Saat 23:55. Önünde bir yığın kitaplar, karalanmış ve buruşturulmuş parşömenler ve bazıları tükenmiş tüylü kalemler. Saatin ' tik tak ' sesleri odada yankılanıyor. Ashira, önünde ki parşömenlere son bir kez baktı ve oturduğu sandalyesine daha da yayıldı. Ellerini saçından geçirip, yüzünün yan kısımlarında durdurdu. Derin bir nefes aldı ve kafasını arkaya doğru yasladı. Neredeyse 4 saattir buradaydı. Ve parşömen karalayıp, buruşturmaktan ; kütüphaneden aldığı kitapları okumaktan ileri gidememişti Ashira. Bu konu oldukça canını sıkmaya başlamıştı. Daralıyordu, tek istediği şey büyük bir çığlık atıp, bağırmaktı. Sanki bağırdığında, kafasında ki tüm düşünceler kaybolup gidecek, onu rahatsız eden her şey son bulacakmış gibi hissediyordu. Üstelik tek derdi bu değildi. Dün yaşadığı olayı düşündü. Atadamlarla karşılaşması, onlarla konuşması hatta onlarla kavgası. Kaç kişi hayatında atadam görüp, onlara ihanet edip, savaşmıştır ki? Bir? İki? Üç? Hiç? Tabii Dumbledore ve Severus Snape hariç. Ashira bunları düşünürken, kapısı tıklatıldı. Gelenlerin oda arkadaşları olduğunu düşündüğü için, masanın üstündeki parşömenleri çalışma masasının en alt bölmesine tıkıştırıp, kitapları birbirlerinin üstüne koydu, isimleri gözükmeyecek bir şekilde. Ve en üste roman kitabını koydu. Okuma kitapları algısı yaratmak için. Tabii bunları yapması 30 saniyesini ya almıştı ya almamıştı.
AS- "Gelebilirsiniz."
Ashira, çalışma masasından kalkıp, yatağına doğru ilerledi. Kapı açıldı.
AS- "Çok ses yapmayın. Sabah erken kalkmam lazım, uyuyacağım."
SS- "Neden erken kalkman lazım? Yarın haftanın son günü yani tatil günü."Ashira, bir anda yatağında düz pozisyona geldi. Karşısında babasını görünce şaşırmadı değil ama bozuntuya vermedi. Kaşlarını kaldırıp:
AS- "Kızlar yatakhanesindesin. Profesörler buraya gelemezler."
SS- "Gizlice geldim zaten. Sana birkaç şey söylemem gerekiyor o yüzden. Ayrıca soruma cevap alamadım?"
AS- "Yıllardır tatil günlerinde de erken kalkarım ben. Ders çalışmak ve kitap okumak için. Anlarsın ya, rakiplerim çok. Onları en iyi şekilde geçmem gerekiyor. En azından benim açımdan."
SS- "Aferin, güzel. Ama daha önce hiç farketmedim."
AS- "Benle hiçbir zaman doğru düzgün baba-kız konuşması yapmadın. O yüzdendir belki de."Ashira'nın söylediği şey karşısında, hiçbir şey söyleyemeyen Snape, konuyu değiştirmeye çalıştı.
SS- "Dün gecenin bir daha yaşanmasını istemiyorum. Başını belaya sokma artık. Tehlikenin nereden geleceğini bilemezsin bu yüzden çok dikkati olmalısın."
Snape, ayağa kalkıp kapıya doğru yaklaştı.
SS- "Ve sakın kimseye güvenme. Her an, herkes, her şeyi yapabilir."
Sadece kafasını sallamakla yetinen Ashira'dan sonra Snape odadan çıktı.
AS- "Ve sakın kimseye güvenme. Her an, herkes, her şeyi yapabilir."
------------------------------------
Büyük salonda, yemek masasının en sonunda, elinde ki kitaba oldukça odaklanmış bie şekilde yemek yiyen Ashira, adının seslenilmesiyle kafasını kaldırdı. Kaldırdığı gibi de sarı kafa ile karşılaştı.
AS- "Ne var yine? Ne istiyorsun?"
DM- "Benden uzak durmanı."
AS- "Ateşin falan mı var? İyi misin?"
DM- "Kes."
AS- "Bana bağırma!"
DM- "Senin yüzünden Pansy ile aram bozuldu!"
AS- "Boş konuşmayı kes. Her fırsatta bana sanki kırk yıllık arkadaşmışız gibi yakın davranan, dibimden ayrılmayan sensin. Şimdi gelmiş bana sevgiliymişizde, ben seni aldatmışım gibi bağırmayı ve salak salak konuşmayı bırak."
DM- "O hataya bir kez düştüm Snape. Birdaha düşmem. Asi kız rollerini kes."
AS- "Bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Ne biçim bir insansın sen?"
DM- "Ben diyeceğimi dedim."
AS- "Ama ben demedim."Ashira bir anda ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.
AS- "Herkes bir dakika buraya bakabilir mi?"
DM- "Ne yapıyorsun sen aptal? Kes sesini."
AS- "Tek bir şey söyleyeceğim, Malfoy ile sevgili falan değiliz. Arkadaş bile değiliz. Sadece aynı binada olan iki Slytherin öğrencisiyiz."
ÖĞRENCİLERDEN BİRİ- "Daha geçen gün sevgili değil miydiniz?"
ÖĞRENCİLERDEN BİR BAŞKASI- "Bitanem, sevgilim, aşkım. Bunlar neydi o zaman Snape?"
AS- "Bunu anlayacak kadar zeki olduğunuzu düşünmüştüm. Bahsettiğiniz şey sadece bir uydurmaydı. Sizin kehanet dersinde ki olayla ilgili sorularınızdan kurtulmak için bir yalandı."
ÖĞRENCİ- "Biliyordum böyle olacağını."
ÖĞRENCİ/2- "Çok yakışıyorlardı yaa."
ÖĞRENCİ/3- "Malfoy ve Snape mi? İmkansız daha kolay."
AS- "Bu ilk ve sondu Malfoy. Sevgili sorunu çözüldüğüne göre geriye benlik bir şey kalmıyor. "Malfoy, Ashira'nın tepesinde birkaç saniye durduktan sonra hiçbir şey demeden, Ashira'dan biraz ötede bir yere oturdu. Ve kahvaltı boyunca Ashira'yla birbirlerine pis bakışlar atmayı ihmal etmediler.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
D– "Yasak ormanda ne işiniz vardı?"
HP– "Malfoy ve Snape'in Hogwarts'ta endişeli bir şekilde koştuklarını gördük. Takip ettik. Ve geçitlerden birini kullanıp Hogwarts'tan gizlice çıktılar. Bir şeyler döndüğünü anladığımız için de peşlerinden gittik."
NL– "İyi de etmişiz. O Slytherinlilerin arasında kalmıştınız Bay Dumbledore. Kendilerini kurtarıp, sizi tehlikeye atabilirlerdi ki yapmışlarda. Hepsi sağlıklı duruyor fakat sizin kolunuz derinden yaralandı hem de hançerle. Kolunuzu kaybetmediğinize sevinmelisiniz.
D– "Benim için kendinizi tehlikeye atmanıza minnettarım çocuklar fakat birdaha böyle bir şey yapmayın."Öğrencilerin hepsi kafalarıyla, Dumbledore'yi onayladılar.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
Dersler bittiği gibi kütüphaneye gelen Ashira, yine farkında olmadan, saatlerini burada geçirmişti. Ders için topladığı tüm dikkatini yine sarışın çocuk mahvetti. Onların biraz uzağında Parkinson ile kavga ediyorlardı. Kütüphanede ki çoğu kişi bu durumdan rahatsız olmuştu fakat Malfoy işin içinde olduğu için kimsenin onlara laf atması mümkün değildi. Ertesi gün kendilerini Hogwarts'ın kapısında bulabileceklerini düşünüyorlardı.
AS– "Kesin artık sesinizi. Gidin başka yerde kavga edin."
DM– "Sana soran olmadı Snape."
PP– "Aslında oldu. Hatta kavgamızın asıl nedeni sensin. Ben Draco'nun sana haksızlık yaptığını düşünüyorum ama o bunu inkar ediyor."
AS– "Bana haksızlık mı? Benim ona ihtiyacım varmış da o yardım etmemiş gibi konuşma Parkinson. Benim kimseye ihtiyacım yok. Dolaylı yoldan da kimse bana haksızlık yapamaz."
DM– "Sana demiştim Pansy. O bize göre değil. Onla arkadaş olamazsın."
PP– "Sende bana emir veremezsin. Ve senin inadına da olsa onla arkadaş olacağım Draco."Malfoy, Parkinson'un söylediği son cümleden sonra etrafına iyice bakındı. Daha doğrusu Ashira'nın bunu duyup duymadığını kontrol etti. Ama şanslıydılar ki Ashira çoktan kitabına geri dönmüştü. Fakat onları dinleyip dinlemediğini kim bilebilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Hortkuluk
ActionŞu an ikisi de susuyordu. Sadece bir çift gri göz ve bir çift mavi göz konuşuyordu. Biri ne yapacağını şaşırmış, pişmanlık ile bakarken, diğeri ihanete uğramış aşk ve üzüntü ile bakıyordu.