Bölüm 18
Gözüm saate takıldı, 05.56. Esnememi güçlükle durdurup ayağa kalktım.
"Ben yatıyorum, iyi geceler."
Belemir bana baktı. "Akşam yola çıkıyoruz, kendini ona göre ayarla."
Ona bir şey demeden odama çıktım. Adımlarımda hatırı sayılır bir yorgunluk vardı. Son bir kaç ayda yaşadıklarım üstüne roman yazılacak kadar büyük şeylerdi ve en fazla 2 gün sonra bitecekti. Ama maalesef biten tek şey oydu.
İnsan yalanı kolay söylerdi. Fıtratı gereği günaha yakındı çünkü. Günah olana, yasak olana, haram olana ulaşmak isterdi. Ama önemli olan o yoldan dönmekti. Galiba ben dönemedim. Belemir'in yüzüne karşı onu sevmediğimi söyledim, o yalanı söyledim. Ama hâlâ deli gibi aşığım ona. Sadece kırgınlık var aramızda. Bu aşk öyle bir şey ki, insan affetmek için bahane arıyor. Özür dilemesi ya da kendini anlatmasını da istemiyorum. İstediğim tek şey zaman... Aradan zaman geçince unuturum her şeyi. Buna gücüm varsa yaparım inanın bana. Ama şimdi bunu düşünecek gücüm bile yok.
Yatmadan önce duşa girsem iyi olurdu. Uykum kaçmış gibi hissediyordum, ılık su beni mayıştırabilirdi.
Duştayken akıp giden suyu izledim. Suyun her zaman iyi düşünceleri büyüttüğünü, kötü olanları da kendisiyle beraber götürdüğünü düşünürdüm. Nitekim öyle oldu.
Aynanın karşısında dalgınla saçlarımı kuruturken kapım çalındı. Kaşlarım çatıldı, eğer gelen kişi yine Belemir'se onunla konuşmak istemiyordum. Bana kendini anlatmasını da istemiyordum. Bir süre her şeye uzak kalıp sadece düşünmek istiyordum.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve ufak bir şaşkınlık yaşadım, gelen Batu'ydu.
"Gel." deyip elimle koltukları gösterdim. Bir yandan da neden buraya geldiğini anlamaya çalışıyordum.
Bir şey demeden odaya girdi ve camın önündeki tekli koltuğa oturdu. Ben de karşısına geçtim. Merakla ona bakıyordum çünkü bu saatte burada olmasına fazlasıyla şaşırmıştım.
Batu uzun süre konuşmayıp ben hariç her yer bakınca derin bir nefes verdim. Bu ev benim sınavım gibiydi.
"Anlat Batu, dinliyorum."
Sıkıntıyla bakan gözlerini bana çevirdi. "Deniz, seninle bu konuşmayı yapmayı uzun zamandır düşünüyordum ama şimdi bunu benden Belemir istedi."
Kaşlarım yeniden çatıldı. "Eğer buraya onu savunmaya geldiysen boşuna zahmet etmişsin. Ben anlayacağımı anladım, dahasına gerek yok."
Batu yutkundu. "Hayır, ben sana sadece olayları anlatmak istiyorum. Düşüncelerini değiştirmek gibi bir amacım yok ama doğru şeyler üzerinden sonuca ulaşmanı isterim. Hem sen hem de Belemir zarar görmemiş olursunuz."
Anlatması için başımı salladım. "Biz üniversitedeyken Belemir günün birinde okula gelmedi. Hepimiz şaşkındık çünkü Belemir bölümünü çok seviyordu ve asla ders kaçırmazdı. Ders aralarında sürekli aradık ama açmadı. En sonunda evine gittik, çalışanlar evde olmadığını söylediler."
Kalbimden geçen tek düşünce Belemir'i yeniden eskisi gibi sevebileceğim bir cümle duymaktı.
Yutkundu. "Günler sonunda bulduk izini. Can ve ben her yerde onu arıyorduk. İzmir taraflarında bir otele gitmiş. Telefonunu da kapatıp sadece içmiş ve biz 4 gün boyunca her yerde onu aradık. Ama burada şöyle bir tuhaflık vardı, annesi ve babası kaybolduğuna üzülmemiş gibiydi."Devam etti. "Günler sonra öğrendik ki Belemir'in babası onun evlenmesini istemiş. Eğer Belemir evlenmezse tüm mirastan men edilecek, soyadı değiştirilecek ve daha bir çok şey... Okuldan mezun olunca şirketin başına o geçecekti. Kendi dersleri dışında şirket ile ilgili de ağır bir eğitim alıyordu. Kendisi tek çocuk olduğu için eğer şirketin başına o geçmezse şirketi artık bir vakıf yönetecekti ve Belemir kimsesiz birisi olarak yaşamaya devam edecekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...