Çing!
"Hoşgeldiniz Madam"Bir Noel dükkanının önünde duyulan güzel Noel Şarkısı sesleri, tarçınlı kurabiye kokuları, çocukların ellerindeki oyuncaklar, Noel'i Noel yapan kar, süslenen binalar...
Saatlerdir aynı yerde oturmuş Noel'in klasik koşturmacasını izlerken en sevdiği Kurabiyeden yiyen genç adam.
Keşke hep böyle kalsa diye düşündü. Yılın en sevdiği zamanıydı. Sanki kendisi tamamlanmış gibi hissediyordu. Çok daha mutlu.
Gidip gelen insanları izleyip düşüncelere dalmışken yanına birinin oturup ona bira uzattığının farkında değildi genç adam.
"Alacak mısın yoksa ikisini de ben mi içeyim?" Gözlerini belli bir noktadan sonunda hareketlendirip yanındaki adama baktı.
Elindeki birayı aldı. "Sağol"
Yanına oturan adam kendi yaşlarında gözüküyordu. Çok güzel gözleri vardı. Güzel bir yüzü. Başına gri bir bere takmıştı. İnce montunun altına ekose desenli bir gömlek giymişti. Bu kara kışta üşümüyor muydu?
Tabii ki üşüyordu. Dudakları morarmış, burnu kızarmıştı ama çok umurunda değilmiş gibiydi.
"Ee anlat. Bu güzel günde burada olmanın sebebi nedir? Ailen seni merak edecek" yanına oturan adam bir kez daha birasından içmeden önce konuştu.
Genç güldü "İlk bir sor bakayım merak edecek bir aile var mı ortada?" Bir yudum daha.
Ağızlarından duman çıkıyordu. Yanındaki adam hemen mahçup oldu. "Özür dilerim. Bilmiyordum"
İyi rol
Genç adam ona bakmadan kafasını salladı "Özür dileme nereden bilecektin? Her neyse sen anlat. Sen neden buradasın?"
Adam omuz silkti. Bu cevap ikisi içinde yeterli olmuş, gecenin 11'inde azalan koşturmacayı izlemeye başlamışlardı.
Biralar bittiğinde güzel gözlü adam iki bira kutusunuda alıp çöpe attı. Tekrar gelip oturmadı ama çöpün yanında yürümek için genç adamın gelmesini bekledi.
"Adın ne?" Genç adam, güzel gözlü adama sorduğunda biraz gülümsedi.
"Yeosang. Senin?"
"San" ikiside yürürken birbirine gülümsedi. Yaklaşık yarım saat yürüdüler. San arada ağzını açıp kapatıyordu.
"Söyle" Güzel gözlü olan bir şey söylemek isteyip söyleyemediğini anlamıştı. Buna şaşıracak durumda bile değildi.
"Bildiğin bir satıcı var mı? Anlarsın..." ensesini kaşıdı güzel gözlü olan kafa salladı. Sağına ve soluna bakıp kısık sesle konuştu.
"Adonis'e git. Onda olmayan bir şey emin ol kimsede yoktur. Ama dikkat et ters düşme. O işinde iyi bir Cadıdır" Yeosang göz kırptı.
Bu da demekti ki isterse hayatını kaydırır. Fakat tek şansı buydu. Hiç kimsede istediği hap kalmamıştı ve kriz geçirmek istemiyordu.
"Teşekkürler. Ben bulurum kendisini" Yeosang gülümsedi. San koşarak ara sokağa girerken bağırdı "Bira için sağol!"
___________
Güncelleme; çoğu kişi çıkmış. 221 okunma var burada ama bir sonraki bölüm 91 ve eğer buraya kadar geldiyseniz ve çıkmaya karar verdiyseniz. Nedenini yazabilir misiniz? Çünkü merak ediyorum sorurunun ne olduğunu. Düzeltmeye çalışırım 🥰 teşekkürler şimdiden
Eveet sonunda yeni bir fic yayınlıyorum
Umarım sonuna kadar götürebilirim. Bu sefer farklı bir şeyler denemek istedim.
Bakalım beğenecek misiniz.
Yine çok okunmayıp yorum falanda geleceğini düşünmeden karantinada yazdığım bir hikayeyi atıyorum
Şu an aslında 5 bölümü yazdım ama yeni atmaya cesaret edebildim
Woosan ile kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woosan/Adonis
FanficSokakta uyuşturucu bağımlısı olan Choi San, önemsiz işe yaramaz biri olduğunu düşünüyordu. Ta ki ona her şeyden yakın olan insanı tanıyana kadar. Onun hikayesi, kendi hayatına girmesiyle başlıyordu, ve bunun geri dönüşü yoktu {081021} -Uyuşturucu...