Bölüm 11
Deniz'den
Şu andan itibaren görebileceğim hiçbir şeye şaşırmamayı öğrenmiştim. Geldiğimiz yer bir yetimhaneydi. Belemir arabadan inip bagajdan bir şeyler alırken hâlâ binayı inceliyordum. Düşünmekten yorulduğumu hissetim. Belemir'in burasıyla ne işi olabilirdi ki?
Belemir yeniden arabaya bindiğinde elinde bir kutu bira ve kola vardı. Kolayı bana verdi ve birayı açıp biraz içti. Ben ise soru dolu bakışlarla onu izliyordum. Kafamdan kırk tane şey geçiyordu ama hiçbiri Belemir'e yakışmıyordu. O her şeyin en güzeline layıktı.
"Anlatacak mısın artık?"
Başını hafifçe onaylama anlamında salladı. Karşıyı izlerken anlatmaya başladı.
"Babamın nasıl öldüğünü biliyor musun?"
"Amcamlarla olan bir çatışmada öldüğünü biliyorum." Başını ağır ağır salladı.
"Ben de öyle tahmin etmiştim." Sertçe yutkundu, gözleri doldu. "Babam o çatışmada ölmedi, haftalar sonra hastanede öldü. İyileşiyordu, durumu iyiye gidiyor demişti doktorlar. Ama... Şah damarını kesti amcanın adamları."
Bir damla yaş sağ yanağından süzülürken biradan bir yudum daha aldı. "Ben babamın ölüm haberini aldığımda yemin ettim intikam almaya. Bundan sonra başka işim kalmayacak bu dünyada. Ama burada beni ilgilendiren birisi var."
Merakla ona baktım ama o hâlâ karşıyı izliyordu. "Çatışmanın olduğu gün benim abim de öldü. Kızı şimdi burada, kimsesizler yurdunda kalıyor. Soyadımız bile aynı değil, benim onun halası olduğumu bilmiyor, benimle tesadüfen tanıştığını düşünüyor. Bilgisayarımda gördüğün kişilerden birisi Arya. Annesi de doğumda ölmüştü."
Uzun bir süre sustu. "Sevdiğim insanları sadece ölmemeleri için kendimden uzak tutmak o kadar berbat bir şeyki. Annemi aylardır görmedim. Hollanda'da yaşıyor. Onun da soyadını değiştirdim. Benim annem resmiyette ölü görünüyor. Hazar onlara da zarar veremesin diye yaptım bunu. Ama çok zor, bazen dayanamıyorum. Telefonumda fotoğrafları bile yok. Olur da Hazar telefonuma ulaşırsa hiçbir şey öğrenemesin diye."
Yine sustu. "Hep dik duruyorum ama bunu yapmak hiç kolay olmadı. Benim hayalim bu değildi." Bana döndü. "Ben yazılım mühendisliği okudum. Benim hayalim annem ve babamla beraber Hollanda'da yaşamaktı. Ben belime silah koyup mafyacılık oynamak istemedim." İşaret parmağıyla bir işaret yaptı. "Tüm bu şeyleri ben istemedim, zorla buna dahil oldum. Çünkü başka çarem yoktu. İşte bu yüzden işim bitince babamın yanına gitmek istiyorum."
Yine sustuğunda söze ben girdim.
"Peki bundan öncesinde ne oldu? Yani baban öl-"
Belemir bana öyle bir baktı ki yutkunmak zorunda kaldım. "Yani o gitmeden önce nasıl bir hayatın vardı?"
Belemir elindeki tenekeyi arka koltuğa atıp arabayı çalıştırdı. "Bu kadar yeter. Daha fazlasını benden başka hiç kimse bilmiyor. Merak ettin anlattım, daha fazlasını sorma!"
Bu anlattıkları sadece buz dağının görünen kısmıydı. Anladığım kadarıyla bu hayatta en çok babasına değer veriyordu ve onun ölümünü bile böyle anlatıp basit bir soruya sinirlendiyse çok daha fazlası vardı. Ama benim uzun bir süre susmam gerekiyordu. Eğer şimdi üstüne gidersem iyice kapalı kutu olurdu. Aradan biraz zaman geçince şansımı denesem daha iyi olurdu.
Belemir park ettiği yerden çıkarken onu durdurdum. "Yeğenini görebilir miyiz?"
Belemir kararsızca bana baktı. "Lütfen..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...