31.Bölüm

765 37 0
                                    

Selaammm, nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. Ben iyiyim. Yeni bölüm sizlerle, umarım beğenirsiniz.

Satır arası yorum bırakıp oy vermeyi unutmayın. Seviliyorsunuz.

Dudaklarıma onunkinin yansıması olan ufak bir gülümseme yerleşmeye çalışsa da başarısız oldu ve çenem titredi. Eş zamanlı olarak gözlerim dolarken hızlıca kollarımı boynuna doladım. Gözyaşlarım boynunu ıslatırken beklemeden kollarını belime dolayarak beni mümkün olan en sıkı şekilde kendisine çekti.

''Gittiler.'' dedim gözyaşlarımın arasından.

''Bizi bırakıp gittiler. Bir veda bile etmeden. Öpmeden, sarılmadan bir anda kuş olup uçtular.'' deyip hıçkırdım.

''Şşttt, tamam güzelim. Sakin ol. Dök içini.'' dedi titreyen sesiyle bir eli sırtımda diğer eli saçlarımda dolaşırken.

Ben ''Gittiler.'' diye gözyaşlarımın arasından sayıklamaya devam ederken oturduğum kaldırımdan kaldırıp öne doğru uzattığı bacaklarının üzerine oturmamı sağlayarak sıkıca sarıldı.

Ağlamam hafiflediğinde başımı göğsünden kaldırıp gözlerimi gözlerine sabitledim. Kızarmış gözlerle bana bakıyordu. Ellerini yanaklarıma getirip başparmaklarıyla akan yaşları sildi ardından da yanaklarıma birer öpücük bıraktı.

''Eve çıkıp dinlenmek ister misin biraz?'' diye sordu.

Başımı sağa sola sallayıp konuştum. ''İstemiyorum.''

İstemiyorum değil de hazır değilim. Ben bu evden en son annem ve babamla vedalaşıp çıkmıştım. Ben bu evden en son çıktığımda içinde annem ve babam vardı ama artık yoklardı. Şu anda cenaze evi olarak dolup boşalsa da kısa bir süre sonra kimsenin yaşamadığı bir yer haline gelecekti. Ben annemle babamın artık bu evin içerisinde güler yüzleriyle beni bekliyor olmayacakları gerçeğine hazır değildim.

''Ne yapmak istersin peki?'' dedi parmakları yanaklarımda dolaşırken.

''Hiçbir şey, oturalım burada sadece.'' dedim başımı omzuna yaslarken.

''Hava serin. Üşürsün burada. Arabaya geçelim bari.'' dedi kollarını vücuduma sıkıca sarıp saçlarımın arasına öpücük kondurmadan önce.

''Biraz böyle kalalım.'' dediğimde yanağını saçlarıma yasladığını hissettim.

Cevap vermedi, ben de hissettiğim huzur ve üzüntü karmaşasıyla gözlerimi kapattım.

Sanki babam sokak başından elinde ekmek poşetiyle çıkıp gelecek ya da annem pazar arabasını sürükleyerek yorgunluktan söylene söylene eve çıkacakmış gibi hissediyordum ancak bu söylediğim şeyler artık geride kalmış, imkansız hale gelmişti.

Üzerimdeki kazak her ne kadar ince olsa da arasında bulunduğum kollar sayesinde en ufak bir üşüme hissetmiyordum. Belki de üşüyordum ama farkında değildim.

Çetin'in elleri kollarımdan kayarak dizlerimin üzerindeki ellerime ulaştığında tuttu ancak amacı elimi tutmaktan çok üşüyüp üşümediğimi kontrol etmekti sanırım. Üşümediğimi fark ettiğinde eli tekrar sırtımı bulmuştu. İçimde sönmek bilmeyen yangından dolayı üşümüyordum sanırım.

Orada oturduğumuz saatler boyunca Çetin tek kelime etmeyip sadece sıkıca sarılmış, yanımda olduğunu hissettirmişti. Yanağını başımın üzerinden kaldırıp gözlerini gözlerimle birleştirmeye çalışarak başını bana doğru eğmişti.

''Acıkmadın mı? Bir şeyler yer misin?'' dedi ilgi dolu sımsıcak bir sesle.

''Acıkmadım.'' dedim sadece.

Aşka BiletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin