Bölüm 5
Alıştırma mı yapacağız?
Belemir odadan çıktığında vakit kaybetmeden peşinden gittim. Karanlık ve dar merdivende hızlıca aşağıya iniyordu. Düşmemek için büyük çaba göstererek onu takip ettim. Sanırım 4 kat aşağıya indik ve geniş bir yere girdik. Burası spor salonu gibi döşenmişti. Spor yaparken ihtiyacımız olabilecek her türlü ekipman vardı. Ben merakla odayı incelerken Belemir söze girdi, sesinden sabırsız olduğunu anlamıştım.
"Hadi üstünü değiştir. Yapacak işlerimiz var."
Eliyle bana bir kapıyı gösterdi ve gösterdiği kapının yanındakinden içeriye girdi. Gösterdiği odaya girdim, soyunma odasıydı. İçinde sayısız eşofman takımı, şort ve tişört vardı. İçlerinden siyah bir şeyler seçip üstümü değiştirdim. Son olarak aynada saçımı düzelttim ve odadan çıktım.
Belemir salonun ortasında durmuş, eline sargı bezi sarıyordu. Beni görünce yanındaki açılmamış sargı bezini bana fırlattı. Havada tuttuğumu görünce dudaklarının sol tarafı kıvrıldı.
"Bakalım neler biliyorsun? Merak ediyorum doğrusu."
Ben de alayla güldüm ona. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Olmasına imkan da yoktu çünkü dövüşmeyi dayak yiye yiye öğrenmiştim. Muhtemelen onunla dövüşmemi isteyecekti ve benim bilmediğimi düşünüyordu. Buraya da bana bir şeyler öğretmesi için gelmiştik.
Seviyordum ters köşe yapmayı.
Birbirimizin gözlerini baktık. Birbirimizi alayla süzdük.
"Geç bakalım şuraya." Gözleriyle boks maçlarının yapıldığı sahayı gösterdi. Peş peşe sahaya girdik.
"Bakalım neler biliyorsun?" Alaycı bir gülümsemeyle beni izliyordu.
O zaman oyun başlasın.
Önce ısınma hareketleriyle başladık. Yeterince ısındığımızda birbirimize baktık. Bilgisiz olduğumu düşündüğü için önce benim atağa geçeceğimi düşünüyordu ama yanılıyordu. En büyük yanlış saldırı yapmaktı. Savunma yapmak her saman mantıklı olandı.
Benden bir hamle gelmeyince kendisi saldırıya geçti. Dakikalarca dövüştük ve en sonunda onu sırt üstü yere yatırdım.
"Pes mi?"
"Hayır!" Sesi çok sinirli geliyordu. Beni hafife aldığı için kendine sinirlenmişti.
Elimden kurtulmasına işin verdim ve yeniden karışıma geçti. O kadar uzun süre dövüşmüştük ki o nefes nefese kalmıştı, ama bende bir şey yoktu. Antrenmanlı olmak burada önem kazanıyordu.
Benden kurtulmasına izin vermiştim çünkü bir kere yenilmek ona yetmeyecekti. Şansın iyiydi derdi, o gün zayıftım derdi, dikkatim dağınıktı derdi. Yani işin içinden çok kolay sıyrılırdı. Ama iki kere, üç kere yenilirse bu konuda ondan güçlü olduğumu kabul ederdi.
Yeniden saldırdı, yeniden yüz üstü yatırdım.
"Pes mi?"
"Hayır!"
İkinci kere yerden kalktığında iyice sinirlenmişti. Nasıl olur da bana yenildiğini anlayamıyordu. Hayatımın sadece onun araştırıp öğrendiği kısmından ibaret olduğunu sanıyordu. Ama çok yanılıyordu.
Bu defa saldırmadı, bekledi. Ben zaten hiçbirinde saldırma eğilimi göstermedim. Yine hırsına yenik düştü ve bu defa onun için çok kötü bir pozisyonda mağlup oldu. Rakibini bu pozisyona getirmek gerçekten çok zordu ve yenilen kişi bu duruma düştüyse gerçekten beceriksiz demekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...