Bölüm 53 - Zehirli Sarmaşık

530 27 2
                                    


"Dinle, yoksa dilin seni sağır eder. Yüzleş, yoksa kalbin seni esir eder. Anla, yoksa zihnin seni deli eder."

Birkaç ay sonra...

İçimde, bütün dünya ile başa çıkabilecek, kırgınlıkları yenebilecek, yeni bir başlangıcın mümkün olduğunu gösteren, hatta bunu mümkün kılacak tek şey olan umudum vardı. O umut tanesi içimde bir tohum gibi filizlendiği gün yere çakılmış ruhumu tutup kaldırmıştı ve emindim... Bundan sonra en kuvvetli fırtına bile beni yıkamayacaktı. Elimde kalan son umut tanemi de kimsenin benden almasına izin vermeyecektim. Çünkü biliyordum, beni ayakta tutan tek şeydi o. Kalbimi bir sarmaşık gibi saran...

Lakin bugün... Bugün onu korumak için ördüğüm duvarlar yıkıldı ve ben altında ezildim. Üstelik o duvarları kendi ellerimle yıkmıştım! Hayatımda ilk defa nefes almanın bu kadar değersiz olduğunun farkına varmıştım ve bu farkındalık hem yaşamaya olan inancımı hem de ruhumu bedenimden önce öldürmüştü!..

*****

Şimdi / Mahir'den...

On yıl önce tüm çocukluğumu, mutluluğumu ve ailemi tamda bu kapının ardında bırakıp çıkmıştım bu evden. Şimdi ise ömrümün geri kalanını da, mutluluklarımı da elinden tutup getirmiştim. Hayatın benden çaldığı ne varsa misliyle geri almıştım. Tek bir şey dışında...

Bugün buraya kapının ardında bıraktığım ailemi geri kazanmak için gelmiştim. Daha doğrusu bütün kırgınlıklarımı kapının dışında bırakabilmek için. Öyle ki bu yüzleşmeyi on gün evvel ve yahut on gün sonra da yapabilirdim. Ta ki o rüyayı görene dek... Aslında bir kabus demek daha uygundu. Gözlerimi kan ter içinde açar açmaz bir süre kendime gelememiştim. İçimdeki korkudan kaçmak için de kendimi Arsen'in yanında bulmuştum. Ona sarılmak, iyi olduğunu bilmek, kokusunda kaybolmak bana tüm dünyanın pisliğini unutturuyordu. Çünkü onun varlığı hayatımın en temiz köşesiydi.

Kapının açılmasını beklerken avucumun içinden kayıp giden el beni bu bekleyişin içinden bir bıçak gibi çekip aldı. Başımı çevirip soru dolu bakışlarım onu bulduğunda "Arsen?" diye merakla baktım yüzüne. Bedeni benden uzaklaşırken başını olumsuz anlamda sallayıp dudaklarından dökülen sözcüklerle yüreğimin bir parçası istemsizce sızladı. "Üzgünüm, bu kadarı çok fazla. Bununla tek başına yüzleşmelisin."

Ne söylediklerinde ne de yaptığı şey de bir mantık aramak güçtü çünkü bu kadın şuan benim Arsen'im olmaktan uzaktı. O her zaman cesaretiyle beni mest eder, dik duruşuyla bana kendimi sorgulatır, korkusuz bakışlarıyla beni her türlü durumun içinden çekip çıkartırdı. Ama şimdi...

"Ne demek bu?" dediğimde hüzünlü bakışlarını benden çekip sırtını döndü. Her daim sırtımı güvenle yasladığım kadının böyle zor bir sınavda bana sırt dönüşünü görmek ne denli canımı yaktı tahmin bile edemezdi. Lakin bir yanım yaptığı her şeyin ardında büyük bir sebep gizli olduğunu bildiğinden son bir umut ardından seslendim.

"Arsen!"

Sessiz sedasız gidişinin altında bir şey olduğuna artık emindim. Öyle ki dönüp göz ucuyla bile bakmamıştı. İşte o an acı bir gerçeği yüzüme vurmuştu. Bir gün bana ettiği bir söz yankılandı kafamın içinde.

"Bana arkanı dönme!"

İşte bu sözün ağırlığını şimdi daha iyi anlıyordum. Sesindeki çaresizliği o an anlayamasamda şimdi bu hissi iliklerime kadar hissediyor olmak, hele ki ona yaşattığım bu duyguyu artık daha iyi biliyor olmak karma denilen şeyin en güzel cevabıydı.

ARSEN K. (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin