Bölüm 10
Karşımda görmeyi beklediğim son kişi Deniz'di. Silahımı indirmeden söze girdim.
"Senin ne işin var benim odamda? Ve bilgisayarımda ne arıyorsun?" Sesim beklediğimden sert çıkmıştı. Aslında sert olması gerekiyordu. Çünkü bu hafife alınabilecek bir şey değildi. Benim mahrem alanıma girmişti benden izin almadan. Bunu asla hoş göremezdim.
Umarım bilgisayarı açamamıştır, diye geçirdim içimden. Eğer açtıysa ve oradaki kişilerin birbiriyle alakasını çözdüyse her şeyi Hazar'a uçurma ihtimali olabilirdi. Gerçi amcası onu bulduğu yerde öldürmeye yemin etmişti. Zaten Deniz de bu yüzden benim yanımdaydı, çünkü sadece benim yanımda can güvenliği vardı. Her neyse, konu bu değil.
Dağılma Belemir, dağıtma! Konuya odaklan.
"Bir cevap bekliyorum!" dedim. Hâlâ şaşkınca bana bakıyordu.
"Yaptığım şey için özür diledim. Sadece..."
Sustu ama ben sinirden çıldırma noktasına gelmiştim artık!
"Sadece ne Deniz? İzinsiz bir şekilde benim odama girmenin amacı ne? Bana mantıklı bir sebep söyle ve ben seni şimdi öldürmeyeyim!"
Başını yere eğdi. "Sadece seni merak etmiştim, hepsi bu. Belki senin hakkında bir şeyler öğrenirim diye bilgisayarına baktım ama bir şeyler gördüm ve kafam daha da karıştı."
Kaşlarım çatıldı. "Buna inanmamı bekleme benden!"
Bana baktı. "Yalan söylemek için ne sebebim var ki? Her bok senin elinde zaten. Elim kolum bağlı duruyorum burada. Amcamla bir iletişimim olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. Hangi şehirde yaşadığımı bile bilmiyor. Beni bulduğu an öldürmeye yemin ettiğini kendi kulaklarımla duydum. Salak değilim Belemir, ne yaptığımı biliyorum."
Sakinleşmek için derin bir nefes aldım. "Sana ilk gün geldiğinde ne dedim ben? Benim hakkımda hiçbir şeyi merak etme demedim mi? Şimdi ne bu? Bana aşıksın diye istediğini yapabileceğini mi sanıyorsun? Kendine gel Deniz! Sana hiçbir şey söylemiyorum diye sınırını aşma! Burası benim çöplüğüm, sen sadece geçici olarak buradasın!"
Silahımı belime yerleştirdim ve ona yaklaştım. Onun kalkmasına izin vermedim ve masaya eğildim. Bilgisayarımı önüme çekip hızlıca şifreleri girdim.
"Bakalım neler yapmışsın burada." diye mırıldandım.
Hızlıca her şeyi kontrol ettim. Sadece dosyalara ve arama geçmişine bakmıştı. Tam istediğim gibi!
Bilgisayarımı kapatıp ona döndüm, artık biraz daha sakindim. "Bana kim olduğumu sordun ve bu soru beni düşündüğümden daha fazla sarstı. Sana anlatmam kendime ihanet etmem demek oluyor ama anlatacağım. Sen benim düşmanımsın ama değilsin de. Anlatacağım, sadece biraz sabret."
Başımla bilgisayarımı işaret ettim. "Böyle şeyler yaparak benimle ilgili bir şey öğrenemezsin, sadece vakti uzatırsın ve ben sinirlenirim. Merak ediyorsan sakin ol ve bekle. Şimdi çık buradan."
Tam odadan çıkacakken ona seslendim ve bana baktı.
"Bir daha bunu yaparsan bu kadar sakin olmam! Ona göre ayağını denk al!"
Bana bir şey demeden odadan çıktı. Arkasından kapıyı kilitledim ve duşa girdim.
Evet, ona hiçbir şeyi anlatmamam gerekiyordu ama saçma bir şekilde beni tanımasını istiyordum. Belki de geçmişimi öğrenince şu saçma aşk oyununu da bırakırdı! Geçmişimi öğrenince ailem haricinde kimse yanımda kalmak istememişti çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...