25.Bölüm

1.8K 77 27
                                    

Selaammm, nasılsınız? Umarım çok çok çok iyisinizdir. Yeni bölüm sizlerle umarım beğenerek okursunuz.

Yeni bölüm için sınır 35 oy, 25 yorum bu sınır geçilir geçilmez en fazla üç gün içerisinde yeni bölüm sizlerle olacak.

 Neyse çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakayım. İyi okumalaarrr.

Üç Hafta Sonra

Oldukça yoğun geçen iki haftalık tercih listesi hazırlama sürecinden sonra geçtiğimiz hafta tercihlerimi yapmıştım. İlk sıraya istediğim hastane ve bölümü yazıp geri kalanını da önce İstanbul içi ardından da İstanbul'a yakın illeri yazmıştım.

Bugün ise tercih sonuçları açıklanıyordu. Ben masama laptopumu açıp önüne koyduğum sandalyede siteye girmeye çalışırken annem, babam ve Nil arkamda bana bolca yansıttıkları bir heyecanla ekrana bakıyorlardı. Site sonunda açıldığında gördüğüm 'İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi - Kadın Hastalıkları ve Doğum' yazısıyla gözlerim kocaman açılıp dudaklarımdan büyük çaplı bir çığlık koptu.

Ayağa kalkıp kollarımı havaya kaldırarak arkamı döndüm. Şu an karşımda duran herkes ekranda yazan yazıyı ne kadar görmek istediğimi bildikleri için gülümseyen gözlerle bana bakıyorlardı.

''Oldu! Kazandım! Başardım!'' dedim olduğum yerde mutlulukla zıplarken.

''Kazanacağını biliyorduk kuşum bu sadece kanıtı oldu.'' dedi Nil gülümseyerek bir adım öne çıkıp.

Kollarımı Nil'in boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. ''Kız dur boğacaksın şimdi beni. Nefes alamıyorum.'' dedi gülerek.

Kollarımı boynundan çözdüğümde geri çekilmeden yanağıma bir öpücük bırakıp geri çekildi. O sırada beni kutlamak için bekleyen annemle babama baktım. Önce babama ardından anneme kocaman sarılıp yanaklarına öpücükler bıraktım.

''Sizin gibi mükemmel ebeveynlerle yetiştiğim için oldu bunlar hep. Gurur duyun kendinizle.'' dedim gülerek.

Karşımdaki kişiler gülümseyerek bana bakarken annem aydınlanmış gibi bir yüz ifadesine bürünüp konuştu.

''Kerem'e haber vereyim.''

Başımı aşağı yukarı salladığımda annem odadan çıkıyordu. Babam da son kez gülümseyerek bana bakıp odadan çıktı. Babamın kapıyı kapatıp çıktığını görünce konuştu Nil.

''Hadi Çetin'i ara.''

Adını duyduğum isimle kalp atışlarım şahlanırken gülümseyerek sağ elimi kalbimin üzerine koydum. Bilgisayarımın yan tarafındaki telefonumu elime alıp ekranını açtım. Görüntülü aramak için uygulamaya girip ismine dokundum. Aramayı yanıtlamasını beklerken Nil tekrar konuştu.

''Ben içerideyim.''

''Tamam.'' deyip yanağına öpücük bıraktım.

Nil odadan çıkarken aramam yanıtlandı. Ekranda gördüğüm kişiyle yüzümdeki gülümsemem iyice genişledi. 3 haftadır her gün mümkün olan her an ya görüntülü ya da sesli konuşuyorduk. En kötü ihtimalle de mesajlaşıyorduk. Yani kısacası üç haftadır uzak mesafe ilişkisi yürütüyorduk. Bu durumdan her ne kadar ufak bir şikayetçiliğim olsa da bu şikayetin sebebi doya doya sarılamamak, kokusunu içime çekememek ve doya doya öpememekti. Ancak dünyanın öbür ucunda kalbi benim için atan birinin olduğunun bilincinde olmak bütün bu zorluklara katlanmamı sağlıyordu.

''Günaydın.'' dedi gülümseyerek.

''Tünaydın.'' dedim Türkiye'de saat 10'du ama İngiltere'de 12'ydi.

Aşka BiletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin