AS- "Bu seni ilgilendirmez."
DM– "Doğru ya benimkide soru. Kim yalnız ölmek ister ki? Senin dışında."
AS– "Malfoy kapa çeneni."
DM– "Benim hakkımda kötü konuşurken iyiydi ama. Noldu Snape? Katlanamıyor musun?"
AS– "Saçma konuşmayı kes. Çocuk gibisin."
DM– "Sahi ya çocukluk demişken, çocukluğun nasıldı Snape? Yaşayabildin mi çocukluğunu?"
AS– "Tamda en güzel konuya geldin, biliyor musun Malfoy?"Ortamda şu an gerçekten çok fazla gerginlik vardı. İki kişi birbirine büyük nefretle bakarken, iki kişide birbirine gergin gergin bakıyordu.
AS– "Bana sordun evet ama bende senden cevap istiyorum. Baban yani "Lucius Harikalık Abidesi Malfoy" nasıl bir baba? Sana çocukluğunu yaşattı mı? Ya da güzel bir çocukluk yaşadın mı?"
Malfoy ava giderken avlanmıştı.
AS– "Niye konuşmuyorsun? Söyleyecek bir şeyin yok mu?"
DM– "Aslında bir şey farkettim bu sorunla, Snape."
AS– "Ne farkettin? Çocukluğunu hiç yaşayamadığını mı?"
DM– "Hayır. Pansy'nin haklı olduğunu."Ashira bıkkın bir ifadeyle Malfoy'un gözlerine bakıyordu. Gözlerinin tam içine. Gri ve buz mavisi.
DM– "İkimiz aslında birbirimizin aynısıyız."
Ashira bu cümleyle resmen kusacaktı. Düşmanıyla aynı olmak mı? Düşman?
AS– "Saçmalamayı kes."
DM– "Hayır, ciddiyim. Aynıyız. Sadece karşı cinsiz. Birnevi ikiz gibi ama biri kız biri erkek."
AS– "Felsefe yapma. Kes."
DM– "Hatta ikimizde zorbayız. Ama gerçek zorbayız. Hem kendimize hem de başkalarına zorbalık yapıyoruz. Söylesene değil miyiz?"
AS– "Değilim. Kendi adına konuş. Zaten konuştuğum belirli kişiler var ve onlarda zorbalık yapacağım insanlar değil."
DM– "Aslında insan en büyük zorbalığı kendine yapar. Ayna karşısında ya da ayna karşısında olmadan. Kendini eleştirir kişi. Ne bok olduğunu çözmeye çalışır ama bir türlü başaramaz. Çünkü kimse kendini gerçek bilmez, bilemez. Ve sen Snape, kendinin en büyük zorbasının. Aynı şekilde bende."
AS– "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki? Bilemezsin. Çünkü hiçbir şeyim değilsin ve sana temin ederim ki yanılıyorsun Malfoy."Öyle mi?
DM– "Neresinde mesela?"
Belki hepsinde belki de bazı yerlerinde. Ya da hiç yanılmıyorsundur Malfoy.
AS– "Ben zorba değilim. Yani en azından kendimin zorbası değilim. Aslına bakarsak başkalarınada zorbalık yaptığım söylenemez. Çünkü zorbalık bile bir ilgi göstergesidir. İster dış görünüş zorbalığı olsun ister karakter zorbalığı olsun. Eğer ki birisi, birisine zorbalık yapıyorsa, o kişide kendisinin sevdiği fakat itiraf edemediği bir şeyler vardır. Son olarak ise asla kendine zorbalık yapma Malfoy. Çünkü gün gelir pişman olursun. Bir daha kendini sevemezsin. Ne yaparsan yap hep eksik hissedersin. Her aynaya bakışında kendinden bir kez daha nefret edersin. Seninde dediğin gibi nasıl bir bok olduğunu çözemezsin ve bu seni öldürür."
Sanırım Ashira birçoğunuzu özetledi. Belki de birçoğumuzu. Sahiden öyle misiniz? Kendinizin zorbası mısınız?
Peki Ashira doğruları mı söylüyor? Her şeyde. Kendine zorbalık yapmadığı doğru mu? Bence cevap apaçık ortada. Düşünmeye bile gerek yok.
Malfoy bu sözlerden sonra hiçbir şey demedi. Diyemedi. Çünkü diyecek bir şeyi yoktu. Sadece Ashira'yı seyretti. O konuşurkende, konuşması bittikten sonrada.
Fakat garip bir durum vardı ki, bu sefer Ashira göz temasından kaçınmıştı. Slytherin ortak salonunu bininci kez keşfe çıkmıştı.
Artık her köşesini ezbere bildiği salonu yine inceliyordu. Çünkü biliyordu ki, eğer Malfoy'la göz teması kurarsa bir şeylerden açık verecekti.
Aslında Ashira asla böyle değildi. Çok iyi bir yalancıydı ki hâlâ öyle. Ama az önce, tanımadığı birine, kendi yaptığı şeyler üzerinden, yapmaması adına tavsiye vermişti ve bunu yaparken de o ana kadar ki her kendine zorbalık yaptığı anı gözünün önünden geçmişti. Yani korkuyordu. Açık vermekten.
Eğer açık verirse, insanların onu çözeceğini, onun zaaflarını öğreneceğini ve bunları kullanacaklarını düşünüyordu. Kim bilir? Belki de öyle yaparlar.
İşte bu yüzden Ashira'nın ciddi güven problemleri var. Hiçbir şekilde, kimseye güvenemiyor. Güvenmekte istemiyor. Hem babasına güvendi de ne oldu? Babasından yemedi mi en büyük kazığı?
Düşünceli ortamı bir öksürük sesi bozdu.
PP– "Ashira artık yatakhaneye gidelim. Hem yatma saatine az kaldı. Ceza yemek istemeyiz değil mi?"
AS– "Peki."Kızlar, yatakhanelerine giderken, erkeklerde aynı şekilde ayaklanıp, yatakhanelerine gittiler.
––––––––––––––––––––––––––––––––––––
–kızlar yatakhanesi, saat 22:15–
PP– "Ashira."
AS– "Efendim?"
PP– "İyi misin?"
AS– "Evet. Neden sordun?"
PP– "Bugün, ortak salonda konuşurken, biraz kötü gözüküyordun. Yani iyi değildin."Ashira bir anda ayaklandı. Oysa ki yatağında uyumak için hazırlanıyordu. Daha doğrusu diğerlerinin uyumasını bekliyordu, Astronomi Kulesi'ne gitmek için.
AS– "Nasıl ya? Nasıl kötü gözüküyordum? Nasıl anladın?"
PP– "Hey, sakin ol. Anlarım ben."
AS– "Dışa bir şey mi yansıttım? Yani mimik, hareket falan."
PP– "Birazcık."
AS– "Hassiktir. Peki ya öbürleri? Anlamışlar mıdır?"
PP– "Neyi?"
AS– "Ne neyi– bir dakika. Herneyse. Tamam. Boşver. Benim gitmem lazım."
PP– "Nereye?"
AS– "Hava almaya."
PP– "İyi de yasak saatindeyiz. Yasak saatini geçeli 17 dakika oldu."
AS– "Bir şey olmaz. Boşver sen beni. Uyu."
PP– "Hayır."
AS– "Sen bilirsin. Uyuma."
PP– "Hayır. Yani ona hayır demedim. Gidemezsin."
AS– "Buna sen karar veremezsin. Ki–"
PP– "Ashira lütfen şu konuşmayı atlayalım artık. Benim kim olduğumu zannettiğim bölümü. Bende geleceğim senle birlikte. Tek başına gidemezsin."Ashira hiçbir şey demeden, Pansy'nin yataktan kalkışını, üstüne hırka giyişini ve aynı şekilde ona da giydirişini ve önünde dikilişini seyretti.
PP– "Daha öyle dikilecek misin yoksa gidecek miyiz artık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Hortkuluk
ActionŞu an ikisi de susuyordu. Sadece bir çift gri göz ve bir çift mavi göz konuşuyordu. Biri ne yapacağını şaşırmış, pişmanlık ile bakarken, diğeri ihanete uğramış aşk ve üzüntü ile bakıyordu.