Gördüğüm kişiyle şaşkınlıkla yerimde birkaç saniye donakalsam da o da beni gördüğü için görmemezlikten gelmek ayıp olur diye düşünüp zaten yanıma gelmekte olan adama doğru yürüdüm.
''Ayaz Hocam, sizin burada ne işiniz var?''
''Ben de sana aynı soruyu soracaktım. Beni mi takip ediyorsun yoksa?'' diye sorup gülümsedi.
''Hayır hocam neden takip edeyim sizi gayet normal şekilde düğüne geldim.''
''Düğün sahibi senin neyin oluyor ki?''
''Teyzem, yani evlenen teyzemin kızı oluyor.''
''Ne büyük tesadüf damat da benim amcamın oğlu.''
''Gerçekten büyük tesadüf. Akraba olduk yani şimdi?'' dedim şaşkınlıkla dolu bir sesle.
''Öyle oldu biraz.'' dedi ve dudaklarından erkeksi bir kıkırtı döküldü.
Bu içerisinde bulunduğumuz hali hazırda garip olan durumu gülüşüne kayan gözlerimle iyice garipleştirdiğimi fark edince kafamı sallayıp yeniden gözlerine baktım.
''Neyse, ben annemlerin yanına gideyim.''
Kafasını salladı ''İyi eğlenceler.'' dedi.
''Size de iyi eğlenceler.'' deyip annemlerin oturduğu masaya doğru yürümeye başladım.
Yerinden kıpırdamadan benim gitmemi izledi. Bunu çok rahat bir şekilde hissedebiliyordum. İstifimi bozmadan annem ve babamın olduğu masaya gidip boş sandalyelerden birine oturdum ve az önce yaşadığım anın gerginliğini biraz olsun üzerimden atmaya çalıştım.
''Tanıdık biri miydi?'' dedi annem gürültülü müzik sesinden kulağıma eğilip bağırırken.
''Hastanedeki hocalardan biri.'' dedi üstün körü.
''Bizim taraftan değil bildiğim kadarıyla, damat tarafından mıymış?'' dedi merakla.
''Damadın amcasının oğluymuş.''
''İstemede falan da hiç görmedim. Emin misin amcasının oğlu olduğuna?''
''Öyle dedi işte anne. Hem yurt dışında eğitim aldığı için daha birkaç hafta önce döndü. Görmemen normaldir.''
''Bak o dediğin olabilir.''
Gelin ve damat salona giriş yaparken herkes susmuş slow bir şarkı eşliğinde onları izliyordu. Gelin ve damada baktığımda gözüme Ayaz hoca çarptı. Dikkatle beni izliyordu. Gözlerimiz kesişince vakit kaybetmeden gözlerimi kaçırıp gelinle damadı izlemeye devam ettim. Piste geçip ilk danslarını etmeye başladıklarında etraflarında gezen çocukları aileleri zapt etmeye çalışıyordu. Bir iki tanesini de ben piste çıktıkları an koşarak kenara çekmiştim.
Dans bittikten sonra yeni bir dans müziği çaldı ve bu defa gelinle damadın etrafında diğer çoğu çift de geçip dans etmeye başladı. Ben de annemle babama dönüp kalkıp dans etmeleri için ufak bir uğraşa giriştim. Benim zorumla da olsa kalktıktan sonra gülümseyerek pür dikkat onları izlemeye başladım. Ta ki birinin önümü kapatmasına kadar. Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığımda biraz gerilsem de belli etmemeye çalışıp kendimi geri çektim. Ayaz hoca elini uzatıp gülümseyerek konuştu.
''Dans edelim mi?''
Ne cevap vereceğimi bilemeden mahcup şekilde gülümseyip kafamı olumsuz anlamda salladım.
Elini çekip başka bir soru sordu.
''Oturabilir miyim peki?'' dedi gözleriyle az önce annemin kalktığı koltuğu işaret edip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...