14.Bölüm

4.2K 111 50
                                    

Söylediği şeyle gülümseyip konuştum. ''Sadece benim mesajımla gelmiş olamazsın.''

''Etkisi büyük diyeyim o zaman.'' dedi gülerek.

''Yorulma ayakta gel içeri geçelim. Acelen yoksa bir kahve içelim.''

''Benim acelem yok ama seni işinden alıkoymayayım.''

''Eğer hemen girip alırsak kahvelerimizi geç kalmam.''

''Girelim o zaman.''

Önden ilerleyip birkaç adım attığım sırada yanımdan hafif hafif topallayarak yürümeye başladı. Bu görüntüden dolayı içim acımıştı.

''İçeriden bir tekerlekli sandalye getireyim mi? Zorlama kendini.''

''Hiç gerek yok teşekkür ederim. Zahmet olmasın sana.''

''Olur mu öyle şey. Getiriyorum hemen.''

Ben hastaneye girmek için hareketlendiğim sırada Çetin seslendi. ''Açelya gerçekten hiç gerek yok. İyiyim ben böyle.''

Onu dinlemeyerek yürümeye devam ettiğimde sondaki oflamasını duyup gülümsemiştim. Acil servisteki boş tekerlekli sandalyelerden birisini çekerek hastanenin çıkışına doğru ilerledim. Kapıya doğru döneceğim sırada karşımda gördüğüm kişiyle gülümsemem yüzümde donmuştu.

''Günaydın.''

''Günaydın hocam.''

Gözleri sürdüğüm tekerlekli sandalyeye kaydığında konuşma gereği hissettim. ''Dışarıda arkadaşım bekliyor da onun için aldım.''

Başını aşağı yukarı anladım anlamında salladı. Dudaklarım hafifçe iki yana kıvrıldığı sırada hastanenin otomatik kapısı iki yana açıldı. İçeriye giren kişiyle bir Ayaz Hoca'ya bir Çetin'e baktım. Koşar adım tekerlekli sandalyeyle Çetin'e doğru ilerledim.

''Geliyordum ben, yormasaydın kendini.''

''İyiyim ben, o kadar büyük bir şeyim yok.''

''Doktora da işini öğretmezsin.'' dedim gülerek.

Çetin gülerek sandalyeye oturduktan sonra başımı kaldırdığımda Ayaz Hoca'yla göz göze geldim. Birkaç adım atıp sandalyeyi Ayaz Hoca'ya yaklaştırdım.

''Tanıştırayım, gerçi siz tanıyorsunuzdur zaten. Çetin, Ayaz Hoca; hocam, Çetin ufak bir sakatlık geçirdiği için birkaç hafta oynayamayacakmış muayene olmak için gelmiş.''

''İngiltere'den Kütahya'ya?'' deyip bir kaşını kaldırdı.

''Birkaç gün önce arkadaşım milli ara dönüşü milli takımdan doktorlarımızdan birinin tavsiyesiyle buraya gelip tedavi olmuştu. Önce buraya uğrayayım ardından da ailemin yanına geçeceğim.''

''Anladım. Sadece tavsiye için geldiniz yani Kütahya'ya kadar?''

''Dediðim gibi tedavim uzamazsa eğer ailemin yanına gideceğim.''

''Ailen nerede yaşıyor ki?'' diye sordum merakla.

''Antalya'dalar. Duruma göre birkaç gün kalıp iyileşmeye yakın dönerek takımdan ayrı çalışmaya başlayacağım.''

''Ben sizi tutmayayım o zaman.'' dedi Ayaz Hoca.

''Ben seni doktorun odasına çıkartayım. Kahveyi de sonra içeriz nöbeti devralmam gerekiyor.''

''Açelya gerçekten hiç gerek yok. Ben çıkarım seni işinden alıkoymayayım.''

Cevap vermeyip Ayaz Hoca'ya göz ucuyla baktıktan sonra sandalyeyi ittirmeye başladım. Asansörle ortopedi polikliniğinin olduğu kata çıktık. Çetin'i hastanedeki profesörlerimizden birinin odasına bırakıp işi bitince hemşirelerden birisiyle beni çağırmasını söyleyerek koşar adım asansöre ilerledim. Asansörden inince hızlıca acil servise girdim. Nefes nefese şekilde nöbetimi devraldıktan sonra gözlerim üzerimdeki kıyafetlere kaydığında üzerimi değiştirmediğimi hatırlamıştım. Koşarak acil servisten çıktım. Çantamı dolabıma yerleştirip çabucak üzerimi değiştirdim. Önlüğümü de giydikten sonra telefonumu cebime koyup odadan çıktım.

Aşka BiletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin