XV

1K 81 1
                                    

IP- "Bayan Ashira, yine yasak saatinde kütüphanedesiniz."
AS- "Ben gerçekten bilmiyordum Madam Pince. Son zamanlarda kafamı karıştıran çok şey var ve bunlara bir cevap arıyorum."
IP- "Ne gibi şeyler? Eğer bana söylersen yardımcı olabilirim belki. Biliyorsun Hogwarts Kütüphanesinin görevlisiyim ve burdaki neredeyse her kitap hakkında bir fikrim var. "
AS- "Çatalağızlık."
IP- "Araştırmak için sence de çok garip bir konu değil mi?"
AS- "Şey biz Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde bu konu hakkında birkaç kez konuşmuştuk ta. Ordan aklıma takıldı ve meraktan yerimde duramıyorum. Anlarsınız ya."
IP- "Pekâlâ. Öyleyse sana bildiklerimi anlatayım, gel otur şöyle."

Ashira ve Irıs Pince karşılıklı iki sandalyeye oturdular. Pince derin bir nefes alıp, anlatmaya başladı."

IP- "İlk önce bu çatalağızlık hakkında yayılan genel bilgiler hakkında konuşalım."
AS- "Yani sadece Slytherin Varislerinde olan çatalağızlık."
IP- "Evet. Çoğunluk, dediğin gibi çatalağızlığın sadece Slytherin Varislerinde olduğunu düşünüyor. Ama-"
AS- "Ama aslında öyle değil. Sadece Slytherin Varisleri değil Slytherin kanı taşıyan kişilerde de olabilir. Yani Voldemort'un kanını taşıyanlarda."
IP- "Aynen öyle."

Pince, etrafa bir göz gezdirip, etrafta birilerinin olup olmadığına baktı.

IP- "Bu özellik hem kanla hem de büyüyle aktarılabilir."
AS- "Nasıl yani?"
IP- "Bu çok gizli bir bilgi Ashira. Kimseye söylemeyeceğine dair Merlin Sözü ver."
AS- "Merlin üzerine yemin ederim ki burda konuşulan her şey aramızda kalacak. Kimseye söylemeyeceğim."
IP- "Sana güveniyorum Ashira. Herneyse bu bahsettiğim büyü çok gizli ve özel bir büyü. Sayılı kişi bilir bu büyüyü."
AS- "Voldemort gibi."
IP- "Ve baban gibi."

Kafası yere eğik olan Ashira, bir anda kafasını kaldırıp, Pince'ye bakmaya başladı.

AS- "Ne?"
IP- "Bilmemene şaşırmadım. Snape kimseyle böyle şeyleri konuşmaz. Tek bir kişi hariç ama neyse dediğin gibi burda konuşulan her şey aramızda kalacak."

Pince, ayağa kalktı ve Ashira tam ağzını açıp konuşacağı sırada ona ' iyi geceler ' diyerek susturdu ve ortadan kayboldu. Ashira ise hala şaşkındı. Çünkü babası verdiği sözü tutmamıştı.

------------------------------------

SS- "Kim bize Çok Özlü İksir'in ne olduğunu ve hangi amaçla kullanıldığını söyleyecek? Gryfindoorlu Granger dışında."

Granger'ın yüzü asıldı ve parmağını indirdi. Snape ise sınıfa göz gezdirdi. Kimse parmağını kaldırmamıştı. Ashira da dahil. Arkası dönük bir şekilde konuşmaya başladı Snape.

SS- "Bayan Snape? Belki siz söylemek istersiniz ha?"
AS- "İstemem."

Anında önüne dönen ve kaşları havaya kalkan Snape, soğukkanlılığını koruyarak konuşmaya devam etti.

SS- "Neden? Bilmiyor musunuz yoksa?"
AS- "Biliyorum. Ama söylemek istemiyorum."

' İstemiyorum ' kelimesini bastırarak söyledi Ashira. Snape hâlâ konuştuğu zaman ise kafasını masadan kaldırıp, gri gözlerini Snape'e dikti.

SS- "Söyleyin o zaman. Belki bilmeyenler vardır."
AS- "İstemiyorum dedim. Anlamıyor musunuz?"

Yavaş yavaş sinirlenmeye başlayan Ashira, Snape'e baktıkça daha da sinirleniyordu. Çünkü Snape sırıtmaya başlamıştı.

SS- "Anlaşıldı. Bilmiyorsun-"
AS- "Çok Özlü İksir, içenin bir saat süreyle bir başkası gibi görünmesini sağlayan bir iksirdir. Bu iksir, dönüşmek istenen kişinin saç telinin yanı sıra başka malzemelerin de katılmasıyla yapılır. Tadı ve görünüşü kişiden kişiye değişir."

(Bu kısım tr.m.wikipedia.org bağlantılı siteden alınmıştır.)

Hala sırıtmaya devam eden Snape, Ashira'ya bakmadan sınıfta dolaşmaya başladı.

SS- "Aferin Bayan Snape ama bir daha sözümü kesmeden konuşun."
AS- "Tamam Profesör. Ama sizde bir daha cevaplamak istemediğimde zorlayıp, beni eziklemeye çalışmayın. Aksi takdirde bu çabanız boşa gidiyor da."
SS- "Ağzınızdan çıkanları kulağınız duyuyor mu Bayan Snape?"
AS- "Verdiğiniz sözleri tutuyor musunuz Profesör?"

Snape ve Ashira bir anda kafalarını birbirlerine çevirdiler ve kısa bir süre bakıştılar. Aslında bakışmadılar, zihin yoluyla konuştular. Ama kimse bunu bilmiyordu ve anlamamıştı. Kimse? En arkada oturan sarı kafa dışında.

SS- "Ne demeye çalışıyorsun Elodie?"
AS- "Gayet açık değil mi? Neden verdiğin sözü tutmadın?"
SS- "Hangi sözden bahsediyorsun?"
AS- "Birbirimizden bir şey saklamayacağımıza dair verdiğimiz sözden bahsediyorum."
SS- "Akşam odama gel."

Zihin yoluyla yapılan konuşma bitti ve sıra sarışın çocukta.

DM- "Profesör. Size sormam gerek birkaç şey var. Akşam odanıza gelsem, orda cevaplasanız olur mu?"
SS- "Olur Bay Malfoy. Saat 19.30'ta odamda olun. Eğer bir dakika bile geç gelirseniz odama giremezsiniz."
DM- "Peki Profesör."

Planı işleyen Malfoy -pardon sarışın çocuk-, sırıtmaya başlamıştı.

------------------------------------

AS- "Eee sevgili babacığım, soruma cevap vermeyecek misin?"
SS- "Bak Elodie, sana verdiğim sözü tutmamış olabilirim ama o kadar da önemli bir konu değil bu."
AS- "Nasıl önemli değil?"
SS- "Çatalağız değilsin ya sonuçta."
AS- "Nerden biliyorsun? Belki çatalağızımdır ha?"
SS- "Bu ne demek Elodie?"
AS- "Ne anladıysan o demek."
SS- "Artık şifreli konuşmayı kes. Açık açık konuş."
AS- "Pekâlâ. Demek istediğ-"
DM- "Profesör, girebilir miyim?"

Artık bıkkınlık gelen Snape, derin bir nefes aldı.

SS- "Gel!"

Kapı açıldı ve sarışın çocuk içeriye masum masum gülümseyerek girdi.

AS- "Ne işin var burda?"
DM- "Derste Profesör ile konuştuklarımızı duymadın mı Snape?"
AS- "Of bide sen çıktın başıma!"
DM- "İstemiyorsan gidebilirsin Snape. Kimse seni tutmuyor."

Ashira güldü. Bende olsam bende gülerdim aslında.

AS- "Babamın odasından beni mi kovuyorsun Malfoy?"

Sarışın çocuk ise göz devirmekle yetindi. Cevap vermedi. E yani bir zahmet. Profesörün karşısında onun kızıyla tartışmak çok aptalca olurdu.






7 HortkulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin