Selaammm, nasılsınız? Umarım çok çok çok iyisinizdir. Yeni bölüm sizlerle, umarım severek okursunuz.
Yeni bölüm için sınır 50 oy, 30 yorum. Oy verip yorum yapan elleriniz dert görmesin 😄. Bu sınır geçilir geçilmez en fazla üç gün içerisinde yeni bölüm sizlerle olacak.
Hastaneye girmeden ufak bir araştırmadan sonra dekanlığı bulup içeri girdim. Sekreterlikten gerekli evrakların yazılı olduğu kağıdı alıp çıktım. 12 maddeden oluşan listedeki eksik evrakları gidermek için arabaya bindim.
Yaklaşık üç saatin sonunda sırasıyla olmasa da imkanım olduğunca beş maddeyi eleyip evrakları yan koltuğa bırakmıştım. Arabayı çalıştırmadan çantamdan telefonumu çıkartıp Nil'i aradım. İkinci çalışta açılan telefonla konuşmaya başladı.
''Alo, Açi.'' dedi uykulu bir sesle.
''Uyandırdım mı?''
''Çok uyudum zaten. Önemli değil. Sen ne yaptın?'' deyip esnedi.
''Evrakların bir kısmını hallettim. Otele geliyorum şimdi. İyiysen hazırlan da ev bakmaya çıkalım.''
''İyiyim iyiyim. Uyumadan önce birkaç eve bakmıştım internetten. Hem bu çevreye de çok uzak değil anladığım kadarıyla. Hazırlanmaya başlıyorum hemen.''
''Tamam, görüşürüz.''
''Görüşürüz.'' deyip aramayı sonlandırdık.
Arabayı çalıştırıp otele doğru sürdüm. Gün boyu dışarıda olduğum için fazlasıyla yorulmuş olsam da daha bir sürü işim olduğu ve bu işleri en kısa sürede bitirmem gerektiği için dinlenmeye büyük bir zaman ayırmayı düşünmüyordum.
Otelin önünde durduğumda yan koltuğa bıraktığım evrakların üzerindeki telefonumu elime alıp Nil'i aradım.
''Aşağıdayım ben.''
''Geliyorum.'' deyip aramayı sonlandırdı.
Nil'i beklerken başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süreden sonra arabanın kapısının açılma sesiyle gözlerimi araladım. İrkilerek etrafıma baktığımda arabanın içinde olduğumu hatırlayıp vücudumu dikleştirdim. Gözlerimi birkaç defa art arda kapatıp açtıktan sonra gözlerimi evrakları ve telefonumu kucağına alıp koltuğa oturmuş Nil'e çevirdim.
Üzerindeki içinde bulunduğumuz sonbahara uyumlu kahverengi tonlarındaki kazağı, pantolonu ve çantasıyla çok şık görünüyordu. Gülümseyerek bakışlarımı yüzüne çıkartıp yaptığı yine sonbahara uyumlu turuncu tonlarındaki makyaj zaten güzel olan yüzünü daha da güzelleştirmişti.
''Çok şıksınız Nil Hanım. Maşallah.'' deyip kucağındakileri alıp arka koltuğa bıraktım.
''Nerede ne duruma düşüp ne yaşayacağının belli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Her zaman hazırlıklı olmalıyım. Belli mi olur hayatımın aşkını bulurum belki.'' dedi gülerek.
Cevap vermeyip gülmekle yetindim. Arabayı çalıştırıp nereye gideceğimizi sordum. Emlakçıyla konuştuğunu ve saat altıya kadar dükkanda olacağını söylediği için dükkanın adını navigasyona girince yol tarifine uyduk.
Yaklaşık beş dakika sonra aradığımız emlak dükkanının önünde durmuştuk. Arabayı uygun bir yere park ettiğimde arabadan indik. Dükkana girdiğimizde kırklı yaşlarında, orta boylu, başının üstündeki saçları dökülse de etrafındaki saçları yerini koruyan bir beyefendi bizi karşıladı.
''Hoş geldiniz.'' dedi gülümseyerek.
''Hoş bulduk, bugün telefonda konuşmuştuk. Size gün içerisinde arkadaşımla geleceğimi söylemiştim.'' dedi Nil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...