Gözüme çarpan güneş ışığıyla gözlerimi araladığımda gece yanımda uyuduğunu hatırladığım Nil'i yanımda göremeyince telaşla yatakta doğrulup başımı sağa sola çevirerek Nil'i bulmaya çalıştım. Komodinin üzerindeki telefonuma uzanıp ekranı açtığımda gördüğüm mesajla derin bir nefes vermiştim.
'Günaydın. Beni göremeyince telaş etme. Duş almak için odama geldim. Kahvaltıya inerken haberleşiriz.'
'Günaydın. Mesajı görene kadar telaş etmiştim. Ben de bir duş alayım.' yazıp gönderdikten sonra telefonun ekranını kapatıp yatağın üzerine bıraktım.
Kıyafet dolabına doğru adımlayıp giymek için kıyafet çıkarttım. Kıyafetleri de yatağın üzerine bırakıp banyoya doğru ilerleyeceğim sırada telefonum çalmaya başladı. Birkaç adımda yatağa ulaşıp telefona uzandım. Ekrandaki 'Çetin' yazısını görünce yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. Aramayı onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm.
''Alo.''
''Alo Açelya. Uyandırdım mı?''
''Hayır yeni uyandım.''
''Güzel.'' deyip birkaç saniye duraksayıp konuştu.
''Akşama planınız var mı?''
''Hayır. Neden ki?''
''Çocukluk arkadaşımın doğum günü partisi var da. Gelmek ister misiniz diye soracaktım.'' dedi çekingen bir sesle.
''Herhangi bir planımız yok. Gelmek isteriz.'' dedim dudaklarımda ufak bir gülücük oluşurken içimdeki heyecan sesime yansımıştı.
''Tamamdır o zaman. Akşam dokuzda alırım sizi otelden.''
''Sen adresi atarsan geliriz biz. Zahmet olmasın sana.''
''Açelya seninle, sizinle alakalı herhangi bir şey bana zahmet olmaz. Bu yüzden lütfen bana zahmet vereceğini düşünme artık.'' dedi çok da yumuşak olmayan bir sesle.
İki gündür iki kelimemden biri 'zahmet' olunca haliyle bir yerden sonra azarı yiyordum. Ama elimde değildi ki. Çetin'le tanışalı çok olmamıştı ve benim için bu kadar uğraşması çok hoş olsa da bir yerden sonra gerçekten zahmet verip kendimden sıkacağımı düşündüğüm için bu şekilde konuşuyordum.
''Peki dediğin gibi olsun o zaman.'' dedim mahcup bir şekilde.
''Tamam o zaman görüşürüz akşam.'' dedi.
Sesi az önceki neşesini tekrar kazanmıştı. ''Görüşürüz.'' dedim ben de benzer bir neşeyle.
Aramayı sonlandırıp telefonu yatağımın üzerine bıraktýktan sonra yüzümdeki gülümsemeyle banyoya doğru adımladım. Üzerimdekileri çıkarmadan önce aynada yüzümdeki gülümsemeye bakıp gördüğüm ifadeyle gülümsemem bir kat daha büyümüştü. Ellerimi kalbimin üzerine koyup gözlerimi kapattım.
Birkaç saniye öyle durduktan sonra bir adım gerileyip üzerimdeki kıyafetleri çıkartmaya başladım.
Yaklaşık on beş dakikada duşumu alıp askılardan birinde asılı olan bornozu giyip odaya döndüm. Çıkarttığım kıyafetleri üzerime giyip üzerimden çıkarttığım bornozu banyoda yerine asıp dolaplardan birinde baş havlusu alarak odaya geri döndüm. Saçlarımın ıslaklığını havluyla alıp taradım. Yatağın üzerindeki telefondan saate baktığımda kahvaltı vaktinin başlamasının üzerinden yarım saat kadar bir süre geçtiğini görüp telefonla oda kartını cebime bıraktýktan sonra odanın kapısına doğru hızlı adımlarla ilerledim.
Odadan çıkıp Nil'in odasının kapısının önünde durarak işaret parmağımın arkasıyla kapıya birkaç defa vurdum. Kapı kısa sürede Nil tarafından açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Bilet
ChickLitHayatında daha önce hiç futbol maçı izlememiş olan Açelya, bir gün ailesiyle birlikte akşam yemeği yerken babası televizyonda milli maç olduğunu söyler ve Açelya da herhangi bir işi olmadığı için oturup ailesiyle beraber hayatında ilk defa futbol ma...