Sokak 4: Aşk

125 20 105
                                    

Bölüm 4

Kaç gündür evdeydim, olanları düşünüyordum. Haldun kimdi? Belemir neden baba annesini herkesten gizliyordu? Ben neden bu casusluk zımbırtısını sanki gizli görevmiş gibi yönetiyordum? Bu insanlar kimdi ve ben bunca işe nasıl bulaşmıştım?

İşin içinden yine çıkamayınca nefesimi bırakıp ofladım. Bu sırada duş almak iyi bir fikir gibi geldi. Su kötü olan düşünceleri akıtırdı, iyi olanları ise büyütürdü.

Eşyalarımı hazırlayıp odadaki banyoya girecekken kapı çalındı. Elimdekileri banyoya bırakıp geleni içeriye davet ettim, Can gelmişti.

Can grubun diğer bir üyesiydi. İlk karşılaştığımız gün sarhoş olup Ceren'i sayıklıyordu. Çok konuşma fırsatımız olmamıştı ama tanıdığım kadarıyla eğlenceli birisiydi. Aynı zamanda başım sıkışsa yanına gidip akıl danışabilirdim. Umarım beni yanıltmazdı.

"Uzun zamandır odadasın. Merak ettim, bakmaya geldim."

"İyi yapmışsın." dedim ve elimle koltukları gösterdim. O oturunca ben de karşısına oturdum. Anladığım kadarıyla dertleşmeye gelmişti.

"Ne düşünüyorsun bu kadar?" Merakla gözlerime bakıyordu.

Gözlerim ona bakmak istese de bakışlarım boşluğa dalıyordu. "Hayatımı düşünüyorum aslında. Mardin'de yaşarken huzurun baş harfini bile bilmedim. Hep kavga, her zaman silah sesleri... Kaçıp buraya geldim, aç karnımı zor doyuruyordum. Sonra bir gecede hayatım tersine döndü. Önce aç kaldım sonra da sizinle tanıştım."

Can rahat bir tavırla arkasına yaslandı. "Sence bütün bu olayların arka arkaya gelmesi tesadüf mü?"

Soru dolu bakışlarla ona baktım. "Ne demek istiyorsun?" Bana bir abi edasıyla yaklaşıyordu, bu yüzden ben de şeffaf olmaya karar verdim.

Koltukta doğruldu ve ellerini kucağında birleştirdi. "Öncelikle işsiz kalman planın bir parçasıydı. Buraya ayak bastığın günden beri Belemir sana hatırı sayılır bir maaş veriyor. Ayrıca biz seni yaklaşık 1 senedir takip ediyorduk. Yani sen her olayın üst üste geldiğini düşünüyorsun ama biz her şeyi ayarladık, hiçbir şey tesadüf değildi."

Ayağa kalktı ve gitmeden önce son cümlesini söyledi. "Çok düşünüyorsun, kendine zarar veriyorsun. Akışına bırak, çok düşünsen bile bundan kurtulamayacaksın."

Odadan çıkınca arkasından şaşkınca baktım. Her şey planlıydı demişti. Ne demekti bütün bunlar? Düşündükçe başımdaki ağrı artıyordu ve omuzlarım düşüyordu.

Bir kaç dakika sonra yeniden yatağımda uzanırken duş almanın iyi geldiğini fark etmiştim. Artık sadece kendimi nasıl koruyabileceğimi düşünüyordum. Burada olan her şey çok karışık ve kötüydü, iyi kalmak ise zor olandı.

Yanımda olan telefonum kendini belli etmek ister gibi titredi. Elime aldım ve gelen bildirime baktım, önemsiz bir mesaj gelmişti. O an annemi hatırladım, neredeyse 1 haftadır onunla görüşmemiştim. Aramak istedim ama sürpriz bir ziyaret daha güzel olabilirdi.

Yaz ayında olmamıza rağmen İstanbul soğuktu. Yanıma deri bir ceket aldım ve odadaki kasaya yöneldim. Her ay yatacak olan maaşımın yanında burada da biraz para vardı, Belemir cömert bir patrondu.

Yanıma biraz para alıp kasayı yeniden kilitledim. Odamdan çıktığımda Batu'yu gördüm. Telefonla konuşuyordu ve beni fark etmemişti.

"Tamam söylerim Deniz'e, görüşürüz."

Telefonu kapatınca ona seslendim. "Batu."

Arkasını döndü ve yanıma geldi. "Ben de tam seni arayacaktım neredesin diye. Eğer işin yoksa Belemir seni yanına çağırıyor."

SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin