Selaammm, nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. Güzel bir bölümle tekrar sizlerleyiz. Henüz net bir şey söyleyemesem de hissedildiği üzere finale doğru geri saymaya başladık. Sanırım artık haftada bir bölümle karşınızda olup kısa bir süre sonra da Açelya ve Çetin'e veda edeceğiz.
Oy verip satır arası yorum bırakmayı unutmayın lütfen. Seviliyorsunuz.
Kulağıma ilişen alarm sesiyle yüzümü buruşturup nerede olduğunu hatırlamadığım telefonumu elimi uzatıp yan taraftaki komodinin üzerinde aramaya başladım ancak bulamayınca tam yatakta doğrulmuştum ki sırtımda hissettiğim çıplaklıkla yutkundum. Çok değil muhtemelen sadece iki saat önce yaşananlar kuytu köşelerden beynime iliştiğinde yanaklarıma da yoğun bir şekilde kan hücum etmeye başlamıştı.
Bakışlarımı yatağın diğer tarafına çevirdiğimde kolunu gözlerine yaslamış uyanmaya çalışan sevgilimi gördüğümde nefes alışlarım hızlandı. Kolunu gözlerinden çekeceği esnada yorganın açık bıraktığı kasık kısmında gördüğüm boxer lastiği ile yorganı tamamen kendime çekip hızlıca ayağa kalkıp yorganı vücuduma sarmaya çalıştım ancak bu telaşlı halim yüzünden yorgana takılıp yere düştüm. Attığım çığlık sebebiyle yataktan gelen Çetin'in telaşla hareket ettiğine dair seslerle başımı yukarı kaldırıp endişeyle bana bakan Çetin'e çevirdim bakışlarımı.
''Ne oldu? İyi misin?'' derken yataktan kalkıp yanıma geliyordu.
Başımı aşağı yukarı salladığımda gözleri tüm yüzümde dolaştı. En son gözlerimde durduğunda dudaklarına yerleşen geniş, sevgi dolu sıcak gülümsemeyle dizlerini yere koyarak karşımda eğildi.
Arka tarafa dönüp yerden bir şey alarak bana uzattığında uzattığı şeyin tişört olduğunu gördüm. ''Hadi şu tişörtü giy de seni banyoya götüreyim. Hızlıca ılık bir duş al, çıkalım. Uçağı kaçırmayalım.''
Elindeki tişörtü alıp kendime çektiğimde eğilip boynuma bir öpücük bıraktı ve derin bir soluk aldı bulunduğu yerde. Gözlerim kapanırken tenime değen nefesiyle içim titredi.
Boştaki elimi ensesine koyup başımı çevirdim ve yanağına bir öpücük bıraktım. Geri çekildiğinde ayağa kalkıp arkasını dönecekken kısık bir sesle konuştum.
''Neden arkanı dönüyorsun ki?''
''Sen rahat-'' derken cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuştum.
''Senden rahatsız olmam gibi bir durum söz konusu değil sevgilim. Hem biz bu seviyeyi gece geçtik bence.'' dedim yüzümde oluşan çekingen ama sahici gülümsemeyle.
Gözlerindeki yoğun sevgi ve şefkat kırıntılarının karışımıyla elimdeki tişörtü alıp başımdan geçirmek üzere yeniden bana uzattı. Başımı hafif öne doğru uzattıktan sonra önce sağ kolumu daha sonra da sol kolumu tişörtün kollarından geçirdi. Bunları yaparken bakışları bir an olsun gözlerimden ayrılmamış, aşağı kaymamıştı.
Tişörtün eteklerini kalçamdan aşağıya kadar indirdiğimde Çetin de sarılı olduğum yorganı tutarak üzerimden çekti. Yatağın üzerine bırakıp ayağa kalktı ve bana iyice yaklaşıp bir kolunu bacaklarımın altından diğer kolunu da belimden geçirip kucağına aldı. Kollarımı boynuna dolayıp başımı boynuna yasladım. Odadaki banyoya girdiğimizde beni lavabo tezgahına oturtup ellerini iki yanıma yasladıktan sonra yüzünü yüzüme yaklaştırarak konuştu.
''Ağrın var mı?'' diye sordu ancak sorup sormamak konusunda tereddütlüydü sesi.
Omuzlarımı bilmem dercesine kaldırıp indirdim. ''Test etme fırsatım olmadı. Malum uyanır uyanmaz kendimi önce yerde sonra da kucağında bulduğum için.'' dedim gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...