Bölüm 14 - Kıskanç

2.1K 88 9
                                    

Mahir'den...

Karşımda gözlerinden öfke akan kadına baktığımda onun bu cesaretli duruşunun beni bile şaşırttığı bir gerçekti. Pes etmiyor, aksine karşısında kim olursa olsun savaşıyordu. Hiçbir şey ona boyun eğdirmiyor, benim sert bakışlarımdan bile korkmuyordu. Belki de korkuyordu ama bunu belli etmeyecek kadar güçlüydü.

"Sırada ne var?" diye sorduğumda bakışları beni buldu. "Nasıl yani?" diye sorduğunda "Önce şoför, sonra koruma, şimdi de özel danışman. Sırada ne var?" diye dalga geçtiğimde bu onu gülümsetmişti. Karşımdaki koltuğa kendini bıraktığında başını arkaya yaslayıp konuştu.

"Bilmem, her şey sırayla. Ek maaş istiyor musun peki?" diyerek güldü. Gülüşünün bu kadar güzel olduğunu farketmediğimi anlarken aslında buna hiç kafa yormadığımı biliyordum. Bu durumdan ise kaçmak için ayağa kalktım ve kapıya yöneldim.

Arkamdan merakla "Nereye?" diye sorduğunda ise ona bakmadan cevap verdim. "Şu Celal Bayır dosyası... Bir daha bakacağım." dediğimde "Umarım bir şey bulursun." dedi.

"Umarım." diyerek kapıyı arkamdan kapattığımda asansöre yöneldim ve arşivin bulunduğu zemin kata inmek için düğmeye bastım. Ben aşağı doğru inerken asansör üçüncü katta durdu ve içeri Derya'nın girmesiyle gözlerimiz birleşti. Nereden denk gelmiştik şimdi!

"Merhaba Serhan." deyip gülümseyince soğukça "Merhaba." dedim.

"Nasılsın, daha iyisindir umarım."

"İyiyim sağol." diye kısaca onu yanıtladığımda "Madem iyisin, hani şu bahsettiğimiz club vardı ya, bu gece oraya gideceğim sende gelmek ister misin?" deyince bakışlarım onu buldu. Aslında olabilirdi, Allah bilir en son ne zaman öyle bir ortama girmiştim. Cevabı hiçti ve hiçlikte kalmasına gerek yoktu. Lakin beni tek geren orada Derya'nın da olacak olmasıydı. Gerçi bunu pek dert edecek değildim.

"Kabul, akşam orada olurum." dediğim an yüzündeki gülümseme genişledi ve "Güzel, o zaman beni almaya gelirsin birlikte gideriz. Ben sana evimin konumunu atarım... Görüşürüz." diyerek asansörden inince arkasından bakakaldım. Resmen bana emrivaki yapmıştı. Kabul ettiğime ise an itibariyle pişman olmuştum.

Sonunda zemin kata geldiğimde inip arşivin kapısına doğru yürüdüm. Fakat içeri girmek istediğim sırada bir güvenlik yanıma gelip beni durdurdu. "Burak Bey'in emri var. Kayıp dosyalar olduğu için arşive giriş kesinlikle yasak." dediğinde geçen sefer böyle bir şeyle karşılaşmayıp şimdi aniden gelen bu yasak beni şaşırtmıştı. Güvenliğe "Beni buraya Arsen Hanım gönderdi." deyince durumu teyit etmek için Arsen'i aradı ve durumun doğru olduğunu anlayıp "Peki buyrun Serhan Bey." diyerek kapıyı açtı.

Arşive girip geçen sefer baktığım dosyaların arasına ilerledim. Bu sefer işi daha da sıkı tutup tüm dosyaların içini didik didik aramaya karar verdim. Fakat yine hiç birinde bulamayınca tekrar o baktığım dosyaya geri dönüp bakmak istedim. Fakat ben dosyanın kapağını açar açmaz içinden bir kağıt düştü. Uzanıp kağıdı elime aldığımda şok içindeydim.

Celal Bayır

Kağıda hızlıca göz atarken tek dikkatimi çeken adamın işten ayrılma sebebinin ölüm olmasıydı...

***

Arsen'den...

Başımı koltuğa yaslamış Mahir'den gelecek olan haberi bekliyordum. Umarım artık bir şey bulurdu. Kaç gündür aklımı kurcalayan bu adam ortaya çıkacaktı, biliyordum. Artık bir şeyler bulup babamın katili kimse onu hakettiği yere tıktırmadan içim rahat etmeyecekti... Ben tam bunları düşünürken kapının açılma sesiyle o tarafa döndüm ve elinde bir kağıtla Mahir'i görmemle ayağa kalkıp yanına gittim.

ARSEN K. (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin