Bölüm 30
Odadan çıktığımda Belemir peşimden geliyordu. Ben sırıtırken önüme geçti ve beni durdurdu. "Deniz, ne planlıyorsun? Hemen söyle!"
"Hayır." dedim büyük bir keyifle. O bana öfkeyle bakarken dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp aşağıya indim. Yukarıda "Deniz!" diye avazı çıktığı kadar bağırdığında kahkaha attım. Can salondan çıktı ve beni görünce sitem etti. "Deniz, bağırtma şu kadınları! Yemin ediyorum bir gün sağır olacağım."
Homurdansa da seviyordu evde böyle neşe olmasını. Kim sevmezdi ki? Bazen Belemir'in eski hâli geliyordu aklıma. Soğuk, ruhsuz ve ölü gibi. Kötüydü ve benim aşkım onu iyileştirmişti. Şimdi istediği gibi gülebiliyordu, bir sorumluluk hissetmeden. Vicdan azabı duymadan...
Hep beraber masaya oturduğumuzda herkes bize merakla bakıyordu. Ben anlatmaya başladım. "Nikah tarihi aldık." Ceren bildiği için şokla çığlık atan birisi olmadı, devam ettim. "20 gün sonra evleniyoruz. Bugün gelinlikleri ve damatlıkları aldık. Önümüzdeki günlerde de diğer eksikleri tamamlayacağız. Hastaneye gittik, yarın Belemir'e tetkikleri yapacaklar, ona göre bir tedavi yolu belirleyeceğiz. Şimdilik bu kadar."
"Düğün için biraz erken değil mi?" dedi Ceren.
Omuz silktim. "İkimiz de beklemeye gerek olmadığını düşünüyoruz."
Batu söze girdi. "Düğünü nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?"
Belemir bana baktığında ona bir bakış atıp Batu'ya döndüm. "Belemir nasıl isterse öyle olacak."
Belemir kaşlarını çattı. "Saçmalama! Her şeye beraber karar vereceğiz!" Sesi kızgın geliyordu.
Daha fazla birşey demedim, konu da kapandı. Herkes zaten evleneceğimizi bildiği için sakin karşılamışlardı. Biz de panik yapmadan hazırlıklara başladığımız için her şey yetişecek gibi duruyordu. Ama benim biraz hızlanmam gerekiyordu. Zamanında yetişmezse sürprizimin bir anlamı kalmazdı.
Yemeğimizi yediğimizde herkes odasına çekilmişti. Ben de Belemir'i alıp odamıza çıktım. Hem şimdi hem de sonrası için bir şeyler planladığımı anlamıştı. Bana merakla baktığında şakağını öptüm. "Pijamalarını giyin, film izleyelim beraber. Sonra da uyuruz."
Belemir banyoya girdiğinde televizyondan onun sevdiği gibi, bol aksiyonlu bir film açtım. Giyinme odasında üstümü değiştirip yeniden odaya girdim. Yatağın ince örtüsünü açtım ve yatağa uzandım. Belemir banyodan çıktığında onu inceledim. Saten bir şort, üstüne de aynı kumaştan ince askılı pijama üstünü giyinmişti. Saçlarındaki tokayı çıkardı ve elleriyle saçlarını düzeltti. Göz göze geldiğimizde gülümsedim ve kollarımı açtım. Hızlı hızlı yürüyüp kendini üstüme bıraktı. Kahkaha attım ve onu sıkıca sardım. "Uzan bakalım güzellik, bu gece patron sensin."
Sırıttı. "Her zaman patron ben değil miyim zaten?"
Ben de güldüm. "O kadar açık verdim mi ya?"
Kahkaha attığında hayranlıkla onu izledim. Bu kadar da güzel gülünmezdi ki. Melekler kıskanırdı.
Kahkahasından geriye nefesimi kesen bir gülümseme kaldığında elini yanağıma koydu ve baş parmağıyla okşadı. Elini tutup dudaklarıma götürdüm ve öptüm.
Yan yan yatağa uzandığımızda bundan hiç hoşlanmamıştım. Onu göğsüme çağırdığımda bana sokuldu. Ne olursa olsun günün sonunda hep böyle sarılmalıydık birbirimize. Kokusunda dinlenmeliydim. Saçlarını okşayıp uykuya dalmasına yardımcı olmalıydım. O uyurken güzel yüzünü izlemeliydim. Her şeyden arınmış, mutlu ve sadece biz olarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Novela JuvenilTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...