12. Bölüm: Dudağındaki Alev

1.3K 51 5
                                    

Duvarın dibine sindi bedeni, oracıkta bürünüp küçüldükçe küçüldü ve ağladıkça ağladı. Yaslandığım duvarda zihnime doluşan binbir düşünceyle onu izlemekle kalakaldığımda bedenim uyuşmuştu, dudaklarımı kemiriyor ağzıma dolan hafif kan tadını umursamadan gerginlik ve kararsızlıkla daha da kemiriyordum. Yara bere içinde kalan dudaklarımdan farksızdı Kenan, gökkuşağının renkleri yüzünden birer birer silinmişti. Elim göğsüme gitti, hissettiğim ağrının haddi hesabı yokken o ağladıkça ağlamak istememin bir açıklaması var mıydı?

Üzerime kara bulutlar çöküyordu, onu suçladığım her anın nihayetinde tüm suçlar bana çevriliyordu. Kendi kendimi suçlu kılıyor ve hapsediyordum, onu bu hale getirdiğim için kendimi sorumlu tutuyor ve içim içimi yiyordu. Ben sokakta oynayıp gülerken, çay içip sohbet ederken onun her yerde beni aramış olması düşününce kulağa hiç adil gelmiyordu. Ona bir haber bırakabilirdim, aklıma eseni yapıp öylece çıkıp gitmemeliydim, saati kontrol etmeli eve vaktinde dönmeliydim. Benimsememiş olsam da ben evli bir kadındım, sorumluluklarımı reddetmek yerine ona ayak uydurmalı ve anlaşmaya bakmalıydım. Tek başıma gibi davranmıştım, biliyordum. Hata bendeydi, bir de onu ciddiye almadığımı düşündürmüş ve işleri daha da çıkılmaz hale getirmiştim, büyük hataların içindeydim.

" Kenan? " diye seslendim toparlanıp sesimi bulabildiğimde, içime kaçan sesimi zar zor duyabilirken onun duymamış olma ihtimaliyle tutmayan bacaklarımı hareketlendirip ona doğru ilerledim. Kendinden emin değildi adımlarım fakat kesinlikle ona varmalıydım da!

" Beni darmadağın ediyorsun! " diye söylendi mırın kırın çıkan ses tonuyla, içindeki ağrıyı söküp atmak istercesine yüzünü buruşturmuş sertçe yutkunmuştu. " Her seferinde ruhuma zelzeleler yağdırıyorsun, dağılıyorum, ayakta kalamıyorum! " Sıraladı sözlerini, sığındığı duvar dibinde bana yüzünü dahi dönmezken kelimeleriyle bir kez daha sırt dönmüştü.

Kalbimi yasa boğan neydi? Kanımın kaynamasının, midemin çalkalanmasının, göğüs kafesimin prangalara sarılmasının nedeni neydi? O karşımda koca bir yıkımla dururken hissettiğim enkazın altında kalmışlığım nedendi? Kulaklarımda çınlayan kelimeleri ayaklarımı yere mıhlarken, kalbime mıhlanan ona dokunma ve sarılma isteği nedendi? Gitsem ayaklarım yerinde sayacaktı, gitmesem kalbim yerinden ona yükselecekti.

Elleri zeminin üzerinde ritmik sesler çıkarttı, bedeni istisnasız titremeye ve sallanmaya başlamıştı. Kamburlaşmış bedeni, dik duramayan omzu ve sayıklayan dudaklarına nazaran gözyaşları oldukça şiddetliydi. İçimi çektim, o bu haldeyken üzülmemek elde değildi. Sürükledim adımlarımı, sindiği duvar dibine onun yanına çöktüm. Elleri zemini kazırken tırnaklarının kırıldığının ve kızarmaya başladığının farkında bile değil gibiydi, uzanıp ellerinden yakaladım onu ve daha fazla ellerine zarar vermesine mani oldum.

" Sorun ne? " diye sordum, tüm anlamsızlıklarıma tek anlam katacak bilgi bu sorumun cevabından ibaretti. Titreyen ıslak bakışları ellerini tutan ellerimin üzerindeyken burnunu çekiştirdi, gözyaşı düşüp yanağından hızlıca kaydığında boynunda asılı kalmıştı. Bir çocuk gibi karşımda korunmasız, yalın haliyle, titrek ve gözyaşları içerisindeydi. Alışkın değildim, bir erkeğin bu kadar korunmasız ve belirsiz olabileceğini bana hiç söylememişlerdi. Ne yapabileceğimi, onu nasıl avutabileceğimi, nasıl koruyabileceğimi bilememek beni ondan geride tutuyordu.

" Seni evimi yurdumu bileyim, korktukları gibi gözümü hırs ve intikam bürümesin diye bana verdiler biliyor musun? " diye konuşmaya başladığında omzunun üzerinden yorgun ve bitkin bakışlarla bakıyordu. Kaşlarım havalanarak büzüldüğünde garip bir ifadeyle ona bakıyordum, ne demek istediği zihnimde meçhuldü.

" Yanılmışlar! " diyerek güldüğünde omuzları sarsılmıştı, isteksiz gülüşü matem doluydu. " Seninle evlenmek beni eve bağlamadı, tahmin ettikleri gibi beni eve bağlayamadın çünkü beni istemedin. " Buruk bir tebessümle dönüp yüzüme baktığında dudakları titriyordu, ıslak kirpiklerine yeni bir yaş dolduğunda söylemlerinin üzerine kabul etmezcesine başımı iki yana salladım fakat haklılık payı da vardı.

Meyus ile BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin