
"Hadi"
Dedim. Ayağa kalktı ve önüme geçti.
"Nereye gidiyoruz?"
Dedi en sevecen sesiyle. Kafamı iki yana sallayıp elini tuttum. Elimin ısındığını fark ettim. Evet onu sevmiyorum ama karanlığımın tek güneşi olduğunu biliyorum.
Evden çıktık. Eli hala elimdeydi ve bu dikkatimi dağırıyordu.
"Doruk'lar bizde mi kalıcak hep"
Dedim sırf konu olsun diye. Evde rahat rahat baxırla bile gezemiyorum. Bana kalsa gezerimde ben gezdim diye Doruk'ta gezerse olay çıkar.
"Kalsınlar ne olucak. Ayrıca sen Doruk'a ne kadar sert davransanda onu ne kadar sevdiğini biliyorum ben"
Ne ne ne ben Doruk'u mu seviyorum. O iti kim sever.
"O beynini siktiğimi evden kovmak için yer arıyorum"
Dedim. Aslında evden kovarsam sonradan pişman olurum ama Hira'nın bunu bilmesini de istemiyorum. Ama sikeyim ki beni tanımaya başladı.
"Ilgaz keşke bugün toka takıcağıma külah taksaydım da ona anlatsaydın "
Yüzümü buruşturdum. Kafamı başka taraf çevirdim.
O değilde biz neriye gidicez ben bunu düşünmeye unuttum. Sikeyim böyle işi.
Gidilebilecek yerler;
-Bar
-blue bar
-siyah
-black bar
-karanlık
-korku filmi
-aksiyon da olabilir
-yeşillik bir yer olabilir
-lunapark olamaz
-sıradan bir cafe de olmaz
Uff ne boktan liste yaptım kafadan. Kafam bile sikik şuan.
Sinemada ne var acaba. İnşallah korkudur bakalım.
----
"Hadi artık girelim içeri Ilgaz"
Hira elimden tutup beni sinemaya sokmaya çalışırken ben hala romantik komedi yazan broşüre bakıyordum.
"Beni siksen o filme girmem"
Dedim ve kafamı yine başka taraf çevirdim.
"Sikemiyiceğim için sorun yok hadi"
Bu kız bu aralar zekileşti mi bana mı öyle geliyo.
"Hiraa!"
Diye kükredim bi anda. Elini çekti ve göğsünde birleştirdi.
"İyi gelme. Belki biraz yaramazlık yaparız diye düşünüyordum ama sen bilirsin"
Dedi ve tek başına içeri girdi. Siktir siktir siktir. Peşinden ilerledim ve o koltuğa otururken bende patlamış mısır alıp yanına gittim. Yerimiz duvar dibi en arkalarda bir yerdeydi.
Evet tam benlik ama film değil işte.
Film başladığında tüm ışıklar söndü. Hira pür dikkat izlemeye başladı ben de onu.
Elimi patlamış mısıra daldırıp içinden bi tane çıkardım. Hira'nın tişörtünden içeri basket atmaya çalıştım. İlk seferinde girmedi sonra bidaha bidaha ve bidaha denedim. Sonunda girdi. Hira başını bana çevirdi ve sessizce
"Ne yapıyorsun?"
Dedi.
"Yaramazlık"
Dedim ve Hira'ya yaklaştım. Onu kucağıma çekip oturttum.
"Film izliyordum"
Deyip dudaklarını büzdü. Daha fazla dayanamayıp dudaklarını büyük bir iştahlıkla öpmeye başladım. O da hemen karşılık verdi. Sonra yavaşça aşağılara kaymaya başladım. Göğsünün üzerini öptüm. Südyenin arasına sıkışan patlamış mısırı iki dişimin arasına aldım. Sonra Hira'nın dudağına yaklaştım. Mısırı onun ağzına bıraktım. Hira gülümsedi sonra da yedi.
ikimizde sırıttık. Yandan bir ses duyduğumda kafamı çevirdim. Yaşlı bir teyze bastonunu havaya kaldırmış bize gargamel gibi bakıyordu.
"Bu gençlerin kökünü kurutmak lazım. Şurda iki saat sikini tutamadın. Hemen şimdi ayrılmazsanız kafanıza bastonu yersiniz"
Dedi bağıra bağıra. Hira hemen kucağımdan indi. Salondaki herkes bize bakmaya başladı. Hira elindeki çantasıyla yüzünü kapatmaya çalıştı. Bu hali ne kadar komik olsa da şuan ciddi bir ortamdayız.
Ayağa kalktım. Hira'da ayaklandı.
"Sanki siktik kızı!"
Diye bağırıp çıkışa yöneldim. Arkamdan yaşlı kadın bağırdı.
"Bi o kalmıştı zaten. İkinci yarıda onu da yapardınız"
Dedi. Valla bu kadının içine bir şey kaçmış. Benim babanneme öpmek desen hemen sustururdu ayıp derdi. Hiç birşeyden haberi olmazdı. Bu kadın neler biliyor. Bu devrin yaşlıları bile kudurmuş.
Sinemadan çıktığımızda Hira bana yetişti.
"Ilgaz ya rezil olduk. Ne yapıcaz şimdi of of"
Hira mızmızlanırken aklıma gelen sarı ampul etkisi yaratan fikirle durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE !
Teen Fiction+ Yaşamam için ışığım olur musun? - Karanlığın en dibindeyken mi... *** Ilgaz ve Hira'nın karşılaşmaları pek iyi olmuyor ama sonra bir türlü ayrılamıyorlar. ikisininde hayatı berbat ama onlar beraberken hayat duruyor. Ilgaz'ın bedellerini ödemek z...