Sokak 26: Vuslat

34 3 0
                                    

Bölüm 26

Bölüm Şarkısı: Yalın Bu da Geçer mi Sevgilim

Belemir gözden kaybolduğundan beri tek bir noktaya bakıyordum. Gözlerim dolmuştu ama ağlayamıyordum. Burnumda onun kokusu vardı, sızım sızım sızlıyordu. Nasıl geçecekti bu 3 gün? Nasıl dayanacaktım onsuzluğa?

Bu da geçer mi sevgilim?
Yokluğundan mı sebep?
Sustuğundan mı sebep?
Buz gibi gecelerim
Battaniyem, sıcağımdın sen benim

Birisi koluma dokununca dikkatim dağıldı ve bir damla yaş yanağımdan süzüldü. Yanağımı elimin tersiyle silip gelene baktım. Bir kadın endişeyle bana bakıyordu. Kaşlarımı çatıp bir adım uzaklaştım. "Beyefendi, dakikalardır buradasınız. Bir sorun mu var?"

"Hayır, yok. İyi günler." diyebildim zorlukla. Kadın gidince sevdiğimin çıktığı kapıya son bir bakış attım ve telefonumu çıkardım cebimden. "Otele yerleşince ara beni, seni seviyorum deniz gözlüm."

Telefonumu cebime koyup arabaya bindim ve eve geldim. En iyisi uyumaktı ama uykum da yoktu. Belki beni mayıştırır diye sıcak bir duş aldım ve Belemir'in odasına çıktım. Kapıyı açtığım an sanki karşımdaydı, her yer o kokuyordu. Sakince yatağa yürüdüm ve içine girdim. Onun yastığına sarılıp gözlerimi kapattım. Sanırım 3 gün boyunca buradan çıkmayacaktım.

***

Telefonumdan bildirim sesi geldiğinde yataktan aceleyle kalkarken neredeyse düşecektim. Gözüme uyku girmemişti. Meraktan uyuyamamıştım bu yüzden gözlerim fena hâlde yanıyordu. Komodindeki telefonuma uzandım, aşağı yukarı 14 saat geçmişti. Demek ki aralarda uykuya dalmıştım.

Belemir'den mesaj gelmişti. "İyiyim sevgilim. Daha yeni geldim eve, şimdi uyuyacağım. Sen nasılsın?"

Hızla cevap yazdım. "İyiyim ama uykusuzum biraz, seni düşünüyorum. 3 günden fazla sürmez değil mi?"

"Sürmeyecek, söz veriyorum. Yarın doktora gideceğim. Her şey yolundaysa oradan çıkıp Hollanda'ya uçarım. Yarın müsait olursam ararım."

"Uyu sevgilim, seni seviyorum."

"Seni seviyorum Denizim."

Daha fazla mesaj gelmediğinde telefonu kapattım ve bu defa rahatça gözlerimi kapattım. Belemir'in yastığına başımı yasladım, uykuya dalmam çok uzun sürmedi.

Ertesi akşam...

Dün konuştuğumuzdan beri hiç mesaj atmamıştı. Doktor kontrolü nasıl geçmişti, bilmiyordum. Diğerlerinin de haberi yoktu çünkü Belemir'in sadece Hollanda'ya gittiğini biliyorlardı. Endişe ediyordum ve bunu kimseye belli etmeden devam etmek çok zordu. Belemir'in iyi olduğunu kendisinden öğrensem biraz rahatlayacaktım ama konuşmamıştık daha.

Akşam yemeğimi zorlukla yiyip yeniden Belemir'in odasına çıktım. Midem hiçbir şey almıyordu, zorlukla yemek yiyordum. Tek istediğim Belemir gelene kadar bu odada kalmaktı, kokusu her derde şifaydı.

Bu da geçer mi sevgilim?
Yatağı dert soğutur
Kalbim elinde durur
İyi ki var şiirlerim
Battaniyem, sıcağımdın sen benim

Yemeğe inmeden önce onun kitaplığını incelediğimde Milena'ya Mektuplar kitabına rastlamıştım. Daha önce çok severek okuduğum kitabı bir de onun gözünden okumak istemiştim. Şanslıydım ki beğendiği cümlelerin altını çizmişti. Belki de bunu yapmam yanlıştı ama onun parmaklarının gezdiği yerlere dokunmak istiyordum.

Yeniden yatağa uzanıp kitabı elime aldım.

"Oysa ben bütün vakitlerimi, hatta bütün vakitlerimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum; seni düşünmek ve seni yaşamak için."

SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin