Bölüm 23
"Deniz, acele etmemiz gerekiyor! Kendine gel!" Belemir bana bağırınca girdiğim transtan hızla çıkıp elime tutuşturduğu silahı sıkıca kavradım. Ardından onu takip ettim, o kadar acele ediyordu ki adeta başım dönüyordu. O bir kolonun arkasında siper alıp ateş etmeye başladığında ben de tutturabildiğim kadarıyla karşı tarafa zarar vermeye başladım. Bir yandan da tüm bu olanları anlamlandırmaya çalışıyordum.
"Davayı geri çek Zehroğlu!" Karşı taraftan birisi Belemir'e bağırıyordu ama bu Belemir'in umrunda değildi. Tepkisizce onlara zarar vemeye devam ediyordu.
Belemir cevap vermeden konuşan kişiyi yaraladı. İlk gördüğüm an tanımıştım onu. Amcamın en iyi adamlarından birisiydi. Beni pek sevmezdi. Bu mafya işlerinden hoşlanmadığım için amcama ihanet ettiğimi iddia etmişliği bile vardı. O kadar gözü dönmüştü ki bu kadar ileriye bile gidebilmişti. Muhtemelen kuyruk acısı yüzünden buradalardı, amcam hapiste olduğu için intikam almaya çalışıyorlardı. Tam amcam hapise girdiğinde rahat bir nefes aldığımızı düşünürken yine başımıza kurşunlar yağıyordu. Neyse ki Arya evde değildi.
Bu bir avuç insan da sözde iyilik meleği amcamın fedaileriydi. Amcam hapiste olduğu için başı boş köpek gibi dolaşıyorlardı, intikam almak istiyorlardı. Bu yüzden evi başımıza yıkmaya çalışıyorlardı. Ama evde ufak bir orduya yetecek kadar mühimmat vardı, daha önce hiç görmediğim ağır silahlar bile görmüştüm. Üstelik Belemir bu kadar sinirlenmişken onların buradan sağ çıkması imkansızdı.
Aptaldı bunlar. Büyük bir baskına niyet edip 2 araba dolusu adamla gelmişlerdi. Bizimkilerin etraflarını çevirmesi ve onları bir çember içinde bırakmamız çocuk oyuncağı olmuştu. Ama direniyorlardı. Direndikçe daha fazla zarar alıyorlardı. Neden kaçmaya çalışmıyorlardı?
Şu an hiç sırası değildi ama Belemir'e bugün başıma gelenleri söylemem gerekiyordu.
"Belemir, sana bir şey söylemem gerekiyor."
Bana kısa bir bakış atıp ateş etmeye devam etti. "Söyle."
İki el ateş edip yeniden ona döndüm. "Bugün mahkemeye gelirken beni takip ettiler."
Ben devam edecekken sözümü kesti. "Haberim var. Bunun olacağını tahmin edip önlem almıştım. Başka ne var?"
Yutkundum. En zorunu sona saklamıştım. "Arya hastanedeydi, yanına gittim."
Şaşkınca bana döndü. Siper aldığı yerden kalkıp yanıma gelecekken bir kurşun alnının tam önünden geçince Can panikle bağırdı. "Belemir siper al!" Ardından o kurşunu atanı vurdu. Etraf mahşer yeri gibiydi ve kim kime denk gelirse ateş ediyordu.
Belemir hemen siper aldığı yere çöktü ama gözlerinde öfke ve kırgınlık vardı. "Bana bunu nasıl söylemezsin!" Arya onun canından ötesiydi. Büyük bir hata yaptığımı daha yeni fark ediyordum ama söylemek için en yakın zaman da şimdiydi.
Kurşunlar artınca bir kaç el ateş etti. "Buradan kurtulunca konuşacağız, şimdi şurayı halledelim."
Biz çatışmaya devam ederken Batu yanımıza geldi. "Belemir, gittikçe yaklaşıyorlar. Biz burayı hallederiz ama senin için sıkıntı olur. Deniz ile beraber gidin. Burası sakinleşince gelirsiniz."
Belemir dudaklarını araladı ama Batu durdurdu onu. "Belemir, gidin! Kalırsan her şey daha da kötü olur!"
Belemir silahını beline yerleştirdi ve bana döndü. "Gidiyoruz." Neden bu kadar ani karar verebiliyordu?
Dikkatlice ilerledik ve arka kapıdaki onlarca arabadan birisine binip hızla uzaklaştık buradan. Yola bakarken bir anlık Belemir'e döndüm. "Belemir, arabayı sen kullansan daha iyi değil mi? Daha hızlı gideriz." Olayları anlamadığım için ne yapmam gerektiğini ona sormak istiyordum. Bir hata yapmaktan endişe ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...