Bölüm 20
Bölüm Şarkısı: Gökhan Türkmen Korkak
Ertesi gün...
Kapının sesiyle gözlerimi araladım. Çok fazla uyuduğum için en ufak bir sese bile uyanıyordum. Belemir elinde bir tepsiyle odaya girdi ve tepsiyi yatağımın ucundaki hareketli masaya bırakıp kapıyı kapattı. Beni her uyanık gördüğünde yaptığı gibi gelip yanağımı öptü, hafifçe tebessüm ettim.
"Bugün nasılsın?" İlgiyle bana bakıyordu.
"Daha iyiyim ama sırtım ağrıyor." İlk defa dün gece ayağa kalkıp biraz yürümüştüm. Kalkarken başım dönüyordu ama sonrasında kendimi çok iyi hissediyordum.
Yatağımın yanına gelip ayak ucuna oturdu. "Sırtına biraz masaj yapmamı ister misin?"
Şaşkınca ona baktım. Belemir bana masaj mı yapacak?
"Bakma öyle şaşkın şaşkın. İstiyorsan yaparım. Sevdiğim adamsın, gocunacak değilim."
Dudaklarımda minik bir tebessüm can buldu. Onun benimle ilgilenmesi, bana bebeğiymişim gibi davranması... İnsan çok tuhaf hissediyordu. Bir o kadar da mutlu... Hep hayal ettiğim şeylerin en sonunda benim olması bana kendimi çok özel hissettiriyordu.
"Biraz yan dönebilecek misin?"
Diğer tarafıma geçip bana yardım ettiğinde yan tarafıma döndüm, Belemir yatağın kenarında oturup elini sırtımda gezdirmeye başladı. Dokunuşları bile şifaydı.
Onun gözlerine bakarken dün gece düşündüklerim aklıma geldi. Gece o uyurken uykum kaçmıştı ve uyuyana kadar onu izlemiştim. Vurulduğumdan beri başımdan ayrılmıyordu. Ne ihtiyacım varsa o karşılıyordu. Yemeklerimi kendi eliyle hazırlıyordu, yemek konusunda kendini geliştirmişti. Ben uyuyana kadar başımda bekleyip dudaklarıyla ateşimi ölçüyordu ve daha bir çok şey...
Birbirimizin gözlerine bakarken dudaklarımı araladım. "Belemir..."
Tebessüm etti. "Efendim?"
"Bunları neden yapıyorsun?" Dudaklarını birbirine bastırdı. Hazırlıksız yakalandığında hep böyle yapardı. Ancak bir kaç dakika sonra cevap verebildi. "Seni sevdiğim için..."
"Biz şimdi sevgili miyiz?" diye sordum pat diye, onun gözlerindeki şaşkınlığı okurken.
Önce göz bebekleri irileşti, sonra bir şey söylemek istedi ama vazgeçti. "Bilmiyorum. Şu an kafam çok karışık. Yapmam gereken şeyler var ve bunlar beni çok zorluyor. Bana biraz zaman var, düşüneyim."
Kaşlarım çatıldı. "Buna karar vermek bu kadar zor değil bence. Madem birbirimizi seviyoruz, o zaman sevgiliyiz."
Onun da kaşları çatıldı. "Bu zor bir karar Deniz. Evet birbirimizi seviyoruz ama bu kadar olayın hemen ardından buna karar vermek bana göre değil. Önce her şeyi atlatalım, her şey bitsin. Eğer hala biz olarak kalabilirsek sevgili olmuş oluruz. Ama henüz bitmeyen şeyler var."
Dosyayı hâlâ savcılığa teslim etmemiştik, ondan bahsediyordu. Ne zordu beklemek. Sevdiğini beklemek, o da seni severken beklemek... Bana kalsa hemen yarın evlenebilirdik, hiçbir sakıncası yoktu. Hatta düşlerimde defalarca kez gelinlik bile giymişti. Ona en çok yakışacak modeli bulmuştum. Ama onun hiçbir şeyden haberi yoktu. Onu ürkütmemek için düşüncelerimdeki her şeyi anlatamıyordum.
Sessizliği aramızda paylaştık. Ne o bir şey dedi ne de ben. Yemeğimi kendi elleriyle yedirmek istediğinde elimle itiraz ettim, artık kendim yiyebilirdim. Ben yemeğimi bitirip yeniden yatağıma uzanana kadar beni izledi ama hiç konuşmadık. Benim içimden bir şey söylemek gelmiyordu, o da muhtemelen kendi içiyle hesaplaşıyordu. Acaba ne geçiyordu aklından? Söylese yardım edebilir miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...