Sokak 32: Hastane

21 2 0
                                    

Bölüm 32

Belki saatlerdir uyanıktım. Uzun süredir gözlerimi kırpmadığım için gözlerim acıyordu artık. Kırpamazdım ki. Onun bir anını bile kaçıramazdım.

Sol tarafıma uzanıp komodinin üstünde duran telefonumu elime aldım ve saate baktım. Saatlerdir onu izlediğim için zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştim. Gitme vaktimiz yaklaşıyordu, bu yüzden karımı uyandırmam gerekiyordu.

Telefonumu yerine bırakıp ona döndüm. Bana sırtını dönmüş, yastığına sarılmış bir şekilde uyuyordu. Geceliğinin yakasını sıyırıp omzuna bir öpücük bıraktım. Bir şeyler homurdandı ama uyanmadı. Bu defa kulağının altını öptüm ve ona seslendim.

"Sevgilim..."

Ağır ağır bana döndü. Gözlerini açıp bana baktığında gülümsedim. İki tane mavi mücevher günümü aydınlatmıştı. "Günaydın."

Dudaklarıma bir öpücük bıraktı ve geriye çekildi. "Günaydın sevgilim."

Yanağını okşadım. "Uykunu aldın mı?"

Başını olumlu anlamda salladı. "Biraz ağrım vardı ama önemli değil."

O utanıp bakışlarını benden kaçırdığında sıkıntıyla dudaklarımı birbirine bastırdım. Bunun için bir çözüm bulmam gerekiyordu.

Belemir ellerini göğsüme koyduğunda ona döndüm. "Artık kalkmamız gerekiyor sevgilim. Birazdan yola çıkacağız."

Belemir yataktan kalkıp banyoya girdiğinde arkasından baktım. Fethiye'ye gideceğimizi bildiği için şaşırmamıştı ama oraya daha sonra gidecektik.

Belemir banyodayken ben de aşağıya indim ve kahvaltıyı hazırladım. Belemir 3 gün önce kanser için hastaneye gitmişti ve bugün doktorla konuşacaktık. Eğer tümör büyüdüyse tatilimizi iptal edip hastaneye gidecektik ve Belemir ameliyat olacaktı. Eğer her şey yolundaysa yani tümör büyümediyse Belemir tatilden dönünce ameliyat olacaktı. İkincisi olması için tüm kalbimle dua ediyordum. Ama benim içimde güzel bir his vardı, her şey yolunda gidecekmiş gibi hissediyordum.

Belemir henüz aşağıya inmediğinde telefonum çaldı, doktor arıyordu. Bekletmeden telefonu açtım ve vakit kaybetmeden sonuçları sordum. Doktor artık alışmıştı benim sabırsız hâllerime.

Telefonu kapattığımda rahat bir nefes verdim. Tümör büyümemişti ve Belemir 10 gün sonra ameliyat olabilirdi. Ameliyat öncesi güzel bir tatil yapabilecektik. Ona çok iyi gelecekti.

Belemir aşağıya indiğinde kahvaltımıza başladık. Belemir bana seslendiğini ona baktım. "Telefonun çalmıştı. Doktor mu aradı?" Merakla bana bakıyordu.

Sesi nasıl duyduğunu düşündüm, aklında bu mesele olunca dikkat etmişti demek ki. Başımı olumlu anlamda salladım. Belemir merakla bana baktığında çayımdan bir yudum alıp bakışlarımı yeniden ona çevirdim. "Tümör büyümemiş. Tatilden sonra ameliyat olabilirsin."

Yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. Başını göğsüme gömüp boynumdan derin bir nefes aldı.

"Ölmekten değil, seni bırakmaktan korkuyorum Deniz. Seneler sonra hasretini çektiğim sıcaklığa kavuşmuşken gitmek istemiyorum." Ani itirafı beni fazlasıyla sarmıştı. Nasıl sarsmasın? Sevdiğinin ağzından ölüm kelimesini, gitme düşüncesini duymaya kim katlanabilir? Kim sakin kalabilir? Kim korkmadan derin nefes alabilir? Ben öyle birisini tanımıyorum. Ben de bunu yapamam. Ona daha yeni kavuşmuşken gitmek için çok erkendi.

Alnını öptüm ama dudaklarımı çekmedim. "Şşt, hiçbir yere gitmeyeceksin. Daha yapacak çok şeyimiz var."

Merakla bana baktığında anlatmaya başladım. "Önce iyileşeceksin. Sonra hamile kalacaksın. Saçma sapan şeylere trip atıp beni canımdan bezdireceksin. Ben sinirlendiğimde şirin şirin bana bakacaksın, ben tüm sinirimi unutacağım. Ondan sonra bebeğimiz doğacak, geceleri ağladığında hangimiz yanına gidecek diye kavga edeceğiz ve ikimizin de uykusu açılacak. Sen bana bir daha çocuk doğurmayacağı söylediğinde ben sana sadece güleceğim. Daha yapacak çok işimiz var sevgilim. Olur mu hemen gitmek?" Nefesimin buharı tenini ıslatmıştı. Saçlarına bir öpücük bıraktım ve onu dizlerime oturtup ve yemek yedirdim. Bazen ona sanki bebeğimmiş gibi davranmak istiyordum. Çok daha fazla bir ilgiyi hak ediyordu ama elimden gelen bu kadarıydı. Birbirimize ilk kez evet dediğimiz gün yemin etmiştim onu korumaya, onu ömür boyu sevmeye. Keşke insan kalbiyle değil ruhuyla sevseydi. Kalp bir gün duruyordu ama ruh ebediyen yaşıyordu. Aşk da onunla yaşasaydı keşke.

SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin