37. Bölüm: Yabancının Gözlerindeki Sinsi Tanışmışlık

363 24 6
                                    

Dünya soyutlanmıştı sanki, etrafımdaki her şeyi ve herkesi flu görüyordum. Tek canlı gördüğüm bir çift gözlerden ibaretti. O yeşil gözlerde bir meydan okuma vardı, aramızdaki bir metrelik mesafeye rağmen sinsi ve kötülük barındıran bakışlarının altında eziliyordum. Kenan'ın flulaşan bedeninin bana doğru yaklaştığını görüyordum, bana seslendiği halde cevap vermemiş olmamdan endişelenmiş vaziyette hızlı adımlarla yaklaştığında kolumu tutup beni soyutlanan dünyanın içinden çıkarana dek onu tam anlamıyla görememiş ve duyamamıştım.

" Ne oluyor Sahra? " diye sordu bana, sesi hafif yüksekti. Esas benim ona ne oluyor diye sormam gerekmiyor muydu? Asıl o bana cevap vermeliydi! Burada ne oluyordu?! Tanrı aşkına, biri bana burada ne olduğunu ve neden Kenan ile o kadının karşı karşıya oturup gülüştüğünü açıklamalıydı! Yoksa kafayı yiyecektim, delirmemek işten değildi!

" Ne oluyor Kenan?! " diye sordum bağırmaktan kaçınamazken, ani bağırmamla şoka uğrayıp yüzünü geriye çektiğinde bana beni anlamadığını belirten yüz ifadesiyle bakmaktaydı. " Kim bu kadın?! " Bu kez daha dirayetliydi sesim, bağırmak yerine sakinleşmeye çabalarken kendimi kontrol etmekte büyük sorunlar yaşıyordum.

" Bilmiyorum, senden az önce geldi Sahra! " Ellerini kendini korumak ister gibi bir suçluluk edasında kaldırmıştı, beni yatıştırmaya gaye ederek sürekli ellerini sallıyordu. " Sakin ol, daha sakin bir yerde konuşuruz bunları, gel oturalım? "

" Neden gülüştünüz? " dedim inatla ayağımı yerde direrken, buradan bir adım dahi atmak istemiyordum. Karşımdaki kadın gözümün içine baka baka bizim kavga edişimizi izlerken sakin hiç olamıyordum! Benden sakin olmamı bekleyemezdi.

" Bir anlık refleks, gereksiz, anlamsız bir şey Sahra! Büyütmeyelim lütfen, gel beni dinle? " Sesini alçaltmış ona inanmam için başını sallamıştı, elini uzatıp elimi tuttuğunda diğer elinide elimin üzerine koyup güven verircesine gülümsedi. Fakat pek de güven hissi alamıyordum şuan ondan, esasında kendime karşı güven eksikliği yaşıyordum, evet ne yazık ki böyle aptal bir girdabın içine düşmüştüm!

" Tamam! " dedim derin bir soluk alırken, kendimi toparlayıp omzumu dikleştirdim. Hala daha bize bakmakta olan kadına son kez bakıp Kenan'ın yönlendirmesiyle yürümeye başladığımda lobiden çıkmış yemek salonuna geçmiştik. Yürüdüğümüz yol boyunca sessizliğimi koruyup derin nefesler alarak öfkemi kontrol altına aldığımda daha sakindim, fevri hareketlerimden pişman olmuşken az önce yaşanan rezillikten dolayı çoktan kendi kendime dövünür hale gelmiştim. Kenan sandalyemi çekip oturmam için beklediğinde bu kibar hareketine karşılık hiçbir tepki vermeden öylece sandalyeye oturdum ve ellerimi masanın üzerine koyup karşıma geçip oturmasını bekledim.

" Evet, seni dinliyorum? " dedim kendi kendime büründüğüm sakinliğe şaşırarak, karşımda omuzları düşmüş vaziyette bana inanamayan bakışlarla bakarken oldukça kırılmış görünüyordu fakat bu halini önemsemeyecek kadar şüphe içindeydim.

" Sahra, ne duymayı bekliyorsun? " Elini saçlarının arasına daldırıp saç diplerinde parmaklarını sürttüğünde diğer eli masanın üzerinde ritim tutmuş masanın altındaki bacağı sallanmaktan masayı titretir hale gelmişti. " Az önce yaşadığımız saçmalığa anlam verebiliyor musun? Ne yapıyorsun Sahra sen?! "

Birden hiddetlenmişti sözleri, sesini her ne kadar stabil tutabiliyor olsa da gözlerinde çakan şimşeklerin gürültüsü kulaklarımda yankılanan tizlikteydi. Gözüm seğirdi, sinir kat sayım onun bana karşı olan bu öfkeli tutumuna karşı daha da artmıştı. Masanın üzerindeki titreyen ellerimi birbirine kenetleyip sakin kalmayı başarabilmek adına içimden birkaç saniye saydığımda karşımda sabırsızlıkla bakmaktaydı.

Meyus ile BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin