Gözyaşlarımı silip oturduğum yerden kalktım. Omuzlarımı dikleştirip merdivenlere doğru ilerledim. Hızlı adımlarla merdivenleri inip polikliniklerin bulunduğu giriş kattaki çıkış kapısından çıktım. Gördüğüm ilk taksiyi durdurup evin adresini verdim. Bu sırada cebimden telefonumu çıkartıp kişisel hesabıma girdim. Çetin resmi hesabından bir fotoğraf paylaşmıştı. Uçakta çekilmiş bir selfieydi. Gülümseyerek birkaç saniye fotoğrafa bakıp telefonu kapatarak bacaklarımın üzerine bıraktım.
Eve vardığımda annemlere de söyleyip hızlıca en yakın zamana uçakta yer ayırttım. Ardından uygun bir otel arayışına giriştim. Kısa sürede kendimize uygun bir otel bulup beş odalık bir rezervasyon yaptırdım. Telefonun ekranını kapatmadan önce Nil'i arayıp telefonu hoparlöre aldıktan sonra yatağın üzerine bıraktım. Bu sırada bavuluma koyacağım kıyafetleri ayarlamaya başladım. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonla yüzümde bir gülümseme oluştu.
''Ben bizimkilerin biletlerini aldım. Yarın öğleye doğru bineceğiz uçağa. Uygun bir otel bulup beş ondalık rezervasyon da yaptım. ''
''Ben de izin aldım iki haftalık. Biletlere bakacaktım.''
''Geliyor değil mi annenler?''
''Geliyorlar ama sizinkilerle beraber döneceklermiş galiba.''
''Kalsalardı biraz daha.''
''Söyledim. Kalırlar mı bilmiyorum.''
''Tamam o zaman sen de biletlere bakıp yer ayırt yarın görüşürüz.''
''Ay dur bir dakika. Aceleye getirdin her şeyi sormayı unuttum. Sınav nasıl geçti?''
''Gayet iyiydi.''
''Ay çok sevindim güzel geçmesine. Umarım istediğin gibi İstanbul'a gidebilirsin.''
''Umarım.''
''Tamam o zaman görüşürüz yarın.''
''Görüşürüz.'' deyip telefonu kapattım.
Birkaç kot ve normal şortu yatağın üzerine bırakıp tekrar dolabın önüne ilerledim. Büstiyer, tişört, pantolon dahil tüm temel ihtiyaçlarımı odamda tek yere toplayıp kıyafet dolabımın üzerindeki bavulumu sandalyenin üzerine çıkarak alıp yere bıraktım. Üzerindeki toz tabakasını ıslak mendille silip açarak eşyalarımı yerleştirmeye başladım.
Bir iki parça kıyafeti bavula koyup devam etmeye yeltendiğim sırada telefonumun melodisi odaya yayıldı. Yatağın üzerinde kıyafetlerimin altında kaybolmuş telefonu alıp ekrandaki 'Nehir' yazısını okuduktan sonra derin bir nefes aldım. Aramayı onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm. Sırtımı yatağa yaslayıp kıyafet dolabımı izlemeye başladım.
''Alo.''
''Alo Açelya. Nasılsın?''
''İyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın?''
''İyi ama şaşkınız tüm acil servis olarak.''
''Neden?'' dedim bilmezlikten gelerek.
''İstifa etmişsin.''
''Evet.''
''Özel değilse sebebini sorabilir miyim? Herkes çok üzüldü habersiz gitmene.''
''Özel değil. Tatile gideceğim dönünce de muhtemelen sonuçlar açýklanmýþ olur zaten. Tercih yapıp İstanbul'a gideceğim.''
Sol gözümden bir damla yaş yanaklarıma doğru süzüldü. Şu anda her ne kadar düz bir şekilde konuşuyor olsam da aylardır birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan uzaklaşmak gerçekten üzüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...