Bana baktığını gördüğüm kişiyle dudaklarımda istemsiz bir gülümseme oluştu. Onun da dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm oluşmuştu. Arkamı dönüp baktığımda hastayı götürdüklerini görüp yerime doğru ilerledim.
''Neyi varmış?'' diye sordu Nil.
''Kalp krizi.'' dedim hala az önce yaşamış olduğum anýn etkisinden çıkamamış şekilde gülümserken.
''Adam kalp krizi geçirdi diye böyle gülümsemeyeceğine göre ne oldu anlatsana.''
''Bir şey olmadı aslında.''
''Olmadıysa neden sırıtıyorsun?'' dedi merakla tek kaþýný kaldýrýrken.
''Ben hastanın yanından kalkıp sahaya baktığımda tüm futbolcular o tarafa bakıyordu. Ama Çetin bana bakıyordu. Ya da bana öyle geldi bilmiyorum.''
''Ya gerçekten mi?'' diye ciyaklamıştı Nil.
Koluna dokunup sessiz olması için işaret parmağımı dudağıma bastırmıştım. Sahayı gösterip maçın başladığını işaret ederek önüme döndüm. Dudaklarımda hala hafif bir tebessüm vardı.
3-1 lik skorlu zaferle maç bittiğinde Türk taraftarların hepsinin yüzlerinde kocaman gülümsemeler vardı. Oturduğumuz tribünün en başına giden Nil bana sesleniyordu.
''Hadi Açelya çabuk çıkalım yol uzun.''
Ben ona doğru ilerlerken futbolcular da soyunma odasına girmek üzere stadyuma doğru adımlıyorlardı. Ben futbolculara doğru bakarak yürürken Nil'in bana seslenmesiyle etrafı izleyerek stadyuma giren Çetin Acar bu tarafa doğru bakmıştı. Gözleri bu tarafa kayınca kafamı önüme çevirip hızla Nil'in koluna girdim. Sırıtıyordu.
''Kasıtlı yaptın değil mi?'' dedim sitemli bir ses tonuyla.
''Evet, iyi de yaptım. Adını öğrendi hiç değilse.'' dedi gülerek.
Stadyumdan çıkacakken gördüğüm kişiyle duraksadım. Çetin Acar'ın sevgilisi karşımdaydı. Gülerek yanındaki arkadaşlarıyla konuşuyordu. Yanındaki kadınlardan birinin milli futbolculardan birinin eşi olduğunu biliyordum.
''Ne oldu? Neden durduk?''
''Yok bir şey. Hadi gidelim.'' diyerek hızlı adımlarla çıkışa ilerledim.
''Kimdi o kadın?''
''Çetin Acar'ın sevgilisi! Bak, enişte dediğin adamın sevgilisi maça kadar gelmiş. Sen hala enişte de.''
Sesim biraz yüksek çıkmıştı. Bize doðru birkaç kiþinin bakýþlarý dönse de önüme döndüðüm için sorun olmadý.
''İyi misiniz? Bir sorun yok değil mi?'' diye sordu arkamdan bir ses.
Arkamı döndüğümde Ayaz'ı görmüştüm.
''Herhangi bir sıkıntı yok. Yola çıkacaktık biz de şimdi. İyi yolculuklar size.'' deyip arabanın kapısını açtım.
Şoför koltuğuna oturup kapıyı kapattıktan sonra ellerimi direksiyona koyup Nil'i beklemeye başladım. Fazla sürmeden yanımdaki yerini almıştı. Konuşmadan arabayı çalıştırmıştım. İstanbul'dan çıkmadan önce Nil konuştu.
''Yorulursan, uykun falan gelirse söyle yer değiştirelim ben devam ederim.''
''Gerek yok dinlen sen.'' dedim normal bir ses tonuyla.
Cevap vermeyip kafasını pencereye çevirdi. Sessizlikten rahatsız olup Nil'i rahatsız etmeyecek bir seste radyoyu açıp yola devam ettim.
Yaklaşık 4 saatte tamamladığımız yolun sonunda Nil'in evinin önünde gelebilmiştik. Nil yanımda uyuyordu. Koluna dokunup seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...