Bölüm 13 - Büyük Rest!

1.6K 90 10
                                    

Şaşkın gözlerle amcama baktığımda "O nasıl söz öyle amca?" dedim. Mahir'e böyle bir şey söylemesi hoşuma gitmemişti. Lakin karşımdaki amcamdı, bir yanlışını görmese böyle söylemezdi.

Amcam "Sen çağır hadi." diye sözünü tekrar edince çantamdan telefonumu çıkarıp Mahir'e yukarı gelmesi için mesaj attım. Birkaç dakika sonra Mahir içeri girdiğinde gözleri önce beni buldu. Daha sonra ise amcama ve Burak'a baktı.

Amcam "Gel bakalım evlat." diyerek Mahir'e baktığında onun bakışları ne olduğunu anlamak istercesine beni buldu. Ben bir şey demeyince amcamın karşısındaki koltuğa oturmaya yeltenmişti ki amcamın sesiyle durup tekrar bana baktı. "Oturmanı söylemedim evlat."

Bakışları birkaç saniye bende durdu ve sonra amcama dönüp "Ben de izin aldığımı hatırlamıyorum." diyerek koltuğa oturdu. Oda da aniden doğan bu gerginlik en çok beni tedirgin etmiş, Burak'ı ise keyiflendirmişti.

"Bak evlat..." Amcam Mahir'e bir şey demek için ağzını açmışken Mahir sözünü kesip "Ben sizin evladınız değilim. Adım Serhan." dediği an amcam önce Mahir'e sonra ise dönüp bana baktı.

"Sen kimsin Serhan?" diye Mahir'e bir soru yönelttiğinde gözlerim Mahir'i buldu. O da aynı şekilde bana baktığında amcamın sorusunu yanıtlamak için ben konuşacaktım ki amcam lafımı bölüp "Eminim kendi konuşabiliyordur." dedi.

"Aslında sorunuzun içinde cevabınız da vardı Orhan Bey. Benim adım Serhan, yiğeninizin şoförüyüm..."

Mahir'in böyle söylemesinden sonra amcam onun sözünü kesip "Bir şoföre göre fazla cürretkârsın evlat. Senin işin yiğenimi istediği yere götürüp getirmek. Şirkete fazlaca girip çıkıyormuşsun. Bu yetmediği gibi oğluma elini kaldırmışsın." dediği an araya girme gereği duydum.

"Serhan sadece benim şoförüm değil amca, aynı zamanda özel korumam. Yanımda bulunmasını ben istiyorum." dediğimde amcamın bakışları beni buldu. "Koruma mı? O nereden çıktı, kimden koruyacakmış seni? Tehlikeli bir durumdasın da bana mı söylemiyorsun?" diye tedirgince sorduğunda "Şuanlık öyle bir durum yok, ama seninde bildiğin gibi amca... Ben babamı bir cinayete kurban verdim." dediğim an oda büyük bir sessizliğe büründü ve amcam Burak'a bakmadan sertçe "Burak sen çık." dedi. Burak ise amcamı ikiletmeden çıkıp gitti. Oda da sadece Mahir, amcam ve ben kalınca amcam ikimize de göz gezdirip Mahir'e "Yiğenim tehlikedeyse hemen şimdi söyle bana." dedi. Mahir ise "Tehlikede değil, olsa bile ben olduğum sürece başına bir şey gelmesine izin vermem." diyerek ayağa kalktı. "Soracaklarınız bittiyse ben çıkıyorum."

"Çık evlat, lakin seninle sonra tekrar görüşeceğim." Amcamın bunu söylemesinden sonra Mahir "Muhakkak görüşelim." diyerek odadan çıktı ve soru dolu tasvip etmeyen bakışlarla beni baş başa bıraktı. Daha sonra amcam da ayağa kalkınca ben de onunla birlikte ayağa kalktım. Amcam bana iyice yaklaşıp ellerimden tuttu ve "Benden bir şey saklamıyorsun değil mi? Kötü bir durum yok." deyince "Yok amca merak etme." diye yanıtladım sorusunu.

"Peki sen bu adama ne kadar güveniyorsun." deyince hiç tereddütsüz "Kendimden çok güveniyorum amca..." dedim. Amcam ise ellerimi tutmaya devam ederek "Ben senin amcanım, baba yarın sayılırım kızım. O yüzden aranızda olan bu şeyi tasvip etmiyorum." dediği an doğru duyup duymadığımı anlamaya çalıştım. Neyi kastediyordu?

"Nasıl yani amca?"

"Bak... Sen benim hiç olmayan kızım gibisin. Seni gözümden sakınırım bilirsin. Bu çocuk hoyrat, kalbini çok yorar kızım. Hem de sana uygun biri değil..." Amcam'ın ağzından çıkan her kelimeyle kendimi fazlaca gergin hissediyordum. Hem ortada sandığı gibi bir şey yoktu hem de babam tam aksini söylerdi hep.

ARSEN K. (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin