11. Bölüm: Haddizatında

1.2K 52 5
                                    

Bir elim göğsüme kapaklanmış diğer elimle koruma iç güdüsüyle kendime siper olduğumda korkudan kalbim ağzımda atıyordu, ayaklarım zangır zangır titriyor gözyaşlarım sicim gibi akıyordu. Kıstığım gözlerimin ardından ona bakındım, gölgesi duvara yansıyan adamın dev gibi görünüyor olması ona bakmak için olan cesaretimi kırıyordu. Ayakkabıları kadrajıma girdi, karanlığın içinde parlayan tek şey elinde tuttuğu ışık ve ayakkabılarından ibaretti. Tuttuğum nefesimle yavaş yavaş bakışlarımı yukarıya doğru çıkardığımda geniş cüsseli ve oldukça uzun boylu olması adımlarımı geriye doğru iteledi, kapana kısılmış gibi hissederken yatak odasının kapısını can havliyle açmaya çalışmış fakat aceleci tavrımla ne olduğunu anlayamadan kapının kolu elimde kalmıştı.

" Lanet olsun! " diye seslice isyan ettiğimde karşımdaki bedenden kıkırtı yükseldi, boğazını temizleyip bana doğru yaklaşmaya başladığında artık yapacak bir şeyimin kalmadığını iliklerime kadar hissedebiliyordum. " Yaklaşma! " diye çığırdım çaresizlikle, kapının pervazına yaslanmış oradan bir güç alırken yorgun ve bitkin hissediyordum.

" Sahra, benim sakin ol. " Nihayet sesi duyuldu, dakikalardır altıma kaçıracak kadar korkutan adam dayanacak gücüm kalmadığı an konuşma kararı almıştı. İçimi kaplayan rahatlamayla dizlerimin bağı çözüldüğünde bacaklarımın üzerine düştüm, gözyaşlarım çığlıklarımın eşliğinde döküldü.

Koştu, yere kapaklanan bedenimi kolları arasına çekip sardığında içlenerek nefes alıyor ağlamalarımı durduramıyordum. Bir eli başımı boynuna bastırırken diğer eli sırtımı sıvazlıyordu.

" Özür dilerim, korkutmak istememiştim. " Üzgün ses tonu kulaklarıma doldu, bedenimi kendinden uzaklaştırıp yüzümü avuçladığında ıslanan yüzüme yapışan saç tutumlarını geriye doğru attı. Karanlıkta yüzünü görebilmek oldukça güçtü, gözlerinin parıltısından başka bir şey göremiyordum.

" Seslendim sana, " diye hıçkırıklarımın arasından hayıflandığımda kızgınlığım ses tonuma fazlasıyla yansımıştı. " Sessiz sedasız, yabancı gibi çıktın karşıma! "

" Haklısın, özür dilerim. " Yüzümdeki yaşları silerken suçunu kabullendiğinde burnumu çekiştirip aramızdaki yakınlaşmaya son vermek adına başımı çevirip ayaklandım. Konuyu uzatmak istemedim, karanlıktan korkup saçmasapan düşüncelere bürünerek kendimi daha da korkutan bendim.

" Tüm köyde elektrik kesintisi var, muhtar sabaha kadar gelmeyeceğini söyledi. " Ayaklanıp karşımda durduğunda açıklama yapmaya yönelik girişimini duymazdan geldim, ondan tarafa dönmezken karanlıkta bu hareketimin ne kadar değerli olduğu meçhuldu.

" Yemek yiyecek misin? " diye sordum kaseti değiştirmek amacıyla, ne elektrikleri ne de az önceki yaşadığım korkuyu tekrar edecek konuları konuşmaya lüzum yoktu.

" Hayır, arkadaşlarla birlikte yemiştim. " diye yanıtladığında başımı sallayıp onayladım. Bu saate kadar arkadaşlarıyla yemek yemekle meşgul olduğunu da anlamıştım böylelikle, ben tüm gün evin içinde onun son sözlerini düşünmemek adına kendimi temizliğe vermişken onun umarsızca arkadaşlarıyla yemeğe çıkabiliyor olması can sıkıcıydı. Bir tek ben kafaya takmış olmalıydım bu konuyu, onun pek umursadığı yok gibi görünüyordu.

Kapı kolunu takıp yatak odasının kapısını açtığında hızlı adımlarla giyinme odasına ilerledim, uykum olmasa da yatacak ve uyumaya çalışacaktım. Sabah çıkardığım geceliği üzerime geçirip yatağın içine girdim. Elinde tuttuğu telefonun fener ışığını kapattı, karanlığın içinde odanın orta yerinde hareketlendiğinde duyduğum fermuar ve kemer sesiyle üzerindekileri çıkardığını kavramış ve onu izlemeye anında son vermiştim. Yatağın içine girip kıvrıldığında bedeninin bana doğru dönük olduğunu enseme vuran nefesinden anlayabiliyordum.

Meyus ile BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin