Bölüm 2
Anne başım çok ağrıyor.
Baba kurtar beni.
Burada kalmak istemiyorum.
Yardım edin. Kimse yok mu?
Baba gel al beni.
Başımın arkasından tüm vücuduma yayılan keskin ağrı baş edemeyeceğim kadar kuvvetliydi. Başımı doğrultmak istedim, yapamadım. Bir kere daha dene, olmuyor. Bir kere daha, yok! Onu boşverip ellerimle başımı ovalamak istedim fakat ellerim hareket etmiyordu. Oturduğum yerden kalkmak istedim ama ayaklarımı kontrol edemiyordum. Neler oluyordu?
Kendimle verdiğim mücadeleden galip ayrıldım ve gözlerim açıldı. Yoğun ışıktan dolayı yeniden gözlerimi kapatmam gerekse de bir süre sonra alışmıştım. Depo gibi bir yerdeydim ama filmlerde göründüğü kadar bakımsız değildi, sadece rutubet kokusu vardı. Demek ki denize yakın bir yerdeydim.
"Kimse yok mu?" diye bağırdım. Bir kaç dakika bekledim ve gelen giden olmayınca yeniden bağırdım. Köşedeki büyük kapıdan kilit sesleri gelince dikkatle orayı izledim. Gece vakti yolda yatan kadın, beni tehdit eden adam, kavga çıkaran kız... Hepsi karşımda duruyordu şimdi. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilememiştim. Neler oluyordu?
Yolda yatan kadın bir sandalyeyi karşıma çekti ve sandalyeye ters şekilde oturdu. Diğerleri de kollarını göğsünde bağlayıp onun arkasına dizildiler. Hem duruşlarından hem de ışığın yönünden dolayı çok korkutucu duruyorlardı.
"Ne istiyorsunuz benden?" O kadar hasar almıştım ki sesim bile zor çıkıyordu. 2 gündür yaşadıklarım çok fazlaydı, artık sakinlik istiyordum. Mesela buradan çıkınca, çıkabilirsem, ilk işim yeni bir iş bulmaktı çünkü beş parasızdım. Sonra da bu olanları unutmam gerekiyordu.
Az önce sorduğum sorumu tekrarladım ama kadın beni incelemeye devam ediyordu. Buna fena halde canım sıkılmıştı. Ellerimi kendime çekmeyi denedim ama yapamadım, ipler çok sıkı bağlanmıştı.
"Benden ne istiyorsunuz?" diye bağırdım. Yine etki etmedi, hepsi beni izliyorlardı.
Yeniden bağırmak için ağzımı açtığımda kadın sandalyeden kalktı ve yanıma geldi. Yakamdan tuttu ve beni sandalyeye çarptı. Kulağıma yaklaştı ve tehlikeli bir sesle fısıldadı.
"Bir daha bana sesini yükseltirsen konuşacak ses bırakmam sende. Sana insan gibi davranıyorum, pişman etme."
Ardından geri çekildi ve sakince gözlerime bakmaya devam etti. Ben de bakışlarımı ondan çekip etrafı incelemeye başladım. Bu insanların benden ne istediklerini anlamamıştım ama belli ki bana ihtiyaçları vardı. Yoksa çoktan öldürmüşlerdi.
Batu denilen çocuk dışarıya çıktı ve çok geçmeden girdi. Elindeki poşeti kucağıma koydu ve eski yerine geçti.
"Bir yakının falan varsa onu arıyorsun ve şimdi ne yapman gerekiyorsa onu yaptığını söylüyorsun. Bunun için tek elini çözeceğiz, sakın yanlış bir hareketin olmasın! Burada gördüğün tüm kişiler tek elle bile insan öldürebilir! Akıllı ol!"
Sakince başımı salladım ve elimi çözmelerini bekledim. Belki sağ elimi çözerlerse kaçabilirdim çünkü sağ elimi iyi kullanıyordum. Ama maalesef sol elimi çözdüler. Hayal kırıklığı hissettim ve poşete uzandım.
"Sağ elini iyi kullandığını biliyorum. Sen beni salak mı sandın?" Demek ki kadın yüzümün düştüğünü fark etmişti.
Hâlâ sandalyede oturan kadına baktım. Beni neden bu kadar iyi tanıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...