Bölüm 59 - Ateşle Dans (ArMah🔥)

1K 34 3
                                    


"Asıl zor olan ayrılık değil, anılarla başa çıkmaya çalışmak."

Hoyrat adımlarla merdivenleri çıkıyorken tüm gün boğazına yapışıp kalmış, boğuyor hissi veren kravattan tek hamlede kurtulup ceketinin iç cebine iliştirdi umursamazca. Merdivenlerden çıkar çıkmaz ise ceketinden kurtardı kendini. Sakin fakat sert tavrını koruyor olsa da her bir hareketinden tehlike seziliyordu. En başta onu kısık gözlerle izleyen adam görüyordu bu tehlikeyi, öyle ki çanlar bu gece onun için çalıyordu. Bedenini rahatsızca kıpırdatmaya çalıştı soğuk zeminin üzerinde. Ancak bu boşa bir uğraştı. Ellerini hissedemiyor hale gelmiş, bacakları gövdesini taşımıyordu. Açlık ve susuzluktan başını dahi tutamazken bir umut başını sesin geldiği yöne çevirmişti günler sonra. Önce alışkın olmadığı ışık gözlerini kısarak bakmasına sebep olmuş, dizlerinin üzerinden kalkmaya güç buluştu zorlukla.

Kurumuş dudaklarını ıslattığında diline kan tadı gelmişti. Buna rağmen konuşmak istiyordu. Daha fazla ne yapabilir öğrenmek istiyor, gerekirse sınırı zorlamaktı niyeti. Ancak karşısında duran adamın keskin bakışları üzerinde dönüp duruyor, bu sırada gömleğinin üstten birkaç düğmesini açmış, kollarını kıvırarak yaklaşıyordu sakince.

"Bu gece son! Bu gece tüm esaretine son vereceğim Kerim."

Mahir'i sözlerine karşılık başını eğdi Kerim. Nasıl bu durumda olduğunu düşünürken alayla kıvrıldı dudakları. Sonra histerik bir kahkaha doldurdu odayı fakat karnında hissettiği sızıyla hızla duraksayıp bakışlarını tekrar Mahir'e dikti genç adam. Sızlayan bedenini zorlukla ayakta tutuyordu ki bileklerine bağlı olan ipleri sıkıca tutup güç almak istedi. "Sana Burak'ın yerini bilmiyorum dedim. Daha ne istiyorsun, canımı mı? Ne kalın kafalı bir adamsın sen! Arsen gibi bir kadın sende ne bulmuş anlamıyorum. Halbuki istediği her şeyin daha fazlasını ben verebilirdim ona."

Genç adam adımlarını ilerletip Kerim'in tam önünde durdu. İğrenerek baktığı yüzü bu hale o getirmişti oysa. Yüzü ve bedenindeki sayısız morluğun sebebi kendisiydi. Bunu çoktan hak ettiğini biliyor ancak ne yaparsa yapsın hiç sönmeyecek bir ateş damarlarında kol geziyordu sanki. Sonra sertçe yüzünü ellerinin arasına alıp dikkatle baktı Kerim'e. Tek derdinin Burak olduğunu sanması ne büyük aptallıktı! Halbuki o Arsen'in adını her ağzına aldığında her bir kemiğini un ufak ederek köpeklere yem etmek istiyordu ki işte yine yapmıştı. "Arsen'in!.." dediği an iki eliyle yüzüne sertçe vurup durdu. "Adını!.." diye devam ettiğinde bir kez daha sertçe vurup duraksadı. Anladığından emin olmak istercesine her kelimede sesini yükseltiyordu ki "Ağzına almayacaksın!.." diye son kez vurup adeta kükrediğinde göz bebekleri öfkeyle büyüdü.

Yüzüne inen sert darbelere karşılık çenesi sinirle kasılmıştı genç adamın. Tek hayal ettiği bu izbe yerden kurtulduğunda Mahir'i Burak'a dahi bırakmadan kendi elleriyle öldürmekti. Ancak buna rağmen öfkesine yenilip sinsice gülümseye başladı. "Beni burada tutarak hayatının hatasını yaptın Mahir! Duydun mu beni? Yerinde olsam ben buradan kurtulduğum an arkama bakmadan kaçardım. Ben Burak gibi iğnemi batırıp kaçmam. Sonuna kadar giderim. Buradan çıkınca da yapacağım ilk iş ne olacak biliyor musun? Arsen'in yalnızca adını ağzıma almakla kalmayacağım..." derken dudaklarını yalayıp sinsice gülmeye devam etmişti. Gözlerini bir an olsun Mahir'den çekmezken onun öfkeden deliye döndüğünü görüyor ancak neden hiçbir şekilde yerinden bile kıpırdamadığına anlam veremiyordu. Oda buz kesmiş gibi tek bir ses çıkmazken gülümsemesi aniden kayboldu. Öyle ki tahmin ettiğinden daha fazlasıydı. Mahir yalnızca öfkelenmekle kalmamış, adeta gözlerinden alev saçacak dereceye geldiği an bir an bile düşünmeden belinden silahını çıkarıp Kerim'e doğrulttuğu namluyu ateşlemişti.

ARSEN K. (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin