Sokak 27: Korku

18 3 0
                                    

Bölüm 27

Hani insan bazen ikilemde kalır ya. Ne yapacağını bilemez, bocalar. Burayı tutsa, ötesi açıkta kalır. Orayı tutsa, burası... İkisini birden idare etmek ister. Eline yüzüne bulaştırır, her şey daha kötü olur. Sonra ne yapacağını bilemez. Ben saatlerce ağlarım. Sonra anneme giderim, o kurtarır beni. Zaten o da kurtaramıyorsa bir şeyler tamamen bitmiş bile olabilir.

Uzun süre nefessiz kalmışım da şimdi oksijene kavuşmuşum gibi derin bir nefes aldım. İçimdeki sıkıntı geçmeyince üstümdeki hırkanın yakasını çekiştirdim. Sevgilim kansermiş, öyle dedi doktorlar. Başımı kaldırdım ağır ağır. Önce Belemir'e baktım. Gözlerini kapatmıştı ama uyumadığı her hâlinden belli oluyordu. Sonra doktorlara döndüm, üzgün bakışlarıyla beni izliyorlardı. Güldüm kendi kendime.

"Ne dediniz? Tekrar eder misiniz?" dedim gayet neşeli bir tavırla.

Yaş almış doktor dudaklarını birbirine bastırdı sıkıntıyla. Genç olan ona baktı, ne yapacağını bilemiyor gibi bir tavrı vardı. Kısa bir süre bakıştılar ve genç olan bana döndü.

"Sevgiliniz akciğer kanserine yakalanmış beyefendi. Endişe etmeyin, henüz ilk evrede. Kemoterapi ile kolayca atlatabilir. Lütfen sakin olun ve fevri davranmayın."

Kahkaha attım, hem de dakikalarca. Sonra anladım ne olduğunu. İnsan idrak edemiyor başta. Sonra dank ediyor. Sevdiğinin ölümün pençesinde olduğunu anlıyor. Keşke anlamasa... Önce annem gitti, aynı böyle gitti. Ben mutlu mesut hastaneden çıkacak diye beklerken soğuk toprağa sarılmak zorundayım şimdi. Yeniden mi yaşayacağım aynı şeyleri? Yeniden mi sınanacağım bir sevdiğimle? Yeniden mi korkacağım, acı çekeceğim, onun gün be gün eriyişini izleyeceğim? Söyle doktor.

Ben şokla ne söyleyeceğimi bilemezken doktor konuşmaya devam etti. "Belemir Hanım bu hastalığı kemoterapi ile kolayca atlatabilir. Kanser henüz yayılmamış. Lütfen umutsuz olmayın, kanser son evreye kadar ilerlediği hâlde iyileşen çok hastamız oldu. Belemir Hanım'ın yaşı daha çok genç. Bunu başarabilir."

Aklıma gelenle birlikte doktora döndüm. "Kanaması vardı. Peki onun sebebi ne? Kanser ile mi ilgili?"

Doktor başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır, kanserle bir ilgisi yok. Uzun zaman sonra vajina bu anlamda zorlandığı için olmuş olabilir. Tavsiyem, bir kadın doğum doktoruna muayene olması. Bu alanda uzman bir doktor size daha net bilgi verebilir."

Ben yine bir şey diyemedim. Belemir gözlerini açıp yanağına süzülen bir damla yaşı sildi ve doktora döndü. "Biz biraz yalnız kalabilir miyiz?"

"Tabii. Geçmiş olsun, iyi günler."

Doktor çıkınca Belemir bana döndü ve serumun bağlı olduğu elini kaldırdı. "Yanıma gelir misin?"

İnsan en fazla yorgun olabilir? En fazla bu kadar...

Hızla yanına gidip elini yeniden yatağa koydum. Üstüne eğilip alnını öptüm. "Üzülme sevgilim. Ben bunu anlatacağına kalbimden inanıyorum. Yeter ki sen de güven kendine. Bunu beraber başaracağız."

Belemir yutkundu, bir peçeteyle gözlerinden akan yaşları sildim. "Benimle evlenmek istiyor musun Deniz?"

Şaşkınca durdum ve biraz geriye çekildim. Ne diyordu bu kadın? Bir anda niye sormuştu bunu? "Tabii ki istiyorum ama bir anda nereden çıktı bu şimdi?"

Belemir yutkundu. "Evlenelim bir an önce. Ben sabah taburcu olurum, gidip nikah tarihi alalım."

Kaşlarım çatıldı hafifçe. "Neden bu kadar acele ediyoruz? Güzel bir düğün yaparız."

SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin