38.Bölüm

946 26 5
                                    

Selaammm, nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. Ufak bir gecikmeyle yeni bölümümüz sizlerle. Final yolunda ilerlerken size tatlı mı tatlı bir bölüm getirdim. Umarım beğenirsiniz.

Oy verip satır arası yorum bırakmayı unutmayın. Seviliyorsunuz.


Nişan Günü

Nil ile beraber Cuma günü iş çıkışı Kütahya'ya, annemlerin evine gelmiştik. Kerem de Cuma günü dersi biter bitmez atlayıp gelmişti. Dün Nil ve Kerem'le beraber annemle babamın mezarını ziyaret edip evleneceğimi söylemiştim. Yüzlerine söyleyememek içimde bir yerleri fazlaca yaralasa da elimden ne yazık ki bir şey gelmiyordu. Bir süre göz yaşları eşliğinde ortasına oturduğum mezarların üstünde isimleri yazan mermerlerine karşı konuştum kendi kendime.

Geçen hafta genel bir temizlik yapmak için Nil'in annesi bir kadın tutmuştu. O yüzden şükür ki temizlik gibi bir derdimiz yoktu ancak bugün için çok başka dertlerim mevcuttu. BUGÜN NİŞANIM VARDI BENİM!

Her ne kadar fazla rahat bir şekilde kahvaltı hazırlasam da içimde heyecan dolu fırtınalar kopuyordu. Hissettiğim heyecan bolca dilimin damağımın kurumasına sebebiyet veriyordu. Nil mutfağa girerken konuştu.

''Annem kahvaltısını edip gelecek. Kuaför bir saate kadar burada olacak. İkramlıklar da hemen hemen kuaförle aynı vakitte gelmiş olur.'' dedi doğradığım salatalıktan bir tane ağzına atarken.

''Şu anda sakin olmadığını, heyecandan öldüğünü biliyorum. Biraz daha dışarı yansıtmazsan bayılacaksın ve nişan iptal olacak.'' diye ekledi gözlerini yüzümde gezdirip.

''Aman Allah korusun.'' dedim ellerimi dudaklarıma bastırıp.

Nil'e doğru bir adım atıp söylediği gibi heyecanımı dışarı bırakmanın ilk adımını attım. ''BUGÜN BENİM NİŞANIM VAR NİL!'' dedim oldukça yüksek bir sesle.

Nil bağırışımla gözlerini kapatıp bir adım geri çekilmişti. ''Demese miydim acaba heyecanını serbest bırak diye?'' dedi yüzünü buruştururken.

''Sen kaşındın.'' dedim genişçe gülümseyerek derin derin nefesler almaya çalışırken.

''O nasıl bağırıştı öyle be? Gören de dünya üzerinde ilk nişanlanan sensin sanır.'' dedi mutfağa giren Kerem.

''Hadi siz geçin oturun ben de çayları doldurayım.'' dedim.

Arkamı dönüp ocakta altı yanan çaydanlığa uzandığımda titreyen ellerimi görüp bakışlarımı Nil'e çevirdim. Bir sakatlık çıkmasını istemediğim için otuz iki diş gülümseyerek ona söylediğim şeyi kendim yapmak üzere geri çekildim.

Sandalyeye oturduğumda Kerem de karşımdaki sandalyeye oturdu. Nil çayları doldurduktan sonra kahvaltımızı etmeye başladık. Aklıma gelen şeyle telaşlı şekilde konuştum.

''Ya kuaför geç gelirse?''

Çatalımı tabağımın kenarına bırakıp ellerimi dudaklarıma bastırdım. ''Ya sipariş ettiğimiz ikramlıklar geç kalırsa?''

''Ya Çetin'le ailesi buraya gelirken takside sorun çıkar da gelemezlerse?'' dedim git gide yükselen sesimle.

''Çüş! Biraz daha felaket senaryosu yazmaya devam edersen hepsi gerçekleşecek.'' dedi Kerem.

''Açelya, saçmalıyorsun şu anda bebeğim. Bilmem farkında mısın? Dediklerinin hiçbiri olmayacak. Sakinleş biraz.'' diye beni sakinleştirmeye çalıştı Nil.

Derin nefesler alıp vererek içimden taşmaya hazırlanan felaket senaryolarını gerisin geri itelemeye çalıştım. Kısmen başarılı da olmuştum.

Aşka BiletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin