Doktorumla ameliyat gününü kararlaştırıp durum hakkında bir süre daha konuştuktan sonra odasından çıkarak hastaneden ayrıldım. Arabaya binip kollarımı direksiyona yasladıktan sonra başımı da üzerine koydum.
Havanın sıcaklığının aksine gerginlik ve korkudan tüm vücudum buz gibi olmuştu. Boş boş etrafa bakarak geçen dakikaların ardından derin bir nefes alıp yan koltuğa bıraktığım çantama uzandım. İçerisinden telefonumu çıkartıp Nil'i aradım. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonla Nil'in neşeli sesini duydum.
''Alo Açi.''
''Alo Nil.'' dedim sesimin titremesine engel olamazken.
''Müsait misin?'' diye ekledim güçlükle.
''Müsaitim de sen iyi misin? Ne oldu?''
''Yaklaşık 15 dakikaya evin önünde olurum. Hazırlan, dışarıda konuşalım. Bir şeyler içeriz hem de.''
''Tamam hazırlanıyorum.'' dedi telaşla.
Aramayı sonlandırarak telefonu çantanın içine bırakıp arabanın anahtarını aldım. Gözlerimi kapatıp başımı arkaya yasladım. Derin bir nefes alıp gözlerimi açarken başımı da yasladığım yerden kaldırıp elimdeki anahtarla arabayı çalıştırıp yola çıktım.
Söylediğim süre içerisinde Nil'lerin oturduğu apartmanın önüne gelmiştim. Ben arabayı durdururken Nil apartmandan çıkıyordu. Bakışları etrafta beni ararken arabayı görüp koşar adım bu tarafa doğru geldi.
Kapıyı açıp arabaya bindi. Bakışları korku endişe karışımı bir şekilde bana dönmüştü.
''İyi misin sen? Betin benzin atmış. Açelya korkutma beni söylesene bir şey.''
Sona doğru sesi yükselirken gözlerinin dolduğunu fark ettim. Benim gözlerim de eş zamanlı olarak dolarken kollarımı uzatıp bedenine sardım.
''Gerçekten korkmaya başlıyorum.'' dedi kollarını belime sararken.
Gözümden akan yaşın boynuna değdiğini hissedince geri çekilip yüzümü avuçlarının arasına alarak ıslanan yanaklarýmý sildi. ''Neden ağlıyorsun? Kesin önemli, kötü bir şey oldu.''
''Müsait bir yere gidelim konuşuruz.'' dedim önüme dönerken.
''Bu halde arabayı sürebileceğine emin misin? Ben kullanayım mı?''
''İyiyim. Kullanabilirim.'' deyip arabayı çalıştırdım.
Çok uzakta olmayan tenha olacağını düşündüğüm daha önce birkaç defa gittiğimiz bir kafeye doğru arabayı sürmeye başladım. Yola çıktıktan kısa bir süre sonra başımın dönmesiyle direksiyon kontrolümü kaybedip ani bir frenle arabayı durdurdum. Baş dönmeme eşlik eden mide bulantımla kendimi arabadan dışarı atıp midemdekileri yol kenarına boşaltmaya başladım.
Nil koşarak yanıma gelip saçlarımı eliyle arkamda topladı. ''Bekle.'' deyip koþarak kendi tarafýna geçti.
Torpidodan çıkarttığı su şişesinin kapağını açıp bana doğru uzattı. Ağzımı temizleyip doğruldum.
''Herhangi bir yere gitmeyi beklemeyeceğim. Anlatacağın şeyin bu kusmalarla, baş dönmeleri ve bayılmalarla alakalı olduğunu anladım. İyi bir şey olmadığı da az çok hareketlerinden anlaşılıyor. Ne dedi doktor?'' dedi sitemle.
''Beyin tümörü.'' dedim gözlerinin içine bakarak tek seferde.
Anında gözleri doldu. Birer damla yaş iki gözünden de akıp yanaklarıyla buluşurken bir adım bana doğru atıp kollarını belime sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...