" Sahra telefonun çalıyor! "
Avaz avaz çalan telefon zil ses tonundan rahatsızlık duyarak yastığın altına soktuğum başımı Kenan'ın homurtusuyla kaldırıp gözlerimi açtığımda telefon durmaksızın tekrar tekrar çalmaya devam ediyor Kenan homurtuyla söyleniyordu. Nihayet telefona uzanmayı akıl edip elime aldığımda sabahın henüz sekizi olduğunu görmemle kaşlarım çatıldı, üstelik ısrarla aramakta olan telefon numarası kayıtlı değildi. Başta sessize almayı düşünsemde içimi kemiren kötü haber güdüsüyle aramayı cevaplandırmayı tercih etmiştim.
" Nihayet susturdun şunu! " dedi Kenan büyük bir homurtuyla ardından yatakta tekrar dönüp iyice yatağın içine kıvrıldı. O sırada telefonun ucundan tiz bir ses yükseldi.
" Nihayet açabildin telefonu! Ne o benimle yüzleşmeye cesaret mi edemedin Sahra Hanım?! " Bu tiz ses tanıdık geliyordu, ama neredendi henüz çıkaramamıştım. Yatakta doğrulup yüzüme gelen saçları geriye atıp gözlerimi ovuşturduğumda daha uyku mahmurluğunu üzerimden atamamıştım, gözlerim uyku diye ağlıyordu adeta! Telefonun ucundaki çatlak sesli her kimse bir an önce konuşup kapatsa iyi olacaktı.
" Cevap versene korkudan dilini mi yuttun?! " Bir kez daha telefonun ucundan aynı tizlikte konuştuğunda kaşlarım çatıldı birden, başıma saplanan ağrıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırdığımda büyük bir aydınlanma yaşamıştım.
" İrem sen misin? " Safça sorduğumda ondan başka kimsenin böyle tiz ve ince bir sesle çığlık çığlığa konuşamayacağını hatırlamıştım. Ne diye aramıştı beni sabahın bir köründe şimdi?!
" Benim tabii İrem! Ya da ecelin diyebiliriz! " diye bağırarak konuşmayı sürdürdüğünde neden bahsettiğini aklım yerine geldikçe düşünüyorken birden gelen daha büyük bir aydınlanmayla apışıp kalmıştım. Elimi alnıma vurdum sertçe, işte şimdi bitmiştim. Kesin sosyal medyadan yanlışlıkla beğeni atma olayımı farketmişti, ebediyen başıma bela almıştım. Lanet olsun!
" İrem kafanda kurduğun gibi bir şey değil, hataydı ve geri çektim zaten beğeniyi bu konuyu hiç olmamış gibi kapatalım. " Ilımlı ve sakince konuştuğumda yarı kapalı olan gözlerim onun yüksek çıkışıyla tamamiyle açılmıştı.
" Heralde geri çekeceksin, bir de utanmazsan geri çekme! Hatta gir profile kocamın tüm fotoğraflarını beğen istersen hadsiz seni! "
İrem yine bildiğimiz gibiydi, bir insan bu kadar bağırırken hiç ses tellerine acımaz mıydı? Başımı ovuşturdum, saç diplerime kadar ağrı vardı. Zaten tüm gece düşünmekten uyuyamamışken bu aptal konu yüzünden bu saatte uyandırılmam başlı başına bir sorun iken bir de İrem'in aptal aptal konuşmaları üzerine eklenince daha da büyük sorun haline geliyordu.
" İrem, cidden seninle hiç uğraşamayacağım kapatıyorum. " dedikten sonra telefonu kulağımdan çekip kapatacağım sırada tekrar bağırmaya başladı, bu kız sabahın bu saatinde bu kadar bağıracak enerjiyi nereden buluyordu?
" Kaçma, kaçma! Yüzleşeceksin benimle korkak! " Tehditvari ve çirkef ses tonuyla tamamen çirkinleşmişti, bu konu fazla uzamıştı artık git gide sinirlenmeye başlamıştım.
" Ne ile yüzleşeceğim İrem, git aynanın karşısında kendinle yüzleş ya da ne yaparsan yap ama beni rahat bırak! " Ben de yükselmiştim artık, uyku falan kalmamıştı, gözlerim tamamen açılmıştı. Başım bu kez sinirden çatlıyordu.
" Kızım sen benim kocamı niye takip ediyorsun? Amacın ne senin?! " Bir yerlere vurduğu gelen seslerden belli olurken şuan ki hali ve etrafında olan bitenler az biraz da olsa gözlerimin önünde canlanmıştı. Bu kız hiç iyi değildi, yemin edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus ile Berceste
Roman d'amour" Sen bercestesin, ben meyus; aşırı zıtlıklarımızın nihayetinde eş olmaya çalışan iki ayrı bedenden ibaretiz sadece, daha fazlası değil! " Sahra ile Kenan'ın zoraki, umutsuz, tutku dolu ve bir o kadar da naif evliliğinin hikayesi! Kapak tasarımı:...