Bölüm 14
Belemir hiç zorlanmadan yataktan kalktı ve üstüne bir hırka geçirdi. Eminim ki canı yanıyordu ama yüzünde tek bir mimik bile oynamamıştı. Bu kadar sert olacak kadar ne yaşadığını merak ediyordum ama sormak haddim değildi, daha önce canım ateşlerde kavrula kavrula öğrenmiştim. Şimdi ise o anlatmak istiyordu ve bu fırsatı kaçıramazdım.
Arabaya geldiğimizde Belemir bana elini uzattı ve anahtarı cebimden çıkarıp verdim. Kendi kullanacaksa aklında bir şey var demekti. Göz ucuyla arabanın saatine baktım, 04.17... Umarım bu iş çok uzun sürmezdi çünkü hemen uyumak istiyordum.
Belemir önce bir tekel bayide durdu ve birkaç şişe bira alıp yeniden direksiyonun başına geçti.
"Bir tanesini açıp versene." diye mırıldandı.
Kaşlarımı çattım. "Durunca içersin, şimdi araba kullanıyorsun."
Göz devirdi. "Ver diyorsam ver! Bana bir şey olmaz."
Ofladım ve bir şişeyi ona verdim. Kırmızı ışıkta durduğunda birkaç yudum içti ve derin bir nefes aldı. Şu an rahat olmadığını anlayabiliyordum, bazı şeyler onu zorluyordu.
Yeşil ışık yandığında şişeyi kenara koydu ve gaza yüklendi. Çoğu arabayı solladı ve otobana girdi, tabelalardan gördüğüm kadarıyla Şile yoluna girmiştik. Koltukta biraz kıpırdandım ve kendime de bir şişe bira açtım. Bu yol başka türlü bitmeyecekti.
"Arka koltukta telefonum var, verir misin?" Çantasına uzanıp telefonunu ona uzattım. Ekrana hiç bakmadan birini aradı ve telefonu hoparlöre aldı. Eliyle telefonu tutarken elini vitese koydu. Dudağımın sol kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Otomatik arabada otobanda giderken vitese elini koymak da neyin nesiydi?
Telefon açılınca karşıdakini beklemeden söze girdi. "Ceren, Arya'yı yanına alabilir misin? Şimdi benim odamda, tek başına kalmasın." Ceren söylediğini onaylayınca telefonu kapattı ve başka birisini aradı.
"Rüyanda mı gördün beni? Bu saatte arıyorsun."
Belemir göz devirdi. "Boş konuşma Zafer!" Yine mi bu Zafer ya! Bir düşmedi yakamızdan!
"Hazar'ın izini buldun mu?"
"Hemen bakıyorum canım (!)"
Zafer, Belemir'e canım dediği an ben ufak bir öksürük krizine girdim ve Zafer kahkaha attı. "Deniz de mi yanında?"
Belemir sorusuna cevap vermedi. "Hadi Zafer, vaktim yok!"
Arkadan klavye sesleri geldi ve Zafer söze girdi. Bu sırada Belemir arabanın süratini adım adım arttırıyordu. "Ankara tarafında bir otele yerleşmiş. Sabah 08.30'da Mardin'e uçağı var, tek kişilik bilet almış. Yanındaki arabalar için bir benzinlikten tam depo benzin almış, 2652 lira tutmuş. Yanındakiler nerede kalacak, onu bulamadım. Şimdilik bu kadar."
Belemir telefonu kapatmak için harekete geçtiğinde Zafer yeniden söze girdi.
"Belemir!"
Belemir kaşlarını çattı. "Söyle Zafer."
"Sabah yanıma uğrasan iyi olur."
Belemir ağzının içinde birkaç küfür mırıldandı ve telefonu kapattı. "Beni bir bıraksan keşke."
Arabaya derin bir sessizlik çöktüğünde düşüncelere daldım. Ne olacaktı şimdi? Benim davranışlarım amcamı sinirlendirmişti. Durmayacaktı. Gözü kararmıştı bir kere. Evde küçücük bir can olduğunu bile bile o uğursuz kurşunları üstümüze boşaltmıştı. Benden vazgeçmeyecekti, artık eskisinden daha fazla dikkat etmem gerekiyordu. Normalde beni günahı kadar sevmezdi ama o lanet mirası devredebileceği erkek varis sadece bendim. Bu yüzden bana ihtiyacı olduğunu düşünüyordu ve şimdi düşmanın tarafında olmam onu sinirden deliye döndürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...