Bölüm 17
Bölüm Şarkısı: Gökhan Türkmen Büyük İnsan
Ertesi gün...
Huzursuz bir uykunun ardından erken bir saatte uyandığım için gözlerim fena hâlde acıyordu. Dün gece odadaki mini bardan bir şeyler içmiştim. Bir de ağlayıp gece geç saatte yatınca şimdi üstümden kamyon geçmiş gibi hissediyordum.
At, savur at sevdayı, bir yere fırlat
Bitti sayıp acıyı kaldır öyle at
Sor, herkese sor, acılar unutuluyor
Ağlayınca gözlerinden silinmiyor
Aşk her defasında bak bulunuyorİnsan yediremiyor bazı şeyleri. Dünden beri belki yüz kere neden diye sordum kendime. Neden beni salak yerine koydu? Neden benden bunu gizledi? Neden beni reddetmedi? Neden bana umut verdi?
Ama hiçbirinin cevabını bulamadım. İnsan fazla düşününce de delirecek gibi hissediyor. Akışına mı bıraksam? Ne yapacağımı bilmiyorum ki.
Yataktan kalkıp duşa girdim. Suyu soğuğa ayarladım ve dakikalarca akan suyun altında kaldım. Dünden sonra bunu yapınca hasta olmam kesinleşmişti. Ha bir eksik ha bir fazla, diye geçirdim içimden.
Banyodan çıktığımda evin sessiz olması dikkatimi çekmişti. Kapıya yaklaşıp dikkatle dinledim ama çıt çıkmıyordu. En son Belemir herkesi evden göndermişti. Peki kendisi neredeydi?
Düşünme Deniz!
Düşünme...
Düşünme...
Düşünme...
Bırakırım zamanı öyle biraz da
Sen olmadan da yine geçer nasılsa
Hatırla bunları, sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın, canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür?O sana yalanlar söylerken, seni ayakta uyuturken seni düşünmedi. Sen de onu düşünme.
Ama yapamıyorum.
Yapacaksın! Seni kandıran o kadını unutacaksın! Düşünmeyeceksin!
Üstüme bir pantolon ve kalın bir kazak geçirip kapının yanına gittim. Elimi anahtara koyduğum sırada kapıdan bir ses geldi. Ardından Belemir'in sesini duydum.
"Deniz, iyi misin? Açar mısın kapıyı? Konuşalım." Sesimi çıkarmadım.
Kapıya bir yumruk attı. "Deniz! Orada mısın?"
Bir şey demeden kapıyı açtım. Ben biraz toparlanmıştım ama o dağılmıştı. Saçı başı dağılmış, makyajı akmış, kıyafetleri kırışmış, gözlerine kan sinmiş ve yerde onlarca içki şişesi... Burada ne olmuştu böyle?
Ben etrafı incelerken Belemir elime uzandı. Ona sert sert bakarken kendimi hızla geriye çektim.
"Deniz, özür dilerim. Lütfen konuşalım." Sesi berbat geliyordu.
"Artık beni kaybettin. Şu dosyayı alalım, sonra ikimiz de yolumuza bakarız. Ben bana yalan söyleyen birini sevmek istemiyorum."
İnsan kendi sesinden üşür müydü? Eskiden bu sorunun cevabını bilmiyordum ama biraz önce öğrenmiştim. Belemir bir adım geriye sendeledi. Sanırım başı dönmüştü. 2 gün öncesinde olsak onu hemen kucaklayıp bir yere yatırırdım. Ama şimdi umrumda bile değildi. Nasıl olsa kocası vardı onunla ilgilenecek. Bir sıkıntısı da olursa kocasıyla beraber aşabilirdi.
Kocası...
Kalbimde başlayan bir sızı bütün vücudumu sardı. Ben Belemir'in mavi gözlerindeki fırtınayla boğuşurken o kendine geldi ve yeniden karşıma geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...