Hemşireler beni yoğun bakımdan çıkartırken sayıklıyordum. ''Kurtarın onu! Çok geç kaldım, ona onu sevdiğimi söylemek için çok geç kaldım. Ölmesin. Lütfen ölmesin.'' derken başımı sağa sola sallıyordum.
Kapının yanındaki koltuklardan birine boþ bir çuval misali bedenimi bırakıp başımı duvara yasladım. Gözlerimi kapattığımda gözlerimin önüne Açelya'nın az önceki anları geldi. Bilinci kapalı şekilde o yatakta makinalara bağlı şekilde can çekişiyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.
''Of!'' diye yüksek sesle konuştum. Dirseklerimi dizlerime yaslayıp avuçlarımla yüzümü örttüm. Ellerime değen ıslaklıkla ağladığımı yeni idrak etmiştim.
''Açelya, dayan ne olur.'' dedim yüzümü kapattığım için boğuk bir sesle.
Yoğun bakım kapısının açılma sesini duyunca ellerimi yüzümden çekip ayağa kalktım.
''Yaşıyor deyin ne olur.'' dedim gözlerimden akan yaşlarla yalvarırcasına. Doktor düz bir ifadeyle bana bakıyordu. Umutla gözlerinin içine bakarken konuştu.
''Yaşıyor.'' dedi yüzünde oluşan ufak gülümsemeyle. Duyduğum kelimeyle derin bir nefes verip gözyaşlarımı sildim.
''Yaşıyor.'' dedim kısık bir sesle.
''Durumu nasıl?''
''Stabil.'' dedi uzatmadan tek kelimeyle.
''Şimdi ne olacak peki?''
''Dediğim gibi şu anda durumu iyi. Planladığımız gibi devam edeceğiz.''
''Peki teşekkür ederim.'' diyerek derin bir nefes verdim.
''Tekrar geçmiş olsun.'' diyerek yanımdan ayrıldı.
Yanına tekrar girmek istesem de aynı şeyleri yaşama korkusuyla bu isteğimden vazgeçmiştim. Ayağa kalkıp merdivenlere yöneldim. Zemin kata inip hastaneden çıktım. Önümden geçen taksileri durdurmak için elimi kaldırsam da dolu olduğunu görüp elimi indirdim. Sonunda gelen taksilerden biri durduğunda arka kapıyı açıp oturdum.
Taksi harekete geçerken taksiciye otelin adını söyleyip başımı arkaya yasladım. Az önce yaşadığım korku vücudumu hala terk etmemişti. Her ne kadar hastaneden ayrılmak istemesem de orada durmamın kimseye hiçbir faydası olmayacağını bildiğim için en azından birkaç saat dinlenmemin hem kendime hem de sabah çevremdekilere daha çok faydası olacağını düşünüyordum.
Taksi otelin önünde durunca ücreti ödeyip taksiden indim. Otele girip direkt olarak sabah tuttuğum odaya çıkıp üzerimi değiştirmeden kendimi yatağa bıraktım. Bir süre boş boş tavanı izledikten sonra ayağa kalktım. Cebimden telefonumu çıkartıp Cem'i aradım. Telefon ikinci çalışta açıldı.
''Alo.'' diye açtı telefonu.
''Cem.''
''Çetin, ben de seni arayacaktım. Çıktı mı ameliyattan?''
''Çıktı.'' dedim yüzüme yerleşen buruk tebessümle.
''Durumu nasıl?''
''Ameliyattan çıktığında iyiydi ama daha sonra bir sorun oldu.'' derken pencerenin önündeki tekli koltuğa oturdum.
''Ne sorunu? Ne oldu?'' dedi endişeyle.
''Kalbi duruyordu.'' dedim o anı anlattığım için tekrar yaşıyormuş gibi hissetmemden kaynaklı titreyen sesimle.
Derin bir nefes alıp konuştu. ''Taksit taksit anlatmasana oğlum. Cımbızla mı alayım lafları ağzından. Anlatsana her şeyi. Ne oldu? Nasıl oldu?'' dedi tahammülü kalmamış şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...