Bölüm 25
Zaman algımı yitirmediysem yarım saattir aynı yerde duruyordum. Ne demişti o? Sevgili miyiz biz? Küçük bir çocuk olsam havada zıplar, çığlık atardım. Yerimde duramaz, saatlerce dans ederdim. Ama şimdi sevinmek için üst sınırda değildim çünkü Belemir hâlâ sinirliydi, bana patlamasını istemiyordum.
Eve bakarken dış kapı yeniden açıldı ve Belemir'i gördüm. "Niye orada dikiliyorsun? Gelsene içeriye!" Henüz sinirini atamamıştı, sesi çok sinirli geliyordu.
Hâlâ bir şey söyleyemiyordum. Ne söyleyecektim ki?
Bu şaşkın hâlim onu daha çok sinirlendirmişti. "Şaşkın şaşkın bakmasana bana! Hadi, içeriye gel!"
Sonunda kendime geldim ve eve girdim. Ama garip bir hâl vardı üstümde. Kendime gelmem için birinin bana tokat falan atması gerekiyor gibi hissediyordum.
Salona girmeden Belemir kolumdan tuttu beni. "Deniz, yüzündeki şu saçma ifadeyi sil! Başından beri bunu istemiyor muydun zaten? Bak, artık ben de istiyorum. Senin sevgilim olmanı istiyorum! Zamanı geldiğinde daha da ilerisi olsun istiyorum! Bunda bu kadar şaşıracak bir şey yok! Kendine gel!"
Belemir beni öylece bırakıp salona girdiğinde ben de peşinden girdim. Belemir, Ceren ile Arya'nın arasına oturduğunda ben de erkeklerin yanına geçtim. Can heyecanla benim yanıma oturduğunda Batu göz devirdi. "Mahallenin dedikoducu teyzesi gibisin Can."
Can'ın cevabı gecikmedi. "Senin gibi suratsız olmaktan iyidir!" Sonra bana döndü. "Anlatsana, dışarıda ne oldu? Ben dayanamayıp pencereden izledim ama ne konuştuğunuzu duyamadım, onu merak ediyorum."
"Benim eski sevgilim burada yaşadığımı öğrenmiş. Günlerce burayı izlemiş, bugün de kapıda olay çıkarmış. Belemir onu biraz hırpalayıp gönderdi. Sonra da bana artık sevgili olduğumuzu söyledi."
Bir dakika... Ne?
Anın şokuyla gözlerim büyüdü ve karşımda sırıtan Can'a baktım. "Az önce ne dedim ben?"
Can büyük bir keyifle cevap verdi. "Artık eniştemiz olduğunu söyledin."
Belemir'e baktım, sakince Ceren'le konuşuyordu. Birisinin bana bunun gerçek olduğunu söylemesi gerekiyordu. Batu'ya döndüm, gülümseyerek bana bakıyordu.
"Batu ben az önce ne dedim?" dedim inanamayarak.
"Bizim keçi seninle birlikte olmayı kabul etmiş, sevgilisiniz artık. Gözün aydın." dedi hafifçe gülümseyerek.
Can bana sarıldığında ona karşılık verdim. "Biz uzun zamandır farkındaydık onu sevdiğinin. Hani insan hisseder ya etrafındaki duyguları. Aynı öyleydi. Sen onu bakmaktan bile çekinecek kadar seviyormuşsun. Şimdi aşkına karşılık bulduğunu görmek, mutlu olduğuna şahit olmak çok güzel. Ben hep yanınızdayım, hayırlı olsun."
Can benden ayrıldığında Batu sarıldı. "İlk defa Can'ın boş bir cümle kurmadığına şahit oluyorum ve buna ayrıca sevindim." Can ona laf yetiştirirken Batu umursamadı. "Birbirinizi kırmayın, üzmeyin. Artık bir yola başladınız, sonuna kadar yürüyün. Biz hep yanınızdayız."
Ona minnetle karşılık mutlu bir bakış attım ve yerlerimize oturduk. Tabii ki Can bu sessiz ortamı neşeli sözleriyle canlandırmaya çalışıyordu. "Belemir." Belemir soran gözlerle baktı. "Ben senden ümidi kesmiştim ama şaşırttın beni."
Belemir göz devirdi. "Aman senin ağzına düşmeyelim, yapıştırıyorsun lafı!"
Can sırıtırken Belemir elindeki meyveyi küçük parçalara ayırıp Arya'ya verdi. Arya yavaşça çiğnerken gülümseyerek ona baktı. Kalbim, hayallerimin etkisiyle yerine sığamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Novela JuvenilTamamlandı. Ben istemedim ki böyle olmayı. Ben istemedim belime silah koyup mafyacılık oynamayı. Ben sadece babam yanımda olsun istedim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Basit bir hayat yaşamak istedim ama olmadı. Şimdi bulunduğum konuma bir bakıyorum...