LXXII

1.1K 103 96
                                    

Ashira'nın güçlü ve oldukça havalı olduğu bir bölüme hoşgeldiniz!

Yıldıza dokunmayı ve paragraf arası yorum yapmayı unutmayın..



"Söyle."

"Benden uzak dur."

"Ayaklarına kapanırsam affeder misin beni?"

"Affetsem bile unutmam."

Gece saatlerinde. Kütüphanede.

Elimdeki bütün kitaplar bitince, yenisini almak için kütüphaneye gelmiştim.

Aptal sarışında beni takip edip, buraya gelmiş. Aslında geldi. Farketmiştim ama bir şey demeden, belli etmeden peşimden gelmesine izin vermiştim.

"Ashira. Nolur. Dinle beni. Sadece bir dakika ya."

"Başladı süren."

Şaşırsa da hemen konuşmaya başladı.

"Psikolojim gerçekten bozuktu. Aylarca uyku ile uyanıklık arasında, acı çektim. Çığlık atmak istercesine üstüme geldi her şey. Üstüne birde babamın sanki ölümden dönmemişim gibi lord ile görüşme ayarlaması, azarlaması falan daha da dibe çekti beni."

"Son 10 saniye."

"Beni affet. Unutalım olanları. Ama nolur terketme beni. Sende bırakma Ashira. Yalvarırım.."

Süresi bitmişti ama bunu diyip, umursamazlık taslayacak halim kalmamıştı.

Bir yanım 'affedersen aptalsın. hatırlasana söylediklerini.' derken, diğer yanım 'yalvarıyor çocuk. ayrıca hakta vermek lazım. psikolojisi alt üst oldu çocuğun. ölümden döndü. kolay mı bu?' diyordu.

"Seni herkesten hatta kendimden bile çok sevdiğimi biliyorsun. Hayatımda yalvardığım tek kişisin Ashira. Lütfen..."

Bir şey demeden baktım sadece. O da öyle yaptı. Gözleri dolmuştu. Demek ki gerçekten pişmandı. Ayrıca şu an karşımda Slytherin göz bebeği değilde, masum ve sevgi isteyen bir adam vardı sanki. Bakışları.. her şeyi anlatıyordu.

"Gözlerin.. çok güzeller."

Affettim demenin binbir türlü yolu vardır.

"Seninkilerin yanında biraz sönük kalsa da evet. Öyleler."

Dokunsam ağlayacak gibi olmasının yanı sıra hâlâ egoluydu. Bu gülmeme neden oldu. O da gülümsedi.

"Eskisi gibiyiz yani?"

Bu soru, emin olmak için sorulmamıştı. Umut barındıran ve eskiye dönmek isteyen pişmalık içinde sorulan barışma sorusuydu.

Başımı olumlu anlamda salladım ve bir şey ekledim cümlesine.

"Eskisi gibi ve yalnız."

Sağ elini alnıma düşen perçemlerime atıp, kulağımın arkasına koymaya çalıştı. Ama olmadı. Bir kez daha denediğinde, yine olmadı.

Deja-vu.

İkimizde bu duruma gülümseyince, gözleri dudaklarıma kaydı ve kenarına hafif bir öpücük kondurdu.

Eğer bu öpücük yüzünden içim titremeseydi, öpmedi derdim. O derece hafifti ama duygu doluydu. Özlem doluydu, aşk doluydu. En önemlisi, huzur doluydu...

Biraz daha konuştuktan sonra anlatacaklarımın yarına kalmasına karar vermiştik. Şimdi de ellerimiz birlikte, ortak salona gidiyorduk.

Muhtemelen fazlasıyla dolu bir ortak salon ile karşılaşacağımızı tahmin etmemiştik.

7 HortkulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin